Medya: Karan ile Balın.
Hatam varsa kusura bakmayın😘
İyi okumalar...
Korkuyordum.
Deli gibi atan kalbim birazdan yerinden çıkacak, annemin önüne düşecekti resmen. Titreyen elimle, gözyaşımı silip anneme doğru bir adım attım.
"Anne lü-lütfen dinle beni..." annemin dolu gözleri, içimde bir yerleri yakarken dudaklarımı ısırdım. Nasıl diyecektim ona?
"Sana...bir soru sordum. O, kız se-sen misin?" titreyen sesi başımı döndürürken, hıçkırığım sessizliğe bomba gibi düşmüştü.
"Anne..."
"Sus!..sus." annemin çığlığını duyduğumda, ayaklarının önüne çökmüştüm. Bacaklarına savunmasız bir şekilde sarılırken, omuzlarım sarsılarak ağlıyordum.
"Anne...lütfen bir dinle..." annem beni zorla kenara iterken, Şura da hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.
"Anne deme bana! Annen yok bu saatten sonra senin!" korkuyla oturduğum yerden kalkarken, sarsak adımlarla ona doğru yürümeye çalışmıştım.
"Dinle ne olur...bildiğin gibi değil..." annem gözyaşlarının içerisinden tiksinircesine bana bakarken, hıçkırıklarım artmıştı.
"Babamın üzerine ye-" kafam sola doğru savrulurken, saçlarım önüme dökülmüştü. Yanağım kor ateşe basılmış gibi sızlarken, gözyaşlarım da durmuştu. Annem bana tokat atmıştı!
"Sakın! Sakın babanı katma! Eğer oda bunları duysaydı, senden utanırdı!" acımasız lafları yüreğimi parçalarken, kafamı kaldırmadan onu dinliyordum.
"Senden utanıyorum! Artık ne senin bir annen var, ne de benim Balın diye bir kızım." dolu gözlerimle kafamı kaldırıp, acımazsızca bunları söyleyen annem baktım. Sahi bu kadın benim annem miydi?
"Şimdi kimden peydahladıysan onun yanına git. Sakın bir daha karşıma çıkma." arkasını döndüğünde, kan çanağına dönmüş gözlerle bize bakan Şura'nın koluna yapışmıştı.
"Anne yapma, bir dinle lütfen..." Şura'nın yalvarışlarını umursamıyor gibiydi.
"Sakın! Onu savunma. Senin kız kardeşin öldü. Gidiyoruz." Şura anneme yalvaran gözlerle bakarken, onu durdurmaya çalışıyordu.
"Anne lütfen, görmüyor musun onu? Anne Balını kaybediyorsun..."donuk bakışlarımla sadece izliyordum. Annem Şura'nın dediklerini umursamadan bileğinden tutup, uzaklaşmaya başlamışlardı.
"Ağlama ablacım, sakın ağlama!" dudaklarım acıyla kıvrılırken, soğuk zemine ellerimi yasladım.
"Sus diyorum sana! Yok senin kız kardeşin!" karanlıkta bedenleri kaybolurken, sadece arkalarından bakabilmiştim. Soğuk ve karanlık ıssız otoparkta sadece arkalarından bakmak kalmıştı bana.
Silmişti beni. Gözünü bile kırpmadan canımı vereceğim kadın, gözünü kırpmadan öldürmüştü beni. Ben onu kaybetmemek için bebeğimden vazgeçerken, daha beni dinlemeden sırtını bana dönmüştü.
Kaç dakika öyle gittikleri yola donmuş gözlerimle bakmıştım. Sanki gelecekler gibi. Gelip beni bu soğuk ve karanlık yerden kurtaracak gibi.
"Balın!" ismimi haykıran erkek sesini umursamadan, soğuk betonda karanlık yola bakıyordu.
"Güzelim..." Barlas'ın endişeyle bana doğru koşan iri cüssesini görsem bile, kıpırdamamıştım. Birden beni kollarının arasına alırken, üşüdüğümü o an hissetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balın
General Fiction"Seni öldürürüm, seni bitiririm Balın!" diye yüzüme haykırması ile korkuyla gözlerimi kapattım. "Aç gözlerini, aç ulan!" yüzüme nefretle tıslarken, hıçkırarak açmıştım. "Ne zaman söyleyecektin?" tuhaf bakışlarla bana bakarken, dudaklarımın arasından...