Sinb'den ;
"Ne yapacağım ben şimdi? Hoseok bir daha beni asla affetmeyecek."
Bir kez daha burnumu çektim ve gözlerimi sımsıkı kapatarak ağlamaya devam ettim.
"Sakin ol Sinb. Eminim ki Hoseok oppa seni affeder. Biliyorsun o çok yumuşak kalpli biri."
Gözlerimi açıp Eunha unnie'ye baktım. Bir kez daha burnumu çekerek masumca ona bakmaya başladım.
"Öyle mi dersin?"
"Eunha haklı Sinb. Hepimiz onun seni ne kadar sevdiğini biliyoruz. Bir anlık öfkeyle söylenmiş şeyler onlar."
Gözlerimi Sowon unnie'ye çevirdim.
"Ne yapacağım peki beni affetmesi için?"
Hepsi sorduğum soruya karşı düşünmeye başladı. Bir süre düşündükten sonra söze atılan Yerin unnie oldu.
"Buldum sanırım."
Hepimiz gözlerimizi Yerin unnie'ye çevirdik.
"Hoseok oppa aşk adamı. Yani adam romantizm için doğmuş. Neden biz de ona romantik bir sürpriz yapmıyoruz? Hazır sevgililer günü de gelmişken?"
Aslında mantıklıydı. Hoseok'un sürekli romantik şeyler söylemesinden de anlaşılıyordu romantik biri olduğu.
"Nasıl olacak peki? Yani ne yapacağız?"
Yerin hafif gülümseyerek anlatmaya başladı. Umarım beni affedersin Hoseok.
》》》》》》》》》》》》》《《《《《《《《《《《《《《
"Nasıl görünüyorum?"
Etrafımda bir tur atıp kızlara doğru döndüm. Bu tür giysiler giymeye pek alışkın olmadıpım için açıkcası rahat değildim. Fakat Hoseok için katlanacaktım işte.
"Tanrım Sinb.... Sen.... Daha fazla elbise giymelisin sanırım. Çok güzel olmuşsun."
Hafif gülümseyerek Yuju unnie'ye baktım. Pek fazla keyfim yoktu. Hoseok beni affedene kadar da olmayacak gibi...
"Pekala.... Artık yerine git sen Hoseok oppa ve diğerleri de gelir şimdi. Bol şans."
Hepsine tek tek sarıldım ve derin bir nefes alıp verdim. Adımlarımı durmam gereken yere doğru ilerlettim. Tam burada yani mumların oluşturduğu kalbin içinde beklemeliydim. Tanrım lütfen beni affetsin lütfen....
Yan taraftan gelen sesler ile birlikte arkamı döndüm. Yanıma doğru gelirken benim sırtımı görecekti. Yanıma geldiğinde ona dönecektim.
Bana doğru yaklaşan adım sesleri ile seslice yutkundum. Pekala... Yapabilirsin Sinb. Daha önce kimseye böyle bir şey yapmadığım için heyecandan ölecektim resmen.
"Sinb?"
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp verdim. Tekrar gözlerimi açtım ve hafif bir gülümseme ile ona doğru döndüm. Yüzünde hafif bir şaşkınlık vardı. Bunu beklemediği kesindi.
"Hoşgeldin."
Kaşlarını çattı ve neler oldupunu sorgularcasına bana bakmaya başladı.
"Neler oluyor? Neden buradayız?"
Hafifçe gülümsedim.
"Sürpriz. Senin için."
Kaşları çatık bir şekilde etrafa bakınmaya başladı.
"Beni dinlemeni istiyorum Hoseok."
Bakışları beni buldu ve yavaşça kafasıyla onayladı.
"Özür dilerim Hoseok. Biliyorum özür dilemem hiçbir şeyi değiştirmeyecek ama inan bana onların hiçbirini isteyerek söylemedim. Hepsi sinirden söylenmiş şeylerdi."
Derin bir nefes alıp verdim.
"Seni zaten milyonlarca hayranla paylaşıyorum. Bunun vermiş olduğu büyük bir kıskançlık var üstümde. Tamam... Bu bir bahane olamaz. Evet... Ama beni de anla lütfen. Özür dilerim. Bir daha böyle bir şey olmayacak. Kendimi tutacağım. Söz veriyorum. Seni çok seviyorum Hoseok."
Konuşmamı bitirdiğim de hâlâ aynı şekilde baktığını gördüm ve moralimi bozmamaya çalıştım.
Hızla elini tuttum ve yan tarafta ki şık masayı gösterdim. Yüzümde ki gülümseme ile.
"Hem bak... Senin için çok da güzel bir masal hazırladım. Beğendin mi? İstersen ilk önce yemek-"
"Sinb?"
Hızla gözlerimi ona çevirdim ve umutla bakmaya başladım umuduma.
"Söyle sevgilim?"
Elini yavaşça elimden çekti ve üzgünce bana bakmaya başladı. Yüzümde ki gülümseme yavaşça silindi. Havada ki elimi de sakince indirip onu dinlemeye başladım.
"Ben... Seni affedemem. Onca söylediğin şeyi söylenmemiş sayamam."
Pekala... Gözlerim dolu bir şekilde ona baktım ve hafifçe kaşlarımı çattım.
"Yani? O kadar şey hazırladım Hoseok. Senin için. İkimiz için. Hiç mi değerim yok? Hem bak saat 12 oldu bile. Bugün sevgililer günü. Bugün bizim günümüz."
Kafasını iki yana salladı.
"Bunun değer ile bir alakası yok Sinb. Anlamıyorsun..."
Elini saçlarından geçirdi.
"Bunca yaptığın şey söylediğin hiç bir şeyi unutturmaz. Bunu düşünmen bile komik. Beni kırdın. Beni gerçekten de çok kırdın."
Artık gözyaşlarımı tutmuyordum. Tutmakta istemiyordum. Onu kaybetmiştim.
"Sevgililer günün kutlu olsun Sinb. Umarım mutlusundur. Üzgünüm."
Şaşkınca arkasını dönüp giden Hoseok'un arkasından baktım ve gözyaşlarım eşliğinde şaşkınca bizimkilerin yanına gittim.
"Ne oldu? Öptü mü?"
Yoongi oppa Jungkook'un kafasına hafifçe vurdu.
"Saçma saçma konuşup delirtme beni."
Yavaşça Yerin unnie'nin yanına oturdum. Gözlerimden yaşlar akarken ellerimi kucağıma koydum ve karşıya bakmaya başladım.
"Onu kaybettim."
Gözlerimi Yerin unnie'ye çevirdim. Kısık sesimle konuşmaya başladım.
"Rüya bitti unnie. Umudum tükendi."
Yerin unnie kollarını bana sardığında hıçkırarak ağlamaya başladım. BTS üyeleri ise Hoseok'un yanına gitmişlerdi büyük ihtimalle.
"Sakin ol. Burdayım. Yanındayız."
Sana yaşattıklarımı bu şekilde mi ödüyorum unnie? Bu kadar acıdı mı senin de canın? Bu kadar mı çok ölmek istedin unnie? Pekala... Senden bir kez daha özür dilerim unnie. Ne olur beni affet. Affet ki Hoseok bana geri dönsün. Ne olur unnie....
Sevgililer gününüz kutlu olsun.... Sizi seviyorum.... Hadi yorum yapalım şimdiii.... ♡♡♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WE DON'T TALK ANYMORE ~KTH-JYN~
Fiksi Penggemar"Neden böyleyiz Taehyung?" "Senin yüzünden." 78K ♡♡ Hayran kurgu da rekor #152 Yerin etiket sıralamasında rekor #1♡♡