Hatalarım varsa kusura bakmayın.
İyi okumalar...
Karşımdaki adamın kafası ağır ağır bana dönerken, gözlerimizin buluşması ile o yutkunurken ben ise gözlerimi daha çok açmıştım. Okyanus gibi olan mavi gözlerinin beyazı kıpkırmızıydı.
"Barlas.." ismi dudaklarımın arasından dökülürken, kendine gelmiş gibi hızla oturduğu yerden kalkmıştı. Avuç içlerini üzerindeki mavi önlüğe sürterek yanıma geldi.
"Ne işin var senin burada?" diye soru sormasıyla, yüzüm tuhaf bir hale girmişti. Kafası güzel miydi?
"Asıl bu soruyu benim sana sormam gerekir, ne işin var burada?" gözleri sanki cevap arar gibi arkamda bir yerlerde gezindikten sonra yüzüme baktı.
"Ben..ben merak ettim." kızarmış gözleri bir şeyleri saklar gibi gözlerime denk gelmiyordu.
"Barlas sen iyi misin? Annemi tanımıyorsun bile, ne diyor-" sözümü kesen yan taraftan gelen sesler olmuştu. Telaşla anneme doğru baktığımda, dudaklarının arasından bir şeyler mırıldandığını gördüm.
Önümdeki Barlas'ı kenara itip, hızlıca anneme ilerledim.
"Anne?!" telaşla seslenmiştim ama uyanmaya çalışıyor gibiydi. Bu sefer Barlas'a dönerek seslendim.
"Çabuk doktoru çağır, çabuk." bedeni şoka girmiş gibi anneme bakıyordu. Sinirle kaşlarım çatılırken, ortamı umursamadan ona doğru bağırdım.
"Barlas kendine gel! Doktoru çağır!" gözleri bana dönerken, hızla kafasını sallamıştı.
"Ta-tamam." koca cüssesi hareket ettiğinde, tekrardan anneme dönüp elini tuttum.
"Anne beni duyuyor musun? Gözlerini aç lütfen.." elini tuttuğum parmakları hafif bir şekilde avucumu sıkmaya çalışmıştı. Gözümden yaş akarken, elimdeki elini dudaklarımı götürüp koklayarak öptüm.
"Allahım şükürler olsun." gözyaşlarımın arasından gülümserken, annem hala gözlerini açmamıştı ama dudakları aralık halindeydi.
Yavaşca kenara çekilmem ile ne olduğu anlamamıştım. Doktor hızla anneme doğru eğilip kontrol etmeye başlamıştı.
"Lütfen dışarı çıkar mısınız?" hemşirenin konuşmasıyla, son kez anneme bakıp dışarı çıktım.
Ayakta dikilen Karan ile göz göze gelince ağlayarak ama dudaklarımdaki gülümseme ile anın verdiği heyecanla koşarak boynuna sarıldım. Belimi hızla kavrarken, parmak uçlarımda yükselmeye çalıştım.
"Uyandı! Annem uyandı!" sevinçle söylerken, saçlarıma çıkan eliyle geri çekilip yüzüne baktım.
"Çok şükür.." diye mırıldanıp burukça tebessüm etti. Anın verdiği heyecanla resmen adamın üzerine panter gibi atlamıştım. Utanarak geri çekilip, saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.
O sırada yoğun bakım kapısının açılma sesini duyunca hemen kafamı kaldırıp çıkan kişiye baktım. Doktor olduğunu görünce hızlı adımlarla yanına ilerledim.
"Annem nasıl?" heyecanlı çıkan sesimle, doktor ufak bir tebessüm etmişti.
"Kritik durumu atlattı. Normal odaya alacağız, bir gün daha misafirimiz olacaksınız ertesi gün duruma göre çıkış yapabilirsiniz."
"Teşekkür ederiz." benim yerime cevap veren Karan ile doktor kafasını sallayıp yanımızdan ayrıldı. Hemen Karan'a dönüp gözlerinin içine baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balın
Ficção Geral"Seni öldürürüm, seni bitiririm Balın!" diye yüzüme haykırması ile korkuyla gözlerimi kapattım. "Aç gözlerini, aç ulan!" yüzüme nefretle tıslarken, hıçkırarak açmıştım. "Ne zaman söyleyecektin?" tuhaf bakışlarla bana bakarken, dudaklarımın arasından...