Yaprak'ın Ağzından;
Güçlükle ondan ayrıldığımda gözlerime dolan yaşlardan dolayı kızgın yüzünü zor görebildim. Bakışları sert ve deliceydi.
- Yaprak?
Bana soran gözlerle bakıyordu. Bense nasıl bu duruma düştüğümüze bir türlü anlam veremiyordum. O sırada yanımıza gelen Savaş ile rahatladım. Hemen ayağa kalktım.
- Yaprak nereye?
Rüzgar da beni takip etti.
-Sen burda ne arıyorsun?!
- Sakin ol!
Dedim kendimi tutamadım.
Öfke gözlerinden okunuyordu. Adeta burnundan soluyordu. Elindeki bıçak dikkatimi çekti. Ne yapacağımı düşünürken Savaş konuştu.
-Yaprak arabaya bin.
- Ne?!
Rüzgar'ın gözü dönmüştü.
-Sen ne diyorsun pislik?! Sen kimsin ki Yaprak seninle gelsin?O senden nefret ediyor,beni seviyor!
Rüzgar gerçekten de saçmalıyordu.Buradan kazasız belasız gitmemiz gerekiyordu ve bunu nasıl yapacağıma dair bir fikrim yoktu.
Savaş bana baktı. Güzel gözlerinde gördüğüm doğru muydu? Acı mı çekiyordu?
- Yaprak lütfen aklını başına topla. Sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun. Ne çok sevdiğimi de. Lütfen yanımda kal.Şimdi 'evet' demem her şeyi daha da kötüleştirecekti bana göre. Bir kez yalan söylersen arkası hep gelirdi çünkü. Ve kendime kötülük etmeye de niyetim yoktu.
- Rüzgar. Bu..Mümkün değil.
Gözleri açıldı ve şaşkınlığa uğradı. Artık kendim için yaşamak istiyordum. İnsanlar kırılcak üzülecek diye bir düşüncem yoktu,olmamalıydı. Artık kendi kararlarımı verebilecek olgunluktaydım.
Rüzgar yavaş adımlarla yanımıza geldi.Deniz'in Ağzından;
Büyük bir ağacın altına uzandık. Yanımdaki Arslan'a baktım. Yüzümü inceliyordu.
- İlk defa bu kadar zaman sonra huzurlu hissediyorum.
Düşüncesini açık yüreklilikle söylemesi hoşuma gitmişti. Ona bakmaya devam ettim ve elini tuttum.
- Seni seviyorum.
Karşılık olarak yüzünde bir gülümseme oluştu ve bana daha da yaklaştı. Beni öperken zaman dursun istedim.
- İyi ki hayatımdasın,Deniz.
Yağmur yeşil yaprakların arasından yağmaya başladı. Doğrulduğumuzda yağmurun bu cennet köşesine ne kadar çok yakıştığını gördüm.
- Hadi otele dönelim.
Onu durdurdum.Elini tuttum.
- Biraz daha duralım.
- Ama hasta olursun.
Gözlerinde benim için duyduğu endişeyi görmek beni mutlu ediyordu.
- Bir şey olmaz.
Yüzünü ellerimin arasına aldım.
-Teşekkür ederim,her şey için.
Dedim ve o pembe dudaklarını öptüm.
Ayrıldığımızda ise Arslan bariz bir şekilde şoktaydı.
- O geceden sonra tekrarı olmaz sanıyordum. Beni şaşırtıyorsun.
Gülümsedim.
- Yalnız keşke haber versen de daha uzun nefesler alsam?
Ve yine beni utandırmayı başarmıştı.
- O zaman bir daha yapmam olur.
Kıpkırmızı olduğuma emindim.Ne zaman içimden geldiği gibi davransam sonunda utanan yine ben oluyordum.
Elleri ile belimden tuttu ve kendine yaklaştırdı,beni. Sırtımı göğsüne yasladı ve kaslı kollarını etrafıma doladı. Yüzünü sağ yanağıma değdirirken konuştu.
- Utanınca şeker gibi oluyorsun.
- Pislik.
Bakışlarımı geldiğimiz yöne doğru elele yürüyen çifte çevirdim.
Boynumda dudaklarını hissettim.
- Kızınca da çok şeker oluyorsun.
- Arslan! Yeter uğraşma benimle.
Boynumdan yanağıma geçti. Bir iki öpücük bıraktıktan sonra konuştu.
- Hava soğudu. Artık gidelim.
Otele döndük ve yemek yedik.Kendimi yorgun hissediyordum. Yatağa uzandım.
-İyi misin Deniz?
- Evet.Yorgunum biraz.
- Kesin hasta olacaksın. Ben hemen ilaç alıp geliyorum.
Durmasını bile söyleyemeden çıkıp gitti.
Telefonumu elime aldım. Ve Yaprak'ın aradığını gördüm. Aradım ancak bu kez de o açmıyordu. Endişelenmiştim ama kendimi sakinleştirdim.
O sırada telefon çaldı. Ama çalan benimki değil,Arslan'ın telefonuydu. Baktığımda Yıldız'ın ismini gördüm. Arslan yetişemezdi. Açmaya karar verdim.
-Arslan?
- Deniz ben. Nasılsın Yıldız?
- Ahh. İyiyim Deniz ya sen?
- İyiyim. Arslan burada değil.
- Gelince beni aramasını söyler misin?
- Hayırdır,önemli bir şey mi var?
- Aslında... Ne kadar çabuk buraya gelirse o kadar iyi olur.
- Neden? Bir şey mi oldu?
- Ona söyleme,telaşlanır ama Uğur. Yine ameliyat olacak ve... Hem manevi hem de maddi desteğe ihtiyacım var.
-Geçmiş olsun.Gelir gelmez iletirim. Yani gitmemiz gerektiğini söylerim.
- Teşekkür ederim.
Telefonu kapattım. Eşyalarımızı toplamaya başladım. İşimi bitirdiğimde Arslan çıkageldi.
-Ne oluyor?
-Yıldız aradı. Yanına gelmemizi istiyor.
Endişesi yüzüne yansıdı. Hemen telefonu alıp Yıldız'ı aradı. Onlar konuşurken ben tüm eşyalarımızı topladım ve üzerimi değiştirdim. Odaya geri döndüğünde yüzündeki endişe hala oradaydı.
Valizleri aldı ve ben de çantamı alıp onu takip ettim.
Otel ücretini ödedi ardından arabaya gittik.
- Benim kullanmama ne dersin?
İyi görünmüyordu.
- Arslan..Tam olarak ne söyledi?
- Saklamak istediği her şeyi. Onun yanında olmalıyım. Ama eğer istersen sen gelmeyebilirsin.
- Böyle bir şey söz konusu dahi olamaz.
Arabayı çalıştırdı ve kısa bir süre için dahi olsa eğlendiğim,huzur bulduğum cennetimden ayrıldık.
-Yine geliriz.
Ne düşündüğümü iyi biliyordu.
- Elbette.
-Akşama orada oluruz.
- Ameliyat ne zaman?
- Yarın akşam.
- Her şey düzelecek.
Bana içtenlikle baktı.
- Umarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Sevgilim 2
Genç Kurgu-Yeter artık Deniz! Kendine gel! -Ben kendimdeyim, zaten. Elleri saçlarını karıştırdı. İlerideki cam şişeye bir tekme attı. - Gerçekten, ne yapıyorsun Deniz? - Oturuyorum? Beni oturduğum yerden kaldırdı ve kolumdan sıkıca tuttu. - Gözlerime bak. Sen...