-22.BÖLÜM- "Mektup"

759 28 23
                                    

Christina Aguillera - Hurt ile okuyun :') 

İyi okumaalr,umarım beğenirsiniz :D

Aksel'lerin evinden çıkıp eve geldiğimden beri öğlen olmasına rağmen direk kendimi yatağa attım.Uyumaya çalıştıkça söyledikleri kulağımda yankılandı.'Biz birlikteydik..Babamın eşiyle..Üvey annemle..Beraberdik.' Hatırladıkça daha kötü oldum. Neden böyle hissettiğimi bilemedim. Onu seviyormuydum? Hayır! Belki biraz hoşlanmıştım.Ama bundan sonra o hoşlantı tamamen nefrete dönüştü. Onlardan geldiğimden beri tek bir damla göz yaşı bile dökmedim.Çünkü artık ağlamayacaktım.Bir erkek için ağlayamayacaktım.Kimse beni üzemeyecekti,artık eski,her şeye üzülen Melis olmak istemiyordum.Değişmek istiyordum.Aksel gidince de bu olacaktı. O benim için bir tecrübeydi. Belki onu özleyecektim,çok özleyecektim.Ama,dayanabilirdim..

Diğer sabah,22.02.14

Gözlerimi pencereye daldırmış sokağı izliyorum ve aklımdaki düşünceleri atmaya çalışıyorum.Uykusuzluktan gözümün altında mor halkalar olmasına rağmen yine de uyumuyorum.Öylece dalıp giderken kapı çalıyor.Annemin veya babamın açmasını bekliyorum ama kimse açmayınca zil bidaha çalıyor.Annemle babamın işe gittiğini tahmin edip merdivenlerden yavaş adımlarla ilerliyorum. Kapıya doğru yönelip kapıyı açıyorum.

"Zeynep?" diyorum şaşkın bir yüz ifadesiyle.

"Merhaba." 

"Ihm,şey.İçeri gelsene?" diyorum bir adım geri çekilerek.Gülümsüyor ve utanarak içeri giriyor. Ben ise altımda bol bir pijama,üstümdeki sporcu atleti ve dağılmış ibretlik saçlarımla peşinden gidiyorum.Koltuğa oturuyor.Çarptazında ki koltuğa yerleşiyorum.

"Nasılsın?"

"İyiyim.Neden iyi olmayayım ki?" diyorum gülümseye çalışırken.Ama içinde acı,kin,nefret dolaşımı bir gülüş ortaya çıkıyor.

"Gözlerin..Ağladın mı?"

"Hayır.Uykusuzluktan.Uyuyamadım."

"Bilirim o duyguyu." diyor.Kaşlarımı hafif çatarak bakıyorum."Gerçekten gidecek mi? Beni özleyecek mi? Beni bırakır mı? Bu sorular beyninin içinde dolaşıyor ve..uyuyamıyordun.Bilirim.Kerem'de de olmuştu bana aynısı.Yani şuan seni en iyi ben anlayabilirim."

"Ne demek istiyorsun?"

"Aksel'in gideceğini biliyorum."

"Nerden biliyorsun?"

"Beni aradı.Anlattı herşeyi.Aslında beni buraya o yolladı.Seni ben anlıyorum diye.Sana dest-"

"Harika." diyerek sertçe ayağa kalkıyorum. "Şimdi gidebilirsin."

"Melis lütfen."

"Ne lütfen Zeynep? Benim desteğe falan ihtiyacım yok.Gitsin.Umurumda değil!"

"Tamam , gitsin.Bari son kez senel konuşsun.Veda edin?"

"Aramız da bir şey yok ki Zeynep? Sevgigilim mi?Yakın arkadaşım mı ? Akrabam mı? Neyim? Ben veda etmeye yönelik bir durum görmüyorum."

"İkinizin de aranız da bir ad veremediğiniz bir bağ vardı Melis." Kendimi tutamayıp gülmeye başlıyorum.Kesinlikle komik olduğundan değil,sinirden.

"Zeynep gider misin?" diyorum sakin kalmaya çalışarak.Öylece yüzüme bakıyor. Sonra çantasının fermuarını açıp içinden bir mektup çıkartıyor ve bana uzatıyor.

"Bu ne?" diyorum nört bir ifadeyle.

"Veda mektubu gibi bir şey.Kerem bana CD bırakmıştı.Aksel'de sana..mektup."

"Almıyorum."

"Tamam alma." diyerek mektubu masaya bırakıyor."İstersen okursun.Ben gidiyorum." gülümsüyor ve evden çıkıyor.Ben ise mektupla yalnız kalıyorum.Kendimi koltuğa atıp dizlerimi kendime çekiyorum ve sadece mektuba bakıyorum.Okusam mı okumasam mı? Hayır okumuycam.Ama okursam ne kaybederim ki? Çok şey.Kesin salak mal kendini acındıracak şeyler yazmıştır..Veda mektubunda ne yazılır ki? Seni seviyorum ama gitmek zorundayım falan filan. Önemli bir şey yoktur yani. Okumam ben onun yazdığı şeyi.Gurur var bende !

10 dakika sonra sfsdgsd

"Sikeyim gururumu!" diye bağırdıktan sonra hızlıca koltuktan ayaklarımı indirip mektuba uzanıyorum.yavaşça mektubu açarken dudaklarımı yalıyorum. 

'Merhaba Melis.Biliyorsun,romantik yazı yazamam çünkü romantik değilim.Neyse, belki okumazsın.Yani,kesin okursun sen..Meraklısın.Cİdden tamam.Saçmaladım. Buna inanmıyacağını biliyorum ama...Aslında inanmayacaksın.Söylemenin ne anlamı var?  İşte..Aslında bunları karşında söylemeyi çok isterdim ama karşına çıkarsam ..yani çıkmamam.  Benden nefret ediyosun.Asla affetmeyeceksin.Biliyorum. Ama senden özür dilerim. Seni üzdüysem.. Kırdıysam- ki bunu kesinlikle yaptım.Çok saçma.Yaptığım her şeyi neden burada vurguluyorum? Sadece..şunu bilmeni istiyorum.Mecbur kalmasaydım,asla ama asla seni bırakmazdım.Bunu sana karşı söylemedim hiç Melis.Yani,senden hoşlandığımı..Seni sevdiğimi söyledim.Normal şeyler bunlar. Ama benim ki sevgiden fazlasıydı Melis.Sana kimseye anlatamadığım şeyleri anlattım..Sen de bana anlattın.Birbirimizi az da olsa anladık. Kötülük yaptık , kırdık. Hiç hissetmediğim duyguları hissediyorum Melis.Ve gerçekten,hissetmek istediğim son duygu bu.Sen hissetmiyorsun biliyorum,hissetsen..Yani en ufak hissetme şansın olsa bile yaptıklarımdan sonra imkansız olduğunu çok iyi biliyorum. O yüzden uzatmanın pek manası yok. Ben..nasıl olduğunu anlamadan sana aşık oldum Melis.Önceler de bunu kendime itiraf edemedim ve gerçekten..Gerçekten çok zorlandım.Hala buna inanmıyorum.Ben? Ben aşık oldum.Bir sene öncesine kadar bana bunu söyleseler kahkahalarla gülerdim. Sen beni tamamlıyorsun Melis. Ama ben seni tamamlamıyorum.Seni hak etmiyorum. Zaten şimdi de gidiyorum. Hiç istemesem de..Aklında ki tek soru,neden beni seviyorken onla beraber olduğumdur..Aslına bakarsan,beni hiç sevemiyeceğini biliyordum ve,böyle bir aptallık oldu işte.Bırakmaya çalıştıkça..yani tam iyi olduk derken tam bırakacağım derken bir şey oluyor.Kavga ediyoruz ve..Neyse ben bunları anlatıp senin moralini bozmak istemiyorum..Sadece şunu bil,seni asla unutmayacağım.Çünkü; sana aşığım Melis Güzel.'

Dudaklarımı yalıyorum,ağlamamak için kendimi tutarken boğazım düğümleniyor.En sonunda dayanamayıp ağlamaya başlıyorum ve bir göz yaşı kağıda damlıyor.Kağıdı yavaş yavaş buruştururken derin derin nefesler alıyorum.Kağıdı sertçe yere fırlatıp hızlı adımalrla yukarı banyoya çıkıyorum.Ellerimi fayanslara dayayıp dengede durmaya çalışırken ağlayan halime bakıyorum.

"Ne ağlıyorsun aptal! Seviyor muydun ki onu? Aşık mıydın ona? Aptal aptal davranma! Onun sana neler davrandığı unutma.Hani Melis?Hani erkek için ağlamayacaktın.Sil şimdi göz yaşlarını."

Kendi kendime konuşmam bitince parmaklarımla gözlerimin altlarını siliyorum.Derin bir nefes alıp banyodan çıkıyorum ve odama doğru ilerliyorum.Kendimi yüz üstü yatağa atıyorum.Dudaklarımı yalayıp kendime geldikten sonra dolaba ilerliyorum. Altıma bir kot pantolon,üstüme de bol bir kazak geçirdikten sonra saçlarımı yandan örgü yapıyorum.Yüzüme hafif bir makyaj ekledikten sonra telefonumu ve ceketimi alıp evden çıkıyorum.Dışarı çıkıp karşımda Aksel'in arabasını görmeyi beklerken gördüğüm tek şey benim arabam oluyor. Arabama binip öylece sürmeye başlıyorum.Bir arkadaş arıyorum,ama bulamıyorum.Dilan olmaz,bir şeyler saçmalar ve sinirimi bozar. Barış? Beni anlayamaz ama en azından yanımda olur  fkiriyle onu arıyorum.Çalıyor çalıyor çalıyor..

'Aradığınız aboneye şu and-'

Yanaklarımı şişirip öylece sürmeye devam ediyorum. Zeynep haklıydı,beni şuanda en çok anlayacak olan oydu.Ama onun yanında olmak istemiyordum.Nedense Aksel'in yanını istiyordum.

Arabayı durdurduğumda kendimi Aksel'lerin evin önünde buluyorum. Yavaşça arabadan inip kapıya doğru ilerliyorum.Dış kapıyı hafifçe itip içeri doğru giriyorum.Zili basıp basmamakta kararsız kalırken arkamdan biri sesleniyor.

"Melis?" 

Hayır..Hayır! O olmasın hayır. Yavaşça arkamı dönüyorum. 

"Aksel?"

Saçma olmuş olabilir çünkü duygusal yazı yazma özürlüsüyüm :D :D Umarım beğenmişsinizdir :/ Yazım hatalarım olabiliir .. 

Tesadüf mü Kader mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin