Bu bölümü Psikopat Sevgilim'in sıkı bir takipçisi olan FigenGl'e armağan ediyorum. Teşekkürler:)
-Buna bir son verelim. Artık seni ağlarken görmek istemiyorum.
- Sen..Nasıl...
Yeşil gözleri ile bana baktı.
- Saçların yakışmış.
Gülümsedi. Ben de gülümsedim.
- İşte şöyle.
Uzun parmakları ile yüzümdeki gözyaşlarımı sildi.
Davet etmemi beklemeden içeri geçti. Onu takip ettim.Salondaki bira şişelerini aldı.
- İçmek sana yakışmıyor. Bunu yapmaman gerektiğini kaç kez söylemeliyim?
Yüzümde buruk bir gülümseme belirdi.
- Sen çok iyi birisin,Deniz. Çok hassassın. Lütfen artık üzülmeyi bırak. Ne kadar düşünceli olursan o kadar zarar görürsün.
- Peki sen neden düşünceli davranıyorsun? İncinmekten korkmuyor musun?
- Yeterince incindim zaten.
Yanıma gelip tekrar gözlerimin içine baktı.
- Sana karşı neden bu kadar ilgiliyim bilmiyorum ama sanırım senden hoşlanıyor olmalıyım.
Yine açık sözlü yönü ağır basmıştı. Mert gerçekten çok dürüst bir insandı.
Ne diyeceğimi bilemedim.
- Birer kahveye ne dersin?
Başımı salladım. Tüm ısrarlarıma rağmen kahveyi kendisi yaptı.
-Al bakalım.
Ceketinin cebinden tablet çikolata çıkarıp uzattı.
- Sana almıştım.
- Teşekkür ederim.
Açıp bir parça ona uzattım.
Gülümsedi ve aldı. Yanıma oturdu. Gözlerimiz karşımızdaki kapalı televizyondaydı.
Sağa dönüp baktığımda açık olan perdeyi gördüm. Beni oradan görmüş olmalıydı.
-Anlatmak ister misin?
Yanıtlamadım.
- Bir aşk meselesi olduğu ortada.
Yine yanıtlamadım.
- Anlatmayacağını biliyorum.
Elini omzuma koyup beni kendine yaklaştırdı. Başımı omzuna dayadı.
- Ne zaman istersen ben yanındayım,Deniz.
- Bu çok tuhaf.
- Neden?
- Beni tanımıyorsun bile.
- Hayır, tanıyorum. Sen çok temiz kalpli birisin.Bunu bilmem yeterli.
Yarım saat boyunca öylece oturduk. Konuşmadık sadece boş boş odaya bakındık.
- Gidiyorum ve bunları ödünç alıyorum.
Dedi yerdeki dolu bira şişelerini alarak.
Ayağa kalktım. Kapıyı açmak üzereyken bana baktı.
- Yeniden başlamak istiyorsan eskilerden kurtulmalısın, tamamen.
Dedi.Sanki bir şey ima ediyordu.
- Desteğin için teşekkürler.
Başını salladı.
- Her zaman karşıdayım.Ara hemen gelirim. Şimdi git uyu. İzliyor olacağım. Tatlı rüyalar.Dedi ve gitti.
Fincanları bulaşık makinesine dizdim.
'Yeniden başlamak istiyorsan eskilerden kurtulmalısın,tamamen.'
Gözüme sabah hazırladığım poşet ilişti.Daha önce hazırladığım poşete bakındım ama ortalıkta yoktu. Bunu sabah halletmeye karar verdim ve uyumaya gittim.
Sabah kalktığımda Yaprak evde yoktu. Arkadaşları ile buluşmaya gideceğini yazıp kapıma yapıştırmıştı.
Bir duş aldıktan sonra siyah tişörtümü ve siyah pantolonumu giydim.Siyah deri ceketimi de aldıktan sonra kapının yanına koyduğum poşeti alıp çıktım. Otobüse bindim ve evine geldim. Artık bende ona ait hiçbir şeyin kalmasını istemiyordum.
Kapısının önünde durdum. Oraya bırakmayı düşündüm ama ben bir korkak değildim,öyle değil mi?
Bir kez tıklattım. Açan olmadı. Tekrar tıklattım.Sonunda açıldı. Karşımda sadece şortu ile duruyordu. Saçlarını karıştırdı ve gözlerini ovaladı.Yeni kalktığı belli oluyordu.Tam olarak kendine gelince şaşkınlığı yüzünde belirdi ancak konuşmadı.
-Elbiseyi vermeye geldim. Rahatsız ettim kusura bakma.
Yine bir şey söylemedi. Poşeti ona uzattım.
- Onu istemiyorum.
Dedi, bakışlarını başka yöne çevirdi.
- Peki o zaman.
Dedim ve kapısındaki çöp kutusuna attım.
Bakışları çöpe kaydı.
Çantamdan küçük bir kutu çıkardım.
- Bunu barıştığımızda almıştım. Bana ait değil.
Dedim ve ona uzattım.
- İstemiyorum.
Dedi.
- Peki.
Dedim ve onu da çöpe attım.
En duygusuz bakışımla ona baktım.
- İyi ki doğdun,Arslan. Sen olmasaydın hayatımı kim mahvederdi?
Gözlerimin içine bakıyordu.
Bunları dedikten sonra oradan ayrıldım. Stüdyoya gittim.Melike nedense bana izin vermişti. Oradan ayrılıp sokaklarda gezmeye başladım. Karşıma Mert çıktı. Elleri ceplerinde geziniyordu.
- Merhaba,ördek.
- Merhaba.
- Ne yapıyorsun?
- Gezintiye çıktım.
- Bugün çalışacaksın sanıyordum?
- İzinliyim.
- Güzel.O zaman ne yapmak istersin?
- Bilmem?
- Sinemaya gidelim mi?
- Olur.
Benim isteğim üzerine romantik bir filme bilet aldık. Öncesinde yemek yedik.
Salona girdiğimizde çok kalabalık olduğunu gördüm. Koltuklara ulaşabilmek için gezinirken arka taraftaki locada Yaprak ve Savaş'ı gördüm,elele oturuyor ve birbirlerine bakıyorlardı.
-Burası.
Dedi Mert ve bileğimden tutup durdurdu.
Yanına oturdum ancak aklım Yaprak'da kalmıştı. Savaş ile?..
-...ister misin?
Mert bana bakıyordu.
- Efendim?
Gülümsedi.
-Mısır almaya gidiyorum. Büyük boy ister misin?
Başımı salladım.
Yavaşça bakışlarımı arkaya yönelttim. Hala aynı şekilde oturuyorlardı. Ne yapmam,ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum ama Savaş onu açıkça kullanıyordu.Bana beni sevdiğini söylemiş,hatta öpmüştü. En kısa zamanda Yaprak'ı uyarmalıydım.
Mert elinde mısırlarla döndü.
- Yine düşüncelisin.
- Hayır.
- Öylesin.
Dedi ve önüne döndü.
Salonun ışıkları kapandı.
Film çok güzeldi ta ki aşıkların ayrılma sahnesi gelene kadar.
- Bu çok saçma.
Dedi Mert fısıltı ile.
Ona doğru eğildim.
- Neden? Çocuk kızın iyiliği için ondan ayrılıyor; onu korumak için.
- Asıl bu yüzden ondan asla ayrılmamalı. Yanında yokken nasıl koruyabilir?
Dedi kendinden emin bir tavırla.
- Ne yani,böyle bir durumda kalsan sen de aynı şeyi yapmaz mıydın?
- Asla! Çünkü ben aptal değilim.
Dedi ve yüzüne yansıyan ışık gözlerini aydınlattı. Filme bakmaya devam etti.
Ve işte o an... Filme daldığım anda elimi tuttu.Ona baktım. Kulağıma doğru eğildi.
- Ben aptal değilim. Ya sen?
Yüzünü tekrar filme çevirdi. Ne yani beni gerçekten seviyor muydu? Dediklerinden bunu mu anlamalıydım? Nedense kalbim hızlandı. Elimi elinden kurtardım ve filme konsantre oldum.
Bu da neydi şimdi? Ben bu hisleri ilk ve son kez Arslan'a karşı duymuştum. Ama şimdi bu da neyin nesiydi? Kendimi hem mutlu hem de suçlu gibi hissediyordum. Kabul etmem gereken açık bir gerçek vardı ki; o da kalbimin deli gibi attığı idi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Sevgilim 2
Roman pour Adolescents-Yeter artık Deniz! Kendine gel! -Ben kendimdeyim, zaten. Elleri saçlarını karıştırdı. İlerideki cam şişeye bir tekme attı. - Gerçekten, ne yapıyorsun Deniz? - Oturuyorum? Beni oturduğum yerden kaldırdı ve kolumdan sıkıca tuttu. - Gözlerime bak. Sen...