19

2K 130 17
                                    


Taehyung'dan;

Saatlerdir Yerin'in ameliyattan çıkmasını bekliyorum. Bekliyoruz... Fakat sanki saatlerdir değil de yıllardır bekliyorum. Beklemek.... Hayatım boyunca hep bir kişiyi bekledim ben... Yerin.... Bana güç veren,beni ben yapan,neden yaşıyorum sorusuna cevabım olan tek kişi... Tam ona kovuştum derken... Yine bekliyorum onu. Fakat bu sefer ki bekleyişimin karşılığı olmayadabilir... Tanrım lütfen... O benim başımın biricik belası... O giderse yapamam... Lütfen onu benden alma... Lütfen...

Ameliyathanenin olduğu katta kızlar ve bizim grup vardı. Bir de onların menejeri... Kızlar ağlamaktan berbat haldelerdi. Bizimkiler ise onların yanında ona destek oluyorlardı.

"Al şunu iç."

Yoongi hyung her zaman ki soğukluğu ile yanıma oturdu ve elindeki şişeyi bana uzattı. Suyu görene kadar hissetmemiştim susadığımı. Gerçi tek onu değil,hiçbir şeyi hissetmiyordum. Hislerim ve kalbim içeride şu an... Sessizce fısıldadım ve elindeki suyu alıp içtim.

"Teşekkürler..."

Suyu yan tarafıma koydum ve bakışlarımı ellerime çevirdim. Yerin'in kanı vardı ellerim de. Kanları gördükçe çıldıracak gibi oluyorum...

"O iyi olacak Taehyung... Bize anlattığın gibi,ona da anlatacaksın hayallerini ve o hayalleri birlikte gerçekleştireceksiniz."

"Ya uyanmazsa hyung? Ya onu sonsuza kadar kaybedersem?"

Dolmuş gözlerimi ellerimden çektim ve Yoongi hyung'a bakmaya başladım. Keşke onun kadar soğuk kanlı olabilseydim. Belki daha az acırdı canım...

"Kaybetmeyeceksin. Olumlu düşünmek zorundasın. Anladın mı beni? Yerin için olumlu düşünmek zorundasın. O seni çıkınca böyle görsün istemezsin değil mi?"

Kafamı hızla iki yana salladım. Yerin'e bu şekilde görünüp onu üzmek isteyeceğim son şey bile olamaz.

"O zaman biraz da olsa toplamaya çalış kendini."

"Taehyung!"

Bakışlarımı merdivenlere çevirdim ve buraya doğru hızla gelen babamı gördüm. Ayağa kalkıp buraya gelmesini bekledim. Fakat... Onun burada ne işi vardı ki?

"Baba..."

Babam hızla yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı. Ben de kollarımı hafiften ona doladım.

"Tanrım... Evlat. Ne kadar korktum haberin var mı? İyi ki şirketi aradım ve sağlığın hakkında bilgi aldım. Annene endişelenmemesi için hiçbir şey söylemedim."

Kafamı olumlu anlamda salladım. Babam etrafa kısaca bir baktı ve anlamaz bakışlarla bana döndü.

"Birine bir şey mi oldu? Hepinizin yüzü düşük de. Yakın bir arkadaşınıza mı bir şey oldu?"

Babamlar Yerin'in döndüğünü ve ünlü olduğunu bilmiyorlardı. Tereddütlü bakışlarımı babama çevirdim ve konuşmaya başladım. Şu an olay çıkartması hiç kimse için iyi olmazdı.

"Baba... Yerin döndü. Biz Yerin ile... Tekrar beraberiz. Burada ki kızlarda Yerin'in grup arkadaşları. Yerin bir idol.  O yaralandı ve biz onun için buradayız. Durumu çok ciddi."

Babam benden bir kaç adım uzaklaştı. Kaşlarını çatıp hafif yüksek sesle konuşmaya başladı.

"Ne demek Yerin geri döndü? Hatırlatırım evlat o kız seni terk etti. Nasıl geri döner? Ve sen onu nasıl affedersin? İdol olup olmaması umurumda değil. Sen dünyaca ünlüsün artık Taehyung! Hareketlerine ve takıldığın kişilere dikkat etmek zorundasın! Ayrıca siz İrene ile birlikte değil misiniz? O kıza bunu nasıl yaparsın?!"

"Baba. Biz İrene ile gerçek değiliz. Sadece şirket için birlikteyiz. Aramızda düşündüğün gibi bir ilişki yok. Ben Yerin'i seviyorum. Hatta aşığım. O yüzden lütfen uzatma."

"Bana bak sen--"

"Jung Yerin'in yakınları mısınız?"

Hızla arkamı döndüm ve ameliyathaneden çıkan doktorun yanına koştum. Diğerleri de hemen gelmişti. Menejerleri hemen konuşmaya başladı.

"Ben menejeriyim. Ailesi uzakta olduğu için gelemedi. Lütfen bizi bilgilendirin."

Tanrım lütfen... Lütfenn... Gözyaşlarımı artık tutamıyordum. Doktorun cevabı ile gözyaşlarım daha da çoğalmaya başladı....

Evvettttt....işte bölüm. Sizce Taehyung mutluluktan mı yoksa üzüntüden mi ağlıyor....

WE DON'T TALK ANYMORE ~KTH-JYN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin