27.Bölüm-Sonsuza Dek(Final)

252 14 13
                                    

"Ve ayrıca panik atak geçirdiğin anlardan bir tanesinde yanlışıkla anneni öldürdüğünü biliyordum." Yere çevrili bakışları bir anda bana kilitlendi. Yerimde huzursuzca kıpırdandım.

"O beni hiç düşünmeden bir yetimhaneye fırlattıysa, öldürüp öldürmemem umrumda bile değil. Anladın mı?" Doktora dönüp sinirle bağırdı. "Bu seans Verda içindi. Benim kapanmış gitmiş olan saçma bir dosyam için değil."

"Verda sana değer veriyordur diye düşünmüştüm." Evet,ona değer veriyordum. Belki aylardır çektiğim bu saçmalıkların bir adamın psikolojik rahatsızlığından doğması beni sinir etmişti, kabul ediyordum. Ama hayatımda değişiklikler yaratmıştı, yaratmıştım.

"Ayrıca benim için üç aylığına çalışmasına izin verdiğin hizmetli anneannenmiş Çağan. Yani öldürdüğün deden Kadir Soylu'nun karısı.  Ve sana sormam gereken bir soru var." Umarsızca başını salladı.  "Mafyalar birden fazla isim kullanır mı?"

"Genelde evet. İkimizi kaçıran adamdan bahsediyorsun değil mi? Bir ara araştırmıştım. "

Babası olduğunu anlamamıştı ama bunu ona bugün söylemek istemiyordum. Başımı onaylamazca sallayarak doktora baktım. Çağan'ı elinden tutarak kaldırdım. Bugün ikimizde ağır şeyler geçirmiştik. 

Ve belki de bu ağırlığın altında ezilirdik.

---

3 Ay Sonra

"Sizi gördükçe ağlayasım geliyor." Karşımda muhteşem bir gelin ve sözlü duruyordu. Damla üzerindeki gelinlikle telaşlı bir şekilde bir sağa bir sola koşuştururken Esra parmağındaki nişan yüzüğüne bakarak sırıtıp duruyordu. Asena ise Bekir'le sevgililikten bir adım geri,arkadaşlıktan bir adım ileri olduklarını söyleyerek bize çığlık attırmayı başarmıştı.

Asena telefonu oturduğu yere fırlatarak, uzun yerleri süpüren abiyesine aldırmadan koşmaya başladı gelin odasında."Seni seviyorum,dedi." Sonra durdu ve parmağıyla kendini göstererek imkansız gibi gördüğü sözcükleri sıraladı."İnanabiliyor musunuz? Daha yeni mesajlaşırken bana beni sevdiğini söyledi." Hepimiz birbirimize sarılıp bağırırken sinsice Damla'ya baktı Esra. 

"Ayakkabını çıkar." Damla muzipçe gülerek tek ayakkabasını çıkardı ve turkuaz kanepeye oturdu. Esra hazırlıklı gelmiş olmalıydı ki çantasındaki tükenmez kalemi çıkartarak Damla'ya uzattı. Ona 'dirseğimi dilimle yalayabiliyorum' diyenlere attığım psikopat bakıştan attım. "Ne? Ferhat'la nişanlı bir insan olarak bir an önce evlenmek ve hayatımı Karadeniz'in küçük bir köyünde çocuklarımla, hayvanlarla, en önemlisi kocamla yaşlanarak ölmek istiyorum."

Onun muhteşem hayaline hafifçe sırıttım. Damla beyaz spor ayakkabısının altına isimleri yazmaya başladı. Ne? Bende evlenecek olsam o insanda ayak koymayan topuklu ayakkabıları giymek istemezdim.

Asena ve Esra'nın ismini yazdıktan sonra bana baktı.Kalem yazmamaya başladı. Birkaç kere ağzına götürüp hohladıysa bile benim ismim yazılmamıştı. "Bitmiş kalem getirmişsin gerizekalı. Verda'yı yazamadım."

"Elime ilk hangisi geldiyse onu atmıştım aslında." 

"Hadi biriniz kalem getirsin."

"Gerek yok," diyerek durdurdum Damla'yı."Böyle şeylere pek inanmam aslında." Odanın kapısı çalınıp içeri Emir girdiğinde biz topukları tabanlayarak çıkmıştık.

Düğün salonunu en baştan taradı gözlerim. Davetliler yerlerini almıştı. Aslında davetliler pekte umrumda değildi. Çağan'ı arıyordum sabahtan beri ama yoktu. Telefonlarımı açmıyordu. Mesajlarıma cevap vermiyordu. Sadece ben değil kimse ulaşamamıştı ona. İçimde bir sıkıntı olmuştu ama Çağan'ın başına kötü bir şey gelmeyeceğine kendimi inandırmak istiyordum. O beni de korurdu, kendini de korurdu. Kendisi zor durumda olsa bile beni korurdu. 

Ölümcül Saklambaç (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin