Korku..
İki hece, beş harf olan bu kelime benim hayatımda fazlasıyla vardı. Dik başlı bir kız oluşum gitmişti ve yerini gök gürültüsü duyduğunda korkarak ağlamaya başlayan bir kız çocuğuna bırakmıştı.
Her olay bu evin duvarları gibi üzerime geliyordu. Oksijen kavramını yitirmiş gibi her saniye hızlı hızlı nefes almaya çalışmaktan bıkmıştım. Çağan'ın dengesizliklerinden, Ferhat'ın bunu göz ardı ederek 'bir şeyi yoktur' demesinden bıkmıştım.
İntihar etmek istemiyordum. Cehenneme gidecek olsam bile, bir gün kendini cehennem olarak tanıtan adama ihanet edip cennete gitmek istiyordum. Belki bu bencillikti, ama ne ben ona kendimi feda edecek kadar aşıktım ne de o bana.
Aşk bize oruçlu bir insanın su içebilmesi kadar uzaktı. Bu evin kapısında bekliyor olabilirdi, ya da yanımızda. Kendimi bile koruyamazken, başka bir insan için korkmak... Nefes kesiciydi. Sanırım imkansızdı.
Bakışlarım onu buldu. Onu sevmediğimi dile getirirken bile bu halleri için telaşlanıyorsam, ilerisini düşünemiyordum.
Mektubu buruşturarak kanepenin kenarına fırlattım ve yukarı çıktım. İkinci kata çıktığımda dikkatimi bir ayrıntı çekmişti. Merdivenin bitimindeki duvarın tavanından bir ip sallanıyordu. Galeride bulunan sistem aklıma geldiğinde odama girdim ve pufumu alarak geri döndüm. Pufun üzerine çıkarak ipi aşağı indirdim. Tam tahmin ettiğim gibiydi. Belli bir başarıya ulaşmış ve çoğu kişi tarafından saygı duyulmuş bir adamın niçin hep aynı yere aynı sistemi yaptırdığını anlamakta güçlük çekiyordum. Pufumu alıp odama koydum ve ayaklarıma kapanmış olan merdivenleri çıkmaya başladım.
Çıktığım anda sağımda bulunan kırmızı bir düğmeye basarak merdivenin geri yukarı çekilmesini sağladım. Başım yukarı kalkıp, gözlerim odayı taradığında şaşkınlıktan ağzım açılmıştı. Ne kadar güzel bir ortamdı. Gri, iki kişilik bir yer yatağı vardı. Bir şömine vardı fakat hava güzel olduğu için yakmak istemiyordum.
Sen ona nasıl yakacağımı bilmiyorum desene..
Yine tam yerinde devreye giren iç sesim yüzlerce göz devirmeye bedeldi. Gri yatağın içine girdim ve camla kaplanmış olan tavana baktım.
Allah'a ve adaletine her zaman inanırdım. Ne kadar kötü davranışlar sergilesem bile yaptıklarımın da bir sonucu olduğunun farkındaydım. Allah yaptıklarıma merhamet gösteriyordu. Bunu gökyüzüne baktığımda birbirine çarpmadan başımıza süzülen damlalardan da anlayabiliyordum. Metrelerce yükseklikten canımızı yakmadan inmeleri... Bir mucizeydi.
Bu muzice insanlığaydı, ben bana özgü olsun istiyordum.
Buranın huzuruyla uyumaya karar verip göz kapaklarımı kapattım.
Acaba benim kirpiklerimde onun güzel kirpikleri gibi göz altlarıma intihar etmişler miydi?
❄
"Bağırma be oğlum. Nereye kaçacak küçücük kız."
"Siktir git başımdan Emir. Yok işte.. Beş dakika serbest bırakmaya gelmiyor."
Bir kahkaha...
"Şu yatakta biri mi yatıyor? Adı lazım değil, baş harfi Verda."
Alnımda hissettiğim ıslaklık ve sonradan çıkan bir sesle öpüldüğümü anlamıştım. Neden gözlerimi açamıyordum? Neden tüm dünya göz kapaklarıma binmiş gibi hissediyordum?
"Siktir, ateşi var." Hızlıca odayı ateşe veren ayak sesleri dibimde bitmişti. Çağan'ın duvarlarda yankılanan sesi Emir'i harekete geçirmeye yetmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/88564355-288-k731460.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümcül Saklambaç (Tamamlandı)
Teen FictionBir kız...Annesi ona sürekli "İlk yaptığın yanlış senin hatandır meleğim,ikinci yaptığın ise aptallığın..." diye öğüt verirken o bir aptallığa imza attı. Annesiyle oynadığı saklambaçta kötü şeylere sebep açmışken,ikinci kere saklambaç oynayarak bir...