Orkidenin Hikayesi

758 8 0
                                    

Güzel bir sabaha merhaba bugün her zamankinden daha güzeldi sanki insan sevince herşeyi bir başka güzel görüyordu.
Sude güne erken başlamıştı halbuki hiç adeti değildi erken kalkmak ama bugün başkaydı.Erkenden dolabını karıştırmaya başlamıştı.Ne giyeceğini dünden karar vermişti .Siyah uzun çiçekli elbisesini giyecekti.Spor ayakkabıları sırt çantası hatta saçının modeline kadar herşeyi düşünmüştü.

Geri sadece zamanın ilerlemesi kalmıştı saatte baktı saat 09.30 bu saatte çiçekçiye mi gidilir diye düşündü.
"Mutfağa inip bari kahvaltıyı hazırlayalım annem bu işe şaşıracak ama olsun."
Herşey hazırdı nihayet herkes kalkmış kahvaltıyı yapmışlardı.Sude'nin tahmin ettiği gibi annesi erkenden hazır kahvaltıyı görünce şaşırmıştı.

"Biz hep mi küssek acaba ."dedi gülümseyerek.Aralarını düzeltmek için jest yaptığını zannediyordu bilmiyordu ki heyecandan uyku tutmamıştı.Ama annesinin bu şekilde düşünmeside işine geldi açıkçası hiç bozuntuya vermedi.Tekrar gözü saate ilişti hala 10.30 zaman mı durdu ne geçe geçe bir saat geçmişti.

"Benden bu kadar gerisi sende anne."deyip odasına geçti.

Hazırlansam mı acaba saatte çok erken bu saatte çiçekciye mi gidilir nöbetçi eczane arar gibi en iyisi birkaç çiçek araştırmak gidince çiçekler hakkında en azından bir iki söyleyecek bir şeyim olsun hemde vakit geçer diye düşündü.
Hemen internetten çiçeklerin hikayelerini okumaya koyuldu.Çok enterasan hikayeler vardı mesela;

Sümbül Çiçeğinin Hikayesi

Hyacinthus, Spartalı ve son derece yakışıklı bir delikanlıdır ve hem Güneş tanrısı Apollon hem de batı rüzgarının tanrısı Zefirus bu delikanlıya derin bir aşk beslemektedir. Bir gün ona kendilerini beğendirebilmek için bir yarışmaya tutuşurlar, bu bir disk atma yarışıdır.

Hikayenin sonu ile ilgili iki rivayet vardır;

-Birincisi Apollonun yanlışlıkla genci vurduğu ve onu öldürdüğü yönündedir.

-Bir diğer rivayet ise Zefirus'un kıskançlığının gencin ölümüne sebep olduğudur, bir rüzgar çıkararak Apollon' un diskinin gence isabet etmesini sağlar ve genç ölür.

İşte Sümbül ismini bu talihsiz delikanlıdan almaktadır.

Okudukça okuyası geliyordu  çiçeklerin böyle fantastik öyküleri olabileceği aklına gelmemişti.Son olarak orkidenin hikayesi var mıdır acaba diye düşündü.
Neden bilmiyordu ama orkideleri ayrı bi seviyordu.Arama motoruna orkidenin hikayesi yazdı ve okumaya koyuldu.

Orkide Efsanesi

Dünyanın eşi benzeri olmayan Kahramanmaraş'ın Geben yaylasına, daha bahar mevsimi başlamadan da evvel, adı Orkis olan, beyaz kadife tenli, zarif bir prenses gelirmiş. Orkis, yaylanın eteklerindeki köy ahalisinin gözleri uykuya banınca, uçar adımlarla Geben'in gökyüzüne en yakın dağındaki yalçın kayalıklarına koşarmış. Oturdu mu etekleri dağı kaplar, upuzun saçlarının eşsiz kokusu bütün yaylayı sararmış.

Tılsımlı rüzgâr eksik notalı bir şarkı gibi serenada başladığında, Orkis rüzgârın sevdasına karşı o upuzun saçlarını çözer ve gün doğasıya dek tararmış.

Günlerden bir gün prenses Orkis'in dağlardan ovalara inen eteklerine, göklerden süzüle süzüle gelen leylekler konuvermiş. Leylekler, Orkis'in sarıçiçekli eteklerinin üzerinde öyle güzel duruyorlarmış ki, Orkis, gözlerini ayırmadan leylekleri seyre dalmış...

Vakit öyle hızlı geçmiş ki... Günün akşama döndüğünü çok geç fark etmiş. Sırrının açığa çıkacağından korkup telaşlanan Orkis, eteklerini hızla dağın eteklerinden çekivermiş. Çekmiş çekmesine de, eteklerinde bekleşen leylekleri unuttuğundan, göçe geride kalan yorgun leyleğin kanadını da kırıvermiş.

 Adı Konmamış Aşk(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin