İnsan oğlu yanlış anlamaya meyilli mi dünyaya gelir? Yoksa zamanla kazanılan yaşantıların vermiş olduğu bir dezavantaj mıdır?Ya da herzaman yanlış anlaşılmak kötü bir şey midir?Sude de tam olarak bu düşüncelerle cebelleşiyordu.Sahip olduğumuz dilden mi kaynaklı ya da yazarken yazdıklarımızı kontrol etmediğimizden mi yalnış anlaşılıyorduk?
Sude hiç yapması gereken bir şeyi yapmıştı Hülya'ya atması gereken mesajı Mehmet'e göndermişti.Üstelik Mehmet'e atması gereken mesajı da Fatih'e göndermişti.Ortalık tam olarak arap saçına dönmüştü.Hülya'ya Caner ile olan mevzulardan bahsederken "Aynı ortamda mecburum kalmaya yoksa yüzüne bile bakmam" demişti.Mehmet aldığı mesaja anlam veremiyordu.Daha dün yanındaydı ve herhangi bir sorun yoktu sadece morali biraz bozuktu hepsi bu acaba bilmeden bir kusur mu işledim diye düşünüyordu.Mehmet'e atacağı "Şimdi çıkıp yanına geliyorum sen yorma kendini." Fatih evinde duş almış üzerini giyip çıkmak için hazırlanıyordu.Sude bir yandan bu mesajları gönderiyor öte yandan saçına maşa çekiyordu.Kime hangi mesajı attığından habersizce Hülya Sude'den uzun bir süre mesaj gelmeyince Sude'ye iki dakika sonra ariyorum seni.
Sude bir yandan saçına maşa yaparken yanan elini sallıyor rüzgarın esintisiyle elinin acısını azatmaya çalışıyor öte yandan çalan telefonu alıp kulağı ve omuzu arasına sıkıştırıp hiç beklemeden konuya bodoslama dalmıştı.
"Canım ya ben değil de sen mi gelsen bana yeni çıktım duştan zaten ..."
"Alo Sude ?"
Sude bir an telefonu eline alıp ekrandaki yazan isime baktı.Ekranda Hülya yazmıyordu.Arayan Fatih'den başkası değildi.Sude Kahretsin! Kahretsin! Dedip telefonu kafasına vuruyordu.Sude sadece telefondaki bu konuşmayı biliyordu Fatih'e yanlışlıkla attığı mesajdan haberi yoktu.
Az önce söylediklerinden utanmış mahcup ve bir o kadarda şaşkın bir şekilde" FATİH !"
"Galiba başkasının aramasını bekliyordun? Sanırım mesajı da o kişiye yollayacaktın?"
Sude Fatih'in neden bahsettiğini bilmiyordu. "Mesaj? "
"Tahmin ettiğim gibi mesajı yanlışlıkla bana attığını haber vermek için aradım yaklaşık bir beş on dakika önce bana senden bir mesaj geldi de.Haber vereyim."
"Aaaa...Öyle mi kusura bakma gerçek çok affedersin hiç farklında değilim."
Sude telefonu telaşla kapatıp hangi mesajı attığına baktı.-Fatih'e Şimdi çıkıp yanına geliyorum sen yorma kendini- demişti. "Salak kafam ya Allah kahretsin acaba şuan tam olarak nerdeydi?" Sude kısa bir süre durduktan sonra ee bunu Mehmet'e değil de Fatih'e gönderdiysem Mehmet'e ne gönderdim?Hayır ya hayır !
- Aynı ortamda mecburum kalmaya yoksa yüzüne bile bakmam- demişti. Ne demek ya kim bilir Mehmet ne düşündü ya ...
Bu esnada Hülya arıyordu.Sude defalarca ekrandaki yazıyı kontrol etmişti.Hülya Hülya Hülya!!!
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali..."Nerdesin ya sen? Hani iki dakika ya arıyordun?Başına ne geldiğini tahmin edemezsin bile uf ufff nasıl düzeltecem..?"
"Canım ne demek nasıl düzelteceğim çek düz fön işte..."
"Ya ne fönü be? Ay Allahım bu nasıl bir gün yanlış anlaşılmalarla dolu?"
"Neden bahsediyorsun Sude anladıysam Jennifer Loppez olayım?"deyip güldü
Sude "Kızım ağlanacak halimize gülüyorsun ya."
Deyip yaşadığı mesaj krizinden bahsetti.Fatih aramış durumu anlatmıştı.Zaten onlada saçma sapan konuşmuştu.Ama Mehmet'den ses seda yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı Konmamış Aşk(Tamamlandı)
Literatura KobiecaAdı konmamış bir aşk hikayesi rastlantılar mı yoksa kader mi? Yıllar sonra yine iki insanı bir araya getiren platonik aşktan gerçek aşka uzanan sıcak bir hikaye .Beğenmeyi unutma 🤗