-19. BÖLÜM- "Başlamadan biter mi?"

866 28 4
                                    

"Gerizekalı! Aç artık şu telefonunu!" diye bağırınıyorum.Ama yine açan olmayınca telefonu yatağa fırlatıp sinirle koltuğua oturuyorum. Gözlerimi ovuşturup başımı öne eğiyorum ve sakinleşmeye çalışıyorum.En az 5465448 cevapsız arama 654654 mesaj sonucu hiç bir haber alamayınca nasıl sakin olabilirim?Hem de tam üç gündür! Koskaca üç gün! Öpüştükten sonra hiçbir şey söylemeden gitti.Gülümsemedi bile.Mimik bile yok.APTAL! ODUN ! Ona onu sevdiğimi söyleyemiyorum,evet tamam.Bunu ben de daha kabullenemedim.Ama! Onu öptüm ve bu da 'Gitme' demek. Ama o hiçbir şey söylemeden gitti. Evine gidiyorum. Yok diyorlar.Arıyorum.Telefonu kapalı. Mesaj atıyorum. Cevap yok.Koskaca üç gün! Üç gündür derslerine bakıp sınıfına giriyorum. YOK.  Arkadaşlarına soruyorum.BİLMİYORuz diyorlar.Babasına soruyorum arkadaşın da kalacakmış bir kaç gün diyor.Hangi arkadaşı diyorum,ne bileyim  diyor.Hiç mi merak etmiyorsun be adam?!

"Melis?" diyor Dilan tedirgin bir sesle.

"Ne var." diye ekliyorum arkama yaslanırken.

"Bence Aksel,gitti.Yani öyle bir kaç günlüğene gitmek değil.Kaçtı.Kerem gibi.Temelli gitti." bunu söyleyince gözlerimi birden açıp ayağa kalkıyorum.

"Hayır,hayır o gitmedi! Aksel gitmedi! Onun gitmesi için hiç bir sebep yok tamam mı Dilan . Yok!" diye bağırıyorum odam da.Ama bir yandan bunun olabileceği düşüncesi aklıma gelince ağlamamak için kendisimi zor tutsam da, olmuyor . Sol gözümden göz yaşının akıp gitmesine izin veriyorum ve arkamda ki duvara yaslanıyorum.Sürüklenerek çöküyorum ve ağlamaya başlıyorum.Dilan'da karşım da dizlerini eğmiş bir şekilde oturuyor.

"G-gitmemiştir dimi Dilan?Gitmesi için s-sebep yok ki.Beni bulmuşken,bırakmaz  ki." diyorum bir yandan ağlarken. Dilan'da bana destek olmak için bana sarılmaya çalışıyor ama izin vermiyorum.

"Gitmemiştir güzelim merak etme." diyor bir yandan.Ama içim bir gıdım olsa içim rahatlamıyor.

"A-ama dedi bana o .Biz diye bir şey olmaz dedi Dilan. " diyorum zar zor.Ağladığımdan dolayı sesim çok kısık çıkıyor.

"En azından veda etmeye gelir Melis. Üzme kendini hadi." diyerek beni ayağa kaldırmaya çalışıyor ama başarısız oluyor. "Hadi Melis,toparlan.Elini yüzünü yıka."  diyor bana acı gözlerle bakarken.

"İstemiyorum.Sen de git artık.İyiyim ben." diyorum zar zor ayağa kalkerken."Git lütfen.Yalnız kalmak istiyorum." 

"İyi olduğuna emin misin?" 

"Evet,çok iyiyim." diyince kafasını tamam manasında sallıyor ve odamdan çıkıyor.Arkasından çıkıp kapıya kadar eşlik ediyorum.Evin kapısının önünde geldiğimizde montunu giyerken bana bakıyor.Elini yanağıma koyup okşamaya başlıyor.

"Üzme kendini." diyor.Yüzüme yapmacık bir gülümse koyuyorum.Evden çıkınca kapıyı kapatıp , kapının arkasından bir kaç saniye sonra hızlı adımlarla mutfağa gidiyorum ve ne kadar abur cubur varsa hepsini masaya döküyorum.Cipsler,çikolatalar, kekler,kolalar,şekerler..Her şey. Deliler gibi yemeye başlıyorum.Birini yutmadan diğerini ağzıma atıyorum.Hızlı hızlı yemekleri çiğnerken arada kolamı yudumluyorum. Daha ağzımdaki çikolata bitmeden avcumla cips alıp ağzıma koyuyorum. Ağzımdakilerin hepsi bitince uzanıp browni yi açıyorum ve direk yemeye başlıyorum. Kolamı içip diğer cipsleri de açtıktan sonra hepsinden teker teker ağzıma atıyorum.Yaklaşık 10 dakika sonra neredeyse masada ki çoğu abur cubur bitmiş oluyor.Ağzıma son çikolatayı da atarken kapı çalıyor.Ağzımda ki çikolatayı hızlı hızlı çiğnerken kapıyı açıyorum ve karşım da en çok görmek istediğim kişiyi,fakat şuan beni görmesini istemediğim ilk kişiyi görüyorum.

"A-Aksel?" diyorum ağzımının dolu olmasını önemsemeden. Tabi ağzımın dolu olduğu için "Öksöl sdafsd" gibi bir şey çıktığı kesin.

Tesadüf mü Kader mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin