Bölüm şarkısı; Christina Aguilera- Hurt
İyi okumalar.
#&#&#&#&#&#&#&#&
Boğazımdaki düğüm çözülmemişti, kesecektim. Sonra çözüldü bir anda, biri çözdü. O düğüm zaten ya çok üzülünce kopardı ya da sen çok mutlu olunca kendi kendine intihar ederdi. Çekemezdi mutluluğu, çünkü kendi düğümünü çözecek bir anahtara sahip değildi ve başka insanlarla uğraşırdı.
Bana da bulaşmıştı o koca düğüm ama ben büyük bir sarsıntıyla atlatmıştım. Çağan çok bağırmıştı kulağımın dibinde bana, senelerdir yemediğim azarı atmıştı ve kopartmıştım o düğümü canım yana yana. Bilmeden de olsa iyi bir şey yapmıştı. Bense bilmeden, sonunu düşünmeden kötü işler yapıyordum. Haklıyken haksız duruma düşmek hayatımın bir parçasıydı. Benim milleti tehdit etmem lazımdı, onların değil.
Aldığım mesaj beni hayal kırıklığına uğratırken kendimi bir çıkmaz sokakta gibi hissediyordum. Peşimde karanlık ve kaçabileceğim bir yer yoktu. Türkiye'de bula bula Çağan'ın babasının öldürdüğü kızın yerine geçmeyi mi bulmuştum? Ne kadar şanslıydım (!) ama.
Bu mükemmel şansımın şu anda devam etmesini istiyordum. Gözlerim yukarı aşağı hareket eden çizgilerdeyken bir gölge oluşturma misali silikleştiler. Bunun nedeni ise gözlerimin dolmasıydı. Göğsüne yapıştırılmış kablolar karizmasını yıpratamamıştı. Hala güzeldi. Belki ellerini de güzel bulabilirdim ama zordu. O ellerin izi hala benim suratımdaydı. Kimisinin yanağı öpücükten kızarırken benim yanağımın bir tokat yüzünden kızarması hayatın akışındaki konumumu bir kez daha göstermişti bana.
Parmaklarımı önümdeki cama yaslayarak biraz daha yakınlaştım ona. Biraz daha ittirsem parmaklarımı, dokunacak gibiydim yumuşak saçlarına. Sahi, ne yumuşak saçları vardı. Dizimde uyuduğunda anlamıştım.
Şimdi o uyuyordu. Dizimde değildi, saçlarına dokunamıyordum ve belki de bir daha hiç dokunamayacaktım o saçlara. Ne acı vericiydi, kalbimin yanağımdan daha fazla yanması.
İşaret parmağını oynatıp gözlerini yavaşça araladığında yüzümü görmemesi adına arkamı döndüm ve herkesten gizli geldiğim gibi geri gittim. Ben hızla ilerlerken arkamdan duyduğum ses daha fazla paniklememe sebep olmuştu? Bu çocuk nasıl ayağa kalkabiliyordu?
"Masal."
Peruk...
Ah..lanet olsun! Hata üstüne hata yapıyordum. Peruğu altın sarısı seçmekte neyin nesiydi? Arkamı hafifçe döndüğümde üzerine mavi-yeşil karışımı bir hastane üstü giymişti ve umutla beni izliyordu. Daha doğrusu umutla bakan bu gözler Masal'a aitti. Tamamen yüzümü incelemesine izin vermeden tekrardan koşmaya başladım. Arkamdan yükselen ayak sesleri işleri iyiye götürmüyordu ve ben nasıl kurtulacağımı bilmiyordum.
Ayak sesleri daha çok yaklaştı bana. Merdivenlerden indiğim gibi hastaneden koşa koşa çıktım. Çarptığım insanlar bir şeyler diyorlardı ama adrenalinden algım kapanmıştı. Sıcak havada tir tir titrediğime yemin edebilirdim.
Arkamdaki ayak sesleri bana yaklaşmaya devam ediyordu ama yükselen acı bir sesle, ayak sesleri de durdu.
"Ah! Bunu bana yapmaya ne hakkın var Masal? Halimi görmüyor musun? İzin ver. Yüzüne bakmama izin ver. Saçların.. dokunmama izin ver."
Sol yanağımdan kayıp giden göz yaşımı sildim ve yerde düşmüş olan adamı bırakarak ilerlemeye devam ettim.
Kim bilir nasıl hissetmişti? Elleri bir zamanlar Masal'ın saçlarıyla doluydu. Beni Masal zannetmişti, ellerine dökülen saçlara dokunmak istemişti. Benim öldüğümü düşündüğü için vicdan azabı çekiyordu ve bu azaptan onu sadece Masal kurtarabilirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümcül Saklambaç (Tamamlandı)
Genç KurguBir kız...Annesi ona sürekli "İlk yaptığın yanlış senin hatandır meleğim,ikinci yaptığın ise aptallığın..." diye öğüt verirken o bir aptallığa imza attı. Annesiyle oynadığı saklambaçta kötü şeylere sebep açmışken,ikinci kere saklambaç oynayarak bir...