Bir çiçek olsam mutlaka papatya olurdum.
Herkesin kırdığı ve sırf mutlu olmak için kopardığı bir kızdan da başka bir çiçek olması beklenemezdi zaten.
Çağan içimi okumuştu. Ne kadar üzgün olduğumu görmüşte, bana ondan papatya demişti sanki. Ya da başka bir nedeni vardı ama çözememiştim. Neden bir adam vefat etmiş sevgilisine söylediği sevgi sözcüğünü başka bir kıza da söylerdi? Mezarının başında ona da papatyam demişti.
Masal'ı da bir kanser yavaş yavaş kopartmıştı bu hayattan. Onun da canını çok yakmışlardı.
Yanmasaydı keşke.
Bende böyle bir kızdım. Kendi yapraklarım koparılırken bile başka birinin kopmuş yapraklarına üzülüyordum ve sonra da evrenin neden bir türlü beni mutlu etmediğine dair saçma sapan düşüncelere kapılıyordum.
Bugün de belki kendimi biraz olsun mutlu edebilecek avuntular türetebilirdim ama dün gece yaşananlar kırıntı kadar kalan mutluluğuma da gölge düşürüyor, yerini utanç ve merak duygusu alıyordu.
Dün gece Çağan yüzünden strese girmiş ve içecek olarak alkolsüz şarap istemiştim. Masalar karışıp,içtiğim şarap alkollü olunca büyük bir çarpıntıya uğramış,ilk kez ağzıma aldığım için sarhoş olmuştum. Sonrası ise karanlıktı. Sabah Çağan evden çıkana kadar ona yalvarmıştım. Ama ağzından dün gece ne olduğuna dair tek bir kelime bile almamıştım.
Şimdi ise evde Esra ile başbaşa oturuyorduk. Damla'nın babasının tansiyonu düşerek hastaneye kaldırıldığı için yanımızda değildi. Yanına gelmek için yaptığımız kurları bile geri çevirmiş ve önemli hiçbir şey olmadığını söyleyerek her seferinde telefonu suratımıza kapatmıştı.
"Nasıl öğreneceğim Esra?" Esra yüzüne düşen saçlarını parmakları arasına sıkıştırarak derin bir nefes verdi. Dirsekleri dizlerine yaslı bir şekilde oturmuş benimle beraber kafa patlatıyordu. Sonradan bir anda doğrulup gülümsedi. "Buldum. Kamera görüntülerini izleyeceğiz. Biz izleyemezsekte polise gidip dün gece o restorantta bir eşyamızın çalındığını ve kamera görüntülerini izlemek istediğimizi söyleyeceğiz."
Belki görüntülerin tamamını değilde birazını görsem bile yeterdi. Onun için bu teklife gülümsedim ve Esra'ya sarıldım. Üst kata çıkıp kıyafetlerimi değiştirdim ve merdivenleri ikişer üçer atlayarak kapıda beni bekleyen Esra'nın yanına gittim. Arabasını çalıştırdı. Ben her zaman olduğu gibi yine stresten ayaklarıma bakıp bacaklarımı titretiyordum. Ne iğrenç bir huydu. Dışarıdan tuvaletim gelmiş gibi göründüğüme emindim. Bu saçma düşüncelerime kıkırdayarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
Araba durduktan sonra kendimi hemen dışarı attım ve koşarak içeri girdim. Esra arkamdan yavaş ve sakin olmama dair sözcükler sarfetsede boşunaydı.
Kendimi görüntülerin izlendiği odanın içime attım. İki güvenlik memuru beni gördükleri anda ayağa kalkıp sorgulayan gözlere bana baktılar.
"Memleketimin kurban olduğum güvenlikleri, dün burada bir şeyim çalındı. Kamera görüntülerine bakabilir miyim?"
İkiside ellerini beline koyup birbirlerine baktılar. Bir tanesi olur manasında kafa sallayınca diğeri sandalyeye yerleşti.
"Saat kaç sularıydı hanımefendi?" En son saate baktığımda kaç olduğunu hatırlamaya çalıştım.
"Akşam dokuzdan sonrasına bakın siz en iyisi." Adam görüntüleri izletmeye başladı. Restorantın içinde sadece salak salak güldüğüm yerler vardı. Onun haricinde hiçbir şey yoktu, yani adam restorantın çıkış görüntülerini açana kadar bir şey yoktu. Gördüklerim yüzünden ellerimi yüzüme kapatıp iki parmağımın arasından görüntüleri izlemeye devam ettim. Resmen rezillikti. Esra da beni sözleriyle yerden yere vurdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümcül Saklambaç (Tamamlandı)
Novela JuvenilBir kız...Annesi ona sürekli "İlk yaptığın yanlış senin hatandır meleğim,ikinci yaptığın ise aptallığın..." diye öğüt verirken o bir aptallığa imza attı. Annesiyle oynadığı saklambaçta kötü şeylere sebep açmışken,ikinci kere saklambaç oynayarak bir...