Yeni bölüm sonunda geldi. Uzun süre sizleri beklettiğim için üzgünüm. Çok yoğun geçen sürecin içerisinde olduğum için zaman buldukça yazabildim. Sizleri de bekletmeden bölüme geçelim. Keyifli okumalar dilerim.
Bölüm şarkımız : Demet Akalın - Ateş
<<<<<<<<<<<<<< * >>>>>>>>>>>>>>>>
GURFA
11. BÖLÜM
Dosya AçıldıUzun süren mutluluk, ardında sonsuz acı ve hüzün mü biriktiriyordu acaba? Mutsuzluk; bütün güzel günlerin acısını çıkarmak ister gibi, kana susamış bir kurt gibi sivri dişlerini biliyor muydu bunca zaman? Karanlık bir bulutun masmavi gökyüzünü kapladığı gibiydi bu duygu. Altında kalan herkesi gölgesine hapis ederdi. Biriken gözyaşları, o fırtınanın sessiz çığlıkları değil miydi? Ruhumuzun derinliklerinde geçmeyecek bir yara bırakıyordu. Ben, tam da şu anda o kara bulutların altına hapis edilmiştim. Buradan çıkmam ne kadar zaman alacak bilemem ama gözlerimdeki umutsuzluğun yüreğime düşen gölgesi, bu karanlığın derinliklerine doğru uzanıyordu. Tıpkı tepemde ki bu bulutlar gibi... Ama bu bulutların ardında parlayan bir güneş yok muydu? Her fırtına, ardından bir gök kuşağı bırakmaz mıydı ki?
Mutlu olmak ve acı çekmek nedir deseniz, anlatamazdım yirmili yaşlarıma kadar. Mutsuzluk nedir pek bilmezdim. Yaşım beşti ve annem gitmişti. Ben o zamanlar bile mutsuzluk duygusuyla tam olarak tanışmamıştım. Küçüktüm, bilmezdim. Düşünüyorum da babam annemden pek bahsetmezdi. Çocuktum, sorardım "Nerede?" diye. Babamsa bana "Ulaşamayacağın yerde" derdi. Ulaşılmaz olan gökyüzü gelirdi aklıma, gökyüzüne göz gezdirdiğimde yıldızları görürdüm hep. Onlardan biri oldu sanırdım annemi. Hatırlıyorum da, hangi yıldız olduğunu ve nerede olduğunu sorduğumda, aldığım cevap ilk hayal kırıklığıyla tanışmam olmuştu. "O, kayıp gitti. Şimdiye kadar vardı ama artık yok. Ne yerde ne gökte." demişti babam. Annemi unutmamı istemişti, hiç var olmamış gibi... O yaşlarda anlamamıştım ama düşününce sanki büyük bir kırgınlıkla dökülmüştü bu sözcükler dudaklarından. Annesizlik duygusunu yaşamama izin vermemişlerdi bana. El bebek gül bebek büyümüştüm. Mine annemin sevgisi hep kalbimi yeşertmişti, babam her daim üzerime titremişti. Bu yaşıma geldiğimde ve bunca şeyden sonra anlıyorum şimdi... Ben acı çekmemişim hiçbir yaşımda. Ben acı nedir görmemişim, bilmemişim aslında...
Mutfaktan çıkarak misafir odasının yolunu tuttum. Odanın önce kapısını tıklatıp daha sonra yavaşça kapıyı araladım. Gülümseyerek içeriye baktığımda gördüğüm manzara eşsizdi. Rüya, annesi Hazal ablanın beline sıkıca sarılmış uyuyordu. Hazal abla onun aksine uyanmış Rüya'nın saçını okşuyordu. Bu manzara görülmeye, izlenmeye değer bir manzaraydı. Benim kapıyı açtığımı fark eden Hazal abla yavaşça bana baktı ve gülümseyerek kısık sesle konuştu.
"Günaydın kızım."
Gülümsemem daha da yüzüme yayılırken aynı şekilde sessizce karşılık verdim.
"Günaydın abla. Kahvaltı hazır, şu cadıyı uyandır da kahvaltı yapalım."
Mahcup bir yüz ifadesine bürünerek başını eğdi.
"Ben de yardım ederdim. Neden tek başına yaptın?"
"Hiç önemli değil abla ne demek. Hadi bekliyorum ben sizi."
Kafasıyla onaylayınca odadan yavaşça çıkıp kapıyı çektim. Merdivenleri atlaya zıplaya inerken keyfim yerinde hissediyordum. Sebebini sorsanız asla söyleyemezdim çünkü bende bilmiyordum. Son basamağı da inerek yönümü mutfağa çevirdiğimde salondan gelen hareketlenme benim de duraksamama sebep oldu. Dikkat kesilip tekrar dinledim ve gerçekten bir kıpırdanma, hareketlilik mevcuttu. İçimi saran ürperti hissiyle yavaş adımlarla sese doğru ilerledim. Salona girmeden köşede bulunan sehpanın üzerinden vazoyu elime aldım ve işimi garantiye aldığımı düşünerek cesaretle salonun kapısını açtım. Elimdeki vazoyu havaya kaldırıp hızla salona girdiğimde yattığı kanepeden sıçrayarak uyanıp yere düşen kızıl kafayla karşılaştım. Saçları önüne savrulan ve yerle buluşanın Ece olduğunu anladığımda hızla elimde ki vazoyu aşağı indirdim ve telaşla ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GURFA
General FictionGözlerim, babamın ölümüyle başlayan bu karmaşık yolculuğun kararmış sokaklarında dolaşıyordu. Kalbim, bir yandan intikam ateşiyle yanarken diğer yandan geçmişin karanlık koridorlarında kaybolmuştu. Babamın ölümü bir sır perdesini aralayarak beni giz...