Multi medya; Barlas
Öncelikle hepimizin başı sağolsun. İnşallah bunu yapanlar gün yüzü görmezler. Lütfen Şehitlerimiz için içinizden geçen duaları okumayı unutmayın.
Arabayı hemen park edip, sinirle indim. Sızlayan kalçamla arabaya yaslanıp eve diktim gözlerimi.
Aklıma daha deminki ev gelirken suratımı buruşturmadan edemedim. Abartıyı seven bir insan değildim. Bazen kendi evimiz bile bana büyük geliyordu. Zaten bu evde babamdan bize kalan tek hatıraydı. Gözlerim pencereye kaydığın da annemle göz göze geldim.
Ona gülümseyip, yaslandığım arabadan ayrılıp eve doğru yavaş adımlarımı attım. Zile basmadan açılan kapıyla gülümsemem artmıştı. Annem bana endişeyle bakarken, bu haline dayanamayıp ona sarıldım.
"Bir şey mi oldu? Neden erken geldin?" endişeyle söylenirken ondan ayrılıp, koluna girip eve soktum. Salona doğru giderken hala bana endişeyle bakıyordu. Annemin bu hali beni iyice güldürmüştü.
"Bir şey yok annecim, işim erken bitti." koltuğa yavaşça oturmam dikkatinden kaçmamıştı.
"Neyin var? Bir şey olmuş işte balın?" bugün olanları kısa bir özetle anneme geçip, koltuğa iyice yayıldım.
"Hayvan herif! gitmiyorsun yarın o eve." annem sinirle karana söylenirken bende bundan nasibimi almıştım.
"Ya anne saçmalama, benim işim bu. Hem gamzeyi görsen sende çok seversin, çok masum bir kız." annemin yumuşayan bakışlarıyla doğru yolda gittiğimi anladım.
"Hatta bir gün dışarıya çıkartmayı başarırsam sizi de tanıştırırım." hevesle söylediğim şeyle, anneminde heveslendiğini gördüm.
"Ayy şimdi daha çok merak ettim." onun bu haline kahkaha atıp, televizyonu açtım. O sıra da açılan evin kapısıyla Şuranın geldiğini anladım. Saate baktığım da okuldan geldiğini anladım.
Ayaklarını sürüye sürüye salona girmesiyle, kendini koltuğa atması bir olmuştu. Çocukları ne kadar sevse de her iş çıkışı biraz da olsa çökmüş geliyordu eve.
"Hayırdır ne bu hal?" gözlerini bana dikip, kafasını olumsuz salladı.
"Ölüyorum galiba..." kolunu koltuktan sarkıtıp, gözlerini yummuştu.
"Abartma istersen." gözlerimi devirip televizyona döndüm.
"Sana buradan bir uçarım görürsün abartmayı." onu takmayıp televizyon izlemeye devam ettim. Annem bu hallerimize olumsuz bakışlar atıp, oda televizyona bakmıştı.
"Sen niye erken geldin? Yoksa hastanı mı kaçırdın?" dediğine yapmacık bir kahkaha atıp, uzandığım koltukta doğruldum. Ona cevap vermeden, yavaş adımlarla merdivenleri çıkıp odama girdim. Akşam yemeğine kadar kestirseydim iyi olurdu. Yatağa uzandığım da sızlayan kalçamla, karan gelmişti aklıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balın
Ficción General"Seni öldürürüm, seni bitiririm Balın!" diye yüzüme haykırması ile korkuyla gözlerimi kapattım. "Aç gözlerini, aç ulan!" yüzüme nefretle tıslarken, hıçkırarak açmıştım. "Ne zaman söyleyecektin?" tuhaf bakışlarla bana bakarken, dudaklarımın arasından...