Yıllar sonra yine aynı mekana tekrar gelmişti nedensizce,halbuki hiç aklında yoktu Mor kafeye gelmek ama kendini biran da orda bulu vermişti.
Sahi en son ne zaman gelmişti? Durdu düşündü o eski günlerini ders çıkışı koştura koştura geldiği o kafe artık eskisi kadar heyecanlandırmıyordu onu. Yıllar geçmiş zamanla kafedeki kişiler de değişmişti değişmeyen tek şey duvardaki kocam saatti o da eskisi kadar kocaman gelmiyordu artık.
Soluklanmak için bir masaya yöneldi her zamanki gibi denizi en iyi gören masayı seçti ,gözleri bir görevli garson ararken karşıdan.
"Ben ilgileniyorum "
diyen tanıdık bir sen işiti verdi.
Ses tanıdıktı tanımasına da simayı bir türlü çıkaramıyordu.Kimdi bu yabancı?Kimdi ki hem bu kadar yabancı hemde bu kadar yakın zihninde gezinen bir o kadar daha soru arşivden önüne sunulan bir çok seçenek çıkarıyordu zihni ama hiç biri yerini bulmuyordu hepsi karavana derken o sesle irkili verdi.
"Afedersiniz."
" Pardon hanım efendi ne alırdınız?"
Bu ses anlam veremediği tanık bir yabancı."Bi Bi çay lütfen. "
Diye bilmişti sadece halbuki çay içmekte yoktu niyetinde.
Garson çocuk tüm karizmasıyla siparişi alıp gitmişti yüzünde hafif bir tebessümle.Niye tebessüm etmiştiki yoksa...Yok canım işi bu tanımış olsaydım kesin bilirdim hafızam beni asla yanıltmaz dedi içinden.Dışarda yağmur hafifden yağmaya başlamıştı hava güneşli ancak hafiften iç ürperten bir soğuk vardı.Gelen çayından bir yudum aldı.Göz kapakların üzerinde tonlarca ağırlık varmış gibi hissetti bugün onun için çok yorucu bir gündü gazeteden işaretlediği tüm yerleri dolaşmıştı ancak hiçbiri istediği gibi gitmemişti.Tüm cevaplar aynı
"Biz sizi ararız ."Yine hüsranla sonuçlanan bir gün daha dışarda yağmur şiddetini arttırdı. Çay güzel demlenmişti bir tane daha söyleyip söylememekte kararsızlık yaşarken
"Bir tane daha alır mıydınız?"
işte yine o tanıdık ses... Biran duraksadı zaten dışarda yağmur hızlanmıştı.
"Açık olsun lütfen" dedi.
Garson çocuk aynı karizmatik havayla ayrılı verdi yanından.
Yine aynı sorular beliri verdi kafasında nerden tanıyorum ben bu çocuğu nerden nerden nerden?Gelen ikinci bardağıda içi verdi artık eve gitme zamanı geç bile kalmıştı.Hesabı istedi gözleri garsonu aradı ancak bulamadı.
"Dört lira."
dedi kasiyer elini çantasına attı birinci deneme başarısız ikinci denemede nihayet cüzdanına ulaştı.Çıkarıp parayı uzattı.Tam kapıya doğru yönelmişti ki arkasından o tanıdık ses .
"Hanım efendi şalınız."
Masada bırakmıştı şalını.
"Teşekkür ederim."
Yoluna devam edecekti biran duraksadı. Adını sorsam mı acaba? Neyse dedi boşver devam etti saat 16.30 du acele etmesi gerekiyordu.Beşde eve misafir gelecekti durağa koştu hızlı hızlı adımlarla ilerledi şansına çok beklemesine gerek kalmadan otobüs gelmişti.Cam kenarına geçip denizin dalgalarının karaya vurmasını izliyordu öylece dalıp gitti ineceği durağı geçmişti. Neyse ki çok değildi telaşlı bir şekilde ilk gördüğü cepte (durak)
"İnecek var." diye seslendi .
Bugün tam spor etmişti .Annesi şimdi söylenecek geç kalmıştı üstelik annesi de uyarmıştı geç kalma diye hadibismillah deyip zile basmıştı.
Annesi Afife Hanım kapıyı açtı." Hoşgeldin kızım nerdeydin bu saatte kadar" dedi sebebini anlayamadığı bir kaç kaş göz işareti yapıyordu belliki ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ancak ne demek istediğini anlamıyordu.Taki içerden Nejla teyzenin sesini duyana kadar komşular gelmişti.
Geç kalmıştı anne şey... diye bilmişti.Ancak birazdan yağacak mazeretleri dinleyemeyecek kadar yoğun olan Afife Hanım üzerini değiş gel demişti ardından da "Düzgünce bir şeyler giy" talimatını da eklemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı Konmamış Aşk(Tamamlandı)
ChickLitAdı konmamış bir aşk hikayesi rastlantılar mı yoksa kader mi? Yıllar sonra yine iki insanı bir araya getiren platonik aşktan gerçek aşka uzanan sıcak bir hikaye .Beğenmeyi unutma 🤗