Yolculuk

46 1 0
                                    

Osman Dede elinde her zamanki gibi pamuk şekeri ile Sude'ye sesleniyordu.Sude kalk sana bak ne aldım diyordu.Sude ' pamuk şekeri ' diyerek yatağından küçük bir çocuk gibi fırlamıştı.Ancak bir deyip türlü dedesine ulaşamıyordu.Sude dedesinin elini tam tutacak iken birden yanından uzaklaşıp başka bir yerde beliriyordu.Osman Dede 'Ama Sude hadi al şu pamuk şekerini elinden.'  Sude 'Ama  dede seni yakalayamıyorum.' Osman Dede 'Bana verdiğin sözü hatırla pamuk şekerim.'

Sude kanter içinde uyandı.Etrafını inceliyordu.Evet olanlar gerçek değildi ama öyle canlı öyle gerçek gibiydi ki bir an rüya olmadığını düşünmüştü.Sözünü hatırla diyordu.Ancak Sude hiç birşey hatırlayamıyordu.Afife Hanım Sude'yi uyandırmak için odaya girdi.

"Kalkmışsın valizini hazırla akşam üstü yola çıkıyoruz."

"Babam nerde ki."

"O işlemleri yapmak için hastaneye gitti gelirler birkaç saat sonra."

Sude hala rüyanın etkisindeydi.Toparlanmaya çalışıyordu.Ancak bir türlü kendine gelmemişti.Biran önce kalkıp iş yerine haber vermeliydi çiçekçiye de uğrasa fena olmazdı.

Dursun Bey yine burnundan soluyordu.Sude yanına gidip durumu anlatacaktı anlatmasına da nasıl söze başlayacaktı o da bilmiyordu."Dedemi kaybettik defni için Trabzona gidebilirmiyim? Yooo bu çok saçma olurdu.Dursun Bey şey bakar mısınız? Hayır hayır.Acaba bana bir hafta izin verebilir misiniz?Üfff olmuyo işte...Tüm bu düşüncelerle kendini patronun karşısında dikilir bir vaziyette buldu ne ara buraya kadar yürümüştü o da farkında değildi.

"Aferdesiniz Dursun Bey..."

Sude daha sözünü bitirmemişti ki Dursun Bey elini kaldırarak ona dur! İşareti yaptı.

"Sude Hanım, başınız sağolsun.Duydum ki dedenizi kaybetmişsiniz.Mehmet bana olanlardan bahsetti Trabzon'da defnedecekmişsiniz."

Sude böyle bir tepki beklemiyordu.Şaşırdığı her halinden belliydi.Dursun Bey ilk defa bu kadar yakın ve şefkatli davranıyordu.

"Evet efendim bende bu yüzden..."

Sudenin sözünü kesmek Dursun Bey'in  bir ritüeli olmuştu artık.

"Bir hafta izinlisin gidebilirsin tekrar başın sağolsun."

"Te-ş-ek-kür ede-rim." diye kekeliyiverdi.

Bu kadar kolay izin verebileceğine inanmamıştı.Üstelik Mehmet ne ara aramış izin almıştı doğrusu her şey hızlı gelişiyordu.Sude çalan telefonuyla düşünce aleminden uzaklaştı.
Arayan annesiydi.

"Alo anne."

"Kızım valizin hazır mı?Herşeyi aldıysan arabaya koyuyorum."

"Evet hazır."

"Peki işin bitince hastaneye gel burdan yola çıkacağız."

"Peki tamam ."

Sude telefonu kapatıp çiçekçiye geçti.Tüm aile oradaydı.Ayla abla eşi kayınpederi Mehmet'in kardeşi ve tabiki Efe.Sude içeri girince Efe koşup Sude'ye sarıldı ve ağlamaya başladı.Sude de Efe'nin ağladığını görünce göz yaşlarını tutamadı.

"Canım canım benim ağlama kıyamam göz yaşlarına."

Deyip eğildi ve eliyle göz yaşlarını silip gözlerine baktı.

"Merak etme canım o cennete gitti ve orda çok daha mutlu.."

Diye bilmişti sadece ardından Ayla Hanım sarılıp bir kaç teselli verici söz söylüyordu ama nafile hiçbir söz acısını dindirmiyordu sanki yarasını daha da deşiyordu.

 Adı Konmamış Aşk(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin