-7.BÖLÜM- "Hoşçakal"

1K 34 11
                                    

Hızlı adımlarla Barış'a yetişmeye çalışırken arkasından da "Barış dur beni bekle." diye bağırıyorum ama duymamazlıktan geliyor. En sonunda konuşmaya başlıyorum ve Barış tam taksiye binecekken kolundan tutup kendime çeviriyorum.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen ya?"

"Kerem'e ne halt yediğini soracağım Melis."

"Sorunca ne olucak boşver Barış lütfen.."

"Melis,eski sevgilimle beraber gördüm diyosun,sarmaş dolaş hem de."

"Eski sevgilin işte Barış ne uzatıyorsun?"

"Ben o eski sevgili meselesinde değilim Melis.Kardeşimin bunu bana nasıl yaptığındayım.Anlıyor musun beni?" 

Hayır manasında kafamı sallıyorum.

"Anlayamazsın Melis.Bu kardeş meselesi.Evet bizim Kerem'le kan bağımız yok.Ama kardeşiz.Sen bunu asla anlayamazsın.Çünkü senin böyle bir kardeşin yok." diyerek taksiye atlıyor. Ne yapacağı mı bilemeden orda öylece duruyorum .Telefumdan Barış'ı arıyorum ama açmıyor.Bir daha arayınca da telefonunu kapatıyor. Bu sinirle çevresindekilere geri dönemeyecek sözler söylemesinden korkuyorum.Kendisine zarar vermesinden korkuyorum.

Barış'ın arkasından gitmek için hemen arabama doğru yola koyuluyorum.Geldiğim de Aksel'i arabama doğru yaslanmış beni bekler bir halde buluyorum.

"Ciddi misin sen ya?"  diye soruyorum.

"Melis bak.Demin söylediğim şey bir anlık-"

"Bir anlık öfke,sinir,heyecan.Biliyorum Aksel tamam.Anlıyorum."

"Anlamıyorsun Melis!"

"Bak Aksel.Aramız da zaten başından beri hiç bir şey olamazdı.Sen bunu demin önce kanıtladın.Tebrikler." diyorum kapıyı açıp içeri giriyorum. Hala arabanın önünde duran Aksel arabayı çalıştırdığımı duyunca geri çekiliyor. Sürebileceğim son hızla arbayı kullanıyorum ve giden taksiyi bulmaya çalışıyorum.Ama o kadar çok taksinin arasından seçemiyorum.En sonunda Kerem'in mekanına doğru giden bir taksiyi seçiyorum.Uzun bir yoldan sonra mekan yolundan saptığı farkediyorum.Bir yandan içimden bir şey olmasın diye dua ederken diğer yandan yolumu değiştirip Kerem'in mekanına doğru sürmeye başlıyorum. Bu sefer Kerem'i  arıyorum ama o da açmıyor.

"Lütfen,lütfen bir şey olmasın ya lütfen.."

Kendi kendime söylenirken hemen Kerem'in mekanının içine arabayı parkettinten sonra arabadan son hızla iniyorum ve etrafı seziyorum.Uzakta konuşan Zeynep'le Kerem'i görüyorum.

"Hala berabersiniz ya inanamıyorum."

"Melis.." diye konşumaya başlıyor Kerem bana doğru bir adım atarak.

"Bak,umurumda değil tamam mı.Ne yaparsanız yapın.Sadece..Barış her şeyi biliyor , en son bir taksiye atlayıp hızla gitti. Buraya gelip,ya da başka bir yere gidip kendine zarar vermesinden korkuyorum."

Kerem sinirle sandalyeye tekme atıyor ve sandalye 2 metre uzağa gidiyor.

"Hemen yetiştirdin ha?" diye soruyor sinirle.

"Kerem!Öylece oturup sizin bu durumunuza alışmaya çalışıyordum ve yanıma geldi.Hiçbir şey söylemedim. Yediğiniz bu şeyi kardeşine kendin anlatırsın bakalım nasıl olucak diye."

"Nasıl öğrendi o zaman?" diye atlıyor hemen Zeynep.

"Aksel geldi. Beni zor durumda bıraktı. Söylemek zorunda kaldım."

Tesadüf mü Kader mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin