09

2.5K 155 36
                                    

Ahhh!! Başım. Bir yatakta yatıyorum sanırım. Yanımda da kimse yok herhalde. Oda çok sessiz. Gözlerimi yavaşça açtım ve görüntünün netleşmesini bekledim. Görüntü netleşince etrafıma bakınmaya başladım. Gözlerim yan tarafımdaki koltukta uyuyan Taehyung'da kaldı. Bir süre izledim onu. Beni bu hale getiren o değilmiş gibi bir de başımda mı beklemiş? Önceden verdiği sözü tuttu mu yani?

Flashback

"Tae? Sana bir şey soracağım."

Tae başını bacaklarımdan kaldırdı ve bana bakmaya başladı.

"Sor sevgilim."

"Eğer bir gün kavga edersek ve ayrılırsak,sonra bana bir şey olursa ilk sen gel tamam mı? Ne olursa olsun gel Tae. Sen yanımda olursan iyi olurum."

Taehyung kaşlarını çattı ve elini kaldırıp yanağımı okşamaya başladı.

"Öyle bir şey olmayacak Yerin. Ne ben seni bırakacağım ne de sana bir şey olacak. Buna asla izin vermem. Eğer delirmemi istemiyorsan kendine iyi bakmak zorundasın. Anlaştık mı? Bir daha da bu ayrılık lafını duymayacağım."

Kollarımı ona sardım ve başımı göğsüne koydum. Kalp atışları huzurdu. Hayır.... O huzurun ta kendisiydi zaten. Taehyung da kollarını belime sardı ve başını saçlarıma gömdü. Hem öpüyor hem de kokumu içine çekiyordu.

"Yine de söz ver Tae. Lütfen."

"Söz veriyorum sevgilim. Ne olursa olsun ilk ben geleceğim. Söz veriyorum."

Flashback

Aklıma dolan anılar ile yüzüme bir gülümseme yerleşti. Tuttu işte sözünü. Yüzünü incelerken birden kaşlarım çatıldı. Yüzüne pansuman yaptırmamış. Kafayı mı yedi bu çocuk? Hemen yattığım yerden sessizce kalktım ve etrafta sağlık malzemeleri olan dolabı aramaya başladım. Malzemeleri buldum ve arkamı dönüp Taehyung'a ilerlemeye başladım fakat o çoktan uyanmış ve beni izliyordu.

"Ne zaman kalktın? Neden haber vermedin?"

"Az önce kalktım. Uyandırmak istememiştim. Yüzüne pansuman yaptırmamışsın da, ben de bir kaç malzeme aramaya başladım. İzin verirsen ben yapayım."

Taehyung kafasını olumlu anlamda salladı ve oturuşunu düzeltti. Ben de paytak adımlarla yanına gittim ve oturdum. O da yönünü bana çevirdi.

Taehyung'dan;

Yerin pamuğa ismini bilmediğim bir şey döktü ve benden tarafa döndü.

"Biraz acıyacak. Katlan,tamam mı?"

Yüzünü buruşturarak söylediği şeye olumlu anlamda kafamı salladım. Fakat içimden kalkıp 'Fire' dansı yapmak geliyordu. Tanrım canımın acımasını istemiyor.

"Ahh!!! Yahh!! Biraz dikkatli olsana!! Cidden..."

"Özür dilerim. Özür dilerim."

"Tamam devam et. Bitsin artık."

"Peki."

O yaralarımı temizlerken ben ise onu izliyordum. Tanrım çok güzel... Şu an kendimi onu öpmemek için zor tutuyorum. Bu kadar yakınımda olmak zorunda mı? O kadar özlemişim ki onu... Onu bulduğumdan beri yaptığım tüm şeyler için pişman olmamı sağlıyor güzelliği... O gün o kızı öptüğümü gördüğünde ki ağlayışı içimi öyle bir acıtmıştı ki.... O kızı,o an Yerin'in canını acıtmak için tutmuştum çünkü beni bulamayınca arayacağını biliyordum. Sonrasın da olan kaza ise gidip intihar etme sebebim olmuştu. Hoseok hyung ise son noktaydı.

Ben bunları düşünürken o pansumanı bitirmiş,yarabandı yapıştırıyordu. Şu an hiç bir şey düşünmüyorum. Anı yaşayıp,yapmak istediğim şeyleri yapıyorum.

Elimi kaldırdım ve yanağını okşamaya başladım. Şaşkın gözleri hemen bana döndü. Şu an aşırı tatlı olduğunun farkında bile değil.

"Çok güzelsin... Çok tatlısın... Neden seni unutmama izin vermiyorsun? Neden beni delirtiyorsun? Neden herkese güzel gülümsemeni gösterip bana gözyaşlarını akıtıyorsun?"

"Bana acı çektiren sensin. Nasıl olurda sana gülümsememi beklersin. Ben seni hiç bir zaman unutamamışken sen gidip bir ilişkiye başlamışsın bile. O yüzden ben de istediğim kişiyle bir ilişki başlat---"

Sözlerini ise bitirmesine izin vermedim. Özlemle öptüm onu... Aşk ile....

OMG....Taehyung.......

WE DON'T TALK ANYMORE ~KTH-JYN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin