Bir Veda Daha

31 1 0
                                    


Ne garipti sahte de olsa nikah kıymışlardı ve nikahın kıyılma saati ile Mehmet'in uyanma saati aynı ana denk gelmişti.Belkide Mehmet bunu hissederek uyanmıştı kim bilebilir.Sude'nin sahte de olsa başka biriyle nikah kıyıyor olmasına katlanamamıştı.Ve nikahın kıyıldığı dakikalarda Mehmet'te gözünü açmıştı.İlk söylediği şey de Sude olmuştu.

Ayla Hanım doktora " Kardeşimi görebilir miyim kendisini görmek istiyorum?"

"Sude siz misiniz?"

"Şey hayır."

"Kardeşiniz uyanır uyanmaz Sude Hanımın adını sayıkladı.İçeri sadece bir kişi girebilir en fazla iki dakika bugünlük böyle yarın odasına aldığımızda kendisiyle daha sık görüşebilirsiniz ancak bugün sadece bir kişiye izin verebiliriz.Bu akşamı yoğun bakımda geçirmesi daha uygun olacak içeriye girecek kişiyi hazırlayın hemşire hanım."

Sude ve Ayla Hanım birbirine bakıyor içeriye kimin gireceğini bilmiyorlardı Mehmet uyanır uyanmaz ilk Sude'nin adını sayıklamıştı.Ancak Ayla Hanım da onun ablasıydı ve Mehmet'i çok merak ediyordu.Sude içeri girmek istiyordu ancak Ayla Hanım'a da birşey söyleyemiyor gözün içine bakıyordu.

Ayla Hanım Sude'nin elinden tutarak "Ona Çiçek'in geldiğini haber ver onu çok sevdiğimi söyle benim için öp."dedi

Sude Ayla Hanım'ın kendisine öncelik tanıyacağını beklemiyordu heyacandan teşekkür bile edemeden hazırlanmak için hemen hemşireyi takip etti.Mehmet'in yanına koşar adımlarla girdi en son ona seni seviyorum demişti aradan koskoca bir ay geçmişti.Acaba hatırlıyor mu?Söyledikleri mi hatırlıyor mu?Diye düşünüp dururken kendini odada buluvermişti.Mehmet gözlerini hafifçe araladı karşısında Sude'yi görünce gel diye eliyle işaret etti.

Sude'nin gözleri dolmuştu.Nasıl dolmasın ki koskoca bir ay boyunca sevdiği adam bilmediği bir çok makinaya bağlı öylece yatıyordu.Ne bir sesini ne de o ela gözlerini görebilmişti.Sevdiğine bir ay boyunca camın ardından bakmıştı.Ve şimdi ona doğru yürüyordu.

"Allahım çok şükür iyi görünüyorsun bizi çok korktun bu arada sana bir müjdem var."

Yorgun bir sesle "Ne müjdesi."

"Ayla hanım doğum yaptı ve Çiçek dünyaya geldi."

"Adını Çiçek mi koydular tam olarak ne kadardır uyuyorum ben."

"Koskoca bir ay geçti bir aydır uyuyorsun Mehmet çok uykucusun bi uyanmak bilmedin."

Mehmet hafif bir tebessüm ederek "Evet uykuyu sevdiğim doğrudur."

"Şey acaba hatırlıyor musun ne olduğunu."

"Evet kısmen Caner yakalandı mı?En son beni oraya çağırmıştı.Elinde de silah vardı vuruldum gerisini hatırlamıyorum çok."

"Boşver böyle şeyleri hatırlama konuşmayalım bunlardan evet o dengesizi yakaladılar şu anda hapishanede inşallah da ordan çıkamaz."

"Bunu duymak güzel."

Doktor sürenin bittiğini işaret ediyordu.Sude'nin odadan ayrılması gerekiyordu.Ama daha konuşulması gereken bir çok şey vardı.Zaman çok çabuk ilerlemişti.

Mehmet Sude'nin elini tuttu. "Sude sana söylediğim şeyi hatırlıyor musun?"

Sude'nin yanakları al al olmuştu nasıl unutabilirdi ki ve söze başladı "Evet tabiki de peki benim sana verdiğim cevabı hatırlıyor musun?"

"Galiba hafızamı kaybettim hatırlayamıyorum tam olarak ne demiştin."Dedi ve hafifçe gülümsedi.

"Mehmet ya bu halde bile hiçbir şey kaybetmemişsin gıcıklığından maşallah iyisin iyi Allah'a şükürler olsun.Tekrar duymak mı istiyorsun?"

"Evet belki tekrar duymak istiyorum olamaz mı."

"Evet ben de seni seviyorum demiştim ve seni gerçekten çok seviyorum bir an önce kalk olur mu şimdi çıkmam lazım bu akşam burdasın yarın odaya alacaklar seni orada konuşuruz bunları seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum."

Sude'nin içini büyük bir huzur ve mutluluk kaplamıştı biricik aşkı platonik aşkı artık kalkmıştı.İyileşmiş ve o da onu seviyordu.Üstelik gıcıklığından da hiçbir şey kaybetmemişti bu onun iyi olduğuna işareti. Sude tam odadan çıkacakken aklına Ayla Hanım'ın -Mehmet'i benim için öp-dediği geldi.Sude içinden sen böyle bir şey istersin de ben yapmazmıyın der gibi Mehmet'in yanına yaklaştı ve "Ayla ablanın sana selamı var seni öpmemi istemişti.Seni çok seviyor."Dedi ve yanağına bir buse kondurdu.

"Bende onu seviyorum merak etmesin ben iyiyim."

Evet Sude çok mutluydu çünkü artık biricik aşkı iyileşmişti ve konuşuyordu.Bir gün sonra Mehmet'i normal odaya almışlardı durumu gittikçe iyileşiyordu aradan iki gün geçmişti.Artık yavaş yavaş koridorda yürüyorlardı.Bir müddet daha hastanede kontrol altında tutulması gerekiyordu.Bir aydır uyuduğu için tam olarak toparlanması gerekiyordu.Sude Mehmet'in yanından ayrıldı.Mehmet Sude'nin evlendiğini öğrenmişti Ayfer Hanımı o da seviyordu o yüzden sorun çıkarmadı.Sude odadan ayrılırken Ayfer Hanım'a bakacağını söyledi ve odadan ayrıldı.Ayfer Hanım'ın odasına geldi ve sahte evlilik oyununa Fatih'le kaldığı yerden devam etti.

Ayfer Hanım odaya Sude ve Fatih'in girdiklerini gördüğünde onlara "Gelin evlatlarım gelin."diye seslendi.

Havadan sudan muhabbet ettiler Ayfer Hanım onları ne kadar sevdiğini birilerinin ellerini bırakmamaları gerektiğini söyleyip nasihatte bulundu. Bu nasihatler altında ikisi de eziliyorlardı ancak gerçeği de bu saatten sonra söylemek ne kadar doğruydu.

Ayfer Hanım komedinin çekmecesinden yeşil mücevher kutusunu çıkardı.

"Sude kızım bu bileklik bana annemden kaldı ve şimdi bunu sana hediye etmek istiyorum.Ona çok iyi bak bu aile yadigârı bir bileklik anneme de annesinden kalmış sen de bunu ilerde gelinine takarsın bu gelenek böyle devam edip gitsin istiyorum."

Sude bu sözlerin altında daha da çok eziliyordu yaptıklarının yanlış olduğunu şimdi daha iyi anlamıştı. Ancak bu saatten sonra doğruyu söylemek hiç kimseye bir şey kazandırmazdı.Fatih'in de gözleri doldu sözleri adeta boğazında düğümlendi hiçbir şey söyleyemeden annesinin eline sıkıca sarıldı.

Ayfer Hanım mutlu gözüküyordu gözlerinin içi parlıyordu.O gece Fatih annesinin yanında kaldı annesini uyurken seyrediyordu huzurlu gözüküyordu ilk defa hiç uyanmadan bu kadar rahat ve huzurlu bir uykuya dalmıştı. Ertesi sabah gayet mutlu huzurlu bir şekilde birlikte kahvaltı ettiler.Kahvaltıdan bir kaç saat sonra Ayfer Hanım ilaçlarını alıp biraz dinleneceğini söyledi. Fatih kendisine çay almak için odadan çıktı bu esnada rutin kontrolleri yapmak için hemşire odaya girdi.Ayfer Hanım mışıl mışıl uyuyordu.Hemşire gerekli raporları doldurduktan sonra Ayfer Hanım başucuna geldi.Ayfer hanımın eli dışarda duruyordu onu battaniyenin içerisine sokmak için elini tuttuğumda elinin soğuk olduğunu hissetti. Her ihtimale karşı nabzını kontrol etti ancak nabzını alamıyordu. Koşarak odadan çıktı ve "Doktor doktor çağırın." Fatih elinde çayıyla koridorun ucundan geliyordu.Koridorda bir telaş doktorlar ve hemşirelar annesinin odasına koşuyordu elindeki çayı yere düşürüp "ANNEE!." diye odaya koştu. Doktor bir yandan elektroşok bir yandan da kalp masajına devam ediyordu.Monitörde kalp atışlarını alınca doktor "Derhal yoğun bakıma alın."Dedi Ayfer Hanım apar topar yoğun bakıma alındı.Ve yoğun bakımın önünde telaşlı bir bekleyiş başladı.

Sude durumu öğrenip annesine haber verdi.Yoğun bakımın önünde tekrar bir bekleyiş başladı herkes hemen toplanmıştı bu kez Ayfer Hanım için dua ediyordu. Her gelen Fatih'i teselli ediyordu ancak Fatih'in teselli duymaya bile tahammül yoktu çok bitkin çok yorgun görünüyordu. Bir an önce doktorun çıkıp anneniz iyi demesini bekliyordu.

Birkaç saat sonra doktor yoğun bakımdan çıktı.Fatih oturdu sandalyeden bir ok gibi fırladı ve doktorun yanına koştu. "Fatih Bey üzgünüm başınız sağ olsun Ayfer Hanım'ı kurtaramadık. Çok üzgünüm tekrar başınız sağ olsun."

"......"

 Adı Konmamış Aşk(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin