Papatyanın Sırrı

100 3 0
                                    

Daha düne kadar turp gibi hiçbir sağlık sorunu olmayan Osman Dede şimdilerde en ağır hastalıkla baş etmek zorundaydı.Evet ufak tefek sağlık sorunları vardı ancak bu hiçte küçük birşey değildi.Hastalık hiçbir belirti göstermeden tüm vücudunu işgal etmişti.Bilmediği birşeyle mücadele etmesi gerekiyordu.Osman dedeye kalsa mücadele de etmezdi de sırf torunu ve oğlu için tedaviyi kabul etmişti zaten ona kalsa bugünden ahirete biletini alırdı sevdiği biricik eşine kavuşmanın özlemiyle yaşıyordu...

Sude her zamanki gibi dükkana uğramış ancak Ayla Hanım kendinden önce dükkanı açmış Sude'ye de izin vermişti.İzinli olmayı beklemiyordu.Dükkandan çıkarken esaranengiz adam da dükkana giriyordu.Sude hafifçe tebessüm ederek hastaneye gitmek için bir taksi çevirdi.Adam kesin yine papatya alacak diye düşündü.Afife Hanımı arayarak durumdan haberdar etti.Ve hastaneye geçti.

1575 nolu odadan kahkaha sesleri yükseliyordu.Anlam veremeyip ilerledi.

"Günaydın dedeciğim."

"Senin bu saatte ne işin var burda işte olman gerekmiyor mu?"

"Bugün izinliyim."

Namık Bey, uzandığı kanepeden doğruldu Her yanı tutulmuştu ancak çaktırmamaya çalışıyordu.Sude babasının tavırlarından durumu fark etmiş dedesine kocaman bir sarılmıştı.Bu fırsatı Namık Bey değerlendirip bir iki esneme hareketi yapıp bunulduğu yerden kalkmıştı.Sude

"Baba sen eve geç doktorluk herhangi birşey yoksa akşama gelirsin."

Osman Dede "Evet evladım yarın kemoterapi var bugün anca yatacağım birşey olursa ararız sende orda bi rahat edemedin eve git uzan dükkana da gitme Caner oğlum halleder orayı."

"Evet baba hadi git sen merak etme burayı."

Deyip Namık Bey'i eve göndermişlerdi.Tüm gecenin yorgunluğunu bir duş alıp yatmakta buldu dün hastane kanepesinde rahattı ama Osman dedenin en ufak bir inlemesi nefes alışında uyanıyordu.Şimdi biraz uyuyup kendine gelebilirdi.

Sude başta Caner'in dükkanların da çırak olmasını hiç istemesede şuan iyiki de var dedirtiyordu.O dükkana bakmasa babası evde nasıl rahat dinlene bilirdi.

Torun dede başbaşa kalmıştılar.Sude "Eee dedem anlat bakalım ne yapalım senle ."

Osman dede gülümseyerek "Çift kale maç ... Ne yapacağız kızım çaktılar beni bu yatağa ne yapabiliriz ki."

Sude "Ya alemsin dede...Dur sen geliyorum şimdi ."deyip odadan çıktı. Karşı sekreterlikte ki hemşireden tekerlikli sandeye alıp alamayacaklarını sordu.

Hemşireye " Dedem için birtane getire bilir misiniz 1576 no'ya."

"Tabi efendim ."

Sude tekrar odaya girdi.Osman Dede "Eee elinde ne baklava var ne de Trabzon simidi ne diye çıktın az önce?"
Tam lafını tamamlamıştı ki odaya hemşire elinde tekerlikli sandalyeyle giriverdi.

"Evet buyrun." Sude hemşireden dedesini sandalyeye koyması için yardım istedi .Birlikte tekerlikli sandalyeye koyup odadan çıktılar.Sude

"Evet şöförunuz emrinize hazırdır komutanım."

"Hay aklımda bin yaşa yat yat sıkılmıştım iyi oldu hadi beni dışarı çıkar."

"Yalnız bugün hava dışarı çıkmak için uygun değil bu günlük içerdeyiz hava iyi olursa çıkarız tamam mı?"

"İyi madem öyle olsun. "

Koridoru ikinci turlayışlarında karşıdan elinde bir demek patatyayla kendilerine doğru o esrarengiz adam geliyordu.Sude esrarengiz adama yetişmek için arabayı ne kadar hızlı sürerse de yetişememişti.Adam 1575 odaya girmişti.Üzerinde önlük falan yoktu demek burda hasta ziyaretine geliyordu.Sevgilisi ne hatasıydı ki ...

 Adı Konmamış Aşk(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin