-27.BÖLÜM- "Dayanamıyorum."

998 24 5
                                    

KÖTÜ KADER İN 1. BÖLÜMÜ GELDİİİ :D Bİ BAKSANIZ :)

Aksel'le o gece uzun uzun konuştuk.İki de bir bana beni sevdiğini söyledi.Beni, asla burada bırakmayacağını.Her söylediğine gülümsedim.Geçiştirmek için değil,gerçekten,içten gülümsedim.Çünkü ona inanmıştım.Beni bırakmazdı.Bu halde,asla bırakmazdı...Birbirimize eski hatıralarımızı anlattık.Güldük.Kahkahalarımız koridorlarla yankılandı.Yan odadaki hasta kapıyı yumruklamıştı. Bu yüzden kısık sesle gülmek zorunda kalmıştık .Beni hep güldürmüştü. Belki de burada değil,evde olsaydık Aksel beni güldürüp hastalığımı unutturabilirdi. Fakat bu hastanede tıkılı kalmıştım.Ve kurtuşu yoktu...

Kulağıma gelen 'Meliis.Melis,uyan hadi.' sesleriyle gözümü hafif kırpıştırarak açmaya çalışıyorum. Göz kapaklarımın arasından bana 32 diş sırıtan Aksel'i görünce istemsizce gülümsüyorum.

"Sonunda uykucu." diyor beni doğrultmaya çalışırken.

"Saat kaç?" diye soruyorum.Bu sırada ellerimle gözlerimi ovuşturuyorum.

"10.30"

"Ne?Çok erken.Lütfeen,biraz daha uyuyayım..." 

"Sabah kahvaltını etmek zorundasın.Sonra da haplar var.Sonra da iğne.Hadi,kalk kalk kalk." diyor ve üzerimden yorganı çekiyor. Oflayarak yattığım yataktan doğruluyorum.Yatağın ucunda duran kahvaltı karşılıyor beni. Aksel hemen kahvaltıyı yanıma getiriyor ve yatağıma oturuyor.

"Evet. Ben yediricem.Kusmak veya ağızdan çıkarmak yok."

"Tamam babacım." diyerek gülüyorum.Ama Aksel ciddiyetini bozmuyor. Kaşığı garip bir rengi olan çorbanın içine batırıp çıkartıyor ve ağzıma yaklaştırıyor.Zor da olsa ağzımı açıyorum. Aksel kaşığı ağzımdan çeker çekmez ağzımdaki çorbayı tepsiye boşaltıyorum.

"Iyy! İğrenç!" diyorum ağzımı peçeteyle silerken.

"Hayır değil! Hadi Melis.Biticek bu." 

"Hayır,içmiyorum.Onun tadı iğrenç.Ayrıca çok soğuk."

"Tamam o zaman,ekmek ye." diyor ve ekmekten bir parça koparıp ağzıma koyuyor.Bir kaç kez çiğnedikten sonra onu da ağzımdan çıkartıyorum.Ekmek parçaları çorbanın üstüne düşüyor ve ikisi de karışınca kusmuk gibi bir görüntü ortaya çıkıyor.Yüzümü buruşturuyorum.

"Melis,yemek zorundasın. Biliyorum.İğrenç tadları var fakat yemezsen iyileşemezsin."

"Bu yemekleri istemiyorum."

"Biliyorum güzelim.Ben de istemiyorum bunları yemeni ama sen de biliyorsun.Şimdi küçük bir çocuk gibi davranma." diyor ve tekrar kaşığı çorbaya çaldırıyor.Tam çıkaracakken kapı açılıyor ve içeri hemşire geliyor.

"Aksel Bey,bir dakika gelebilir misiniz?"

Aksel kafasını sallayarak kaşığı çorbanın içine bırakıyor. "Hemen geliyorum,bitir bunları!" diyor ve dışarı çıkıyor.Çıktığı gibi ayaklanıp çorbayı klozete döküyorum.Ardından ekmekleri parçalayarak camın önüne koyuyorum.Bir dakika bile geçmeden kuşlar yiyor.Tabaktaki diğer şeyleri bir yere tıkıştırdıktan sonra tekrar geçiyorum. Hemen sonra Aksel içeri giriyor.Yanıma gelirken tepsiyi görüp kaşlarını çatıyor.

"Tamam.Nerdeler?"

"Kimler?"

"Yemekler."

"Iı,midemde."

"Hadi ama Melis." diyor çöpün içine bakarken. "Nereye sakladın ha?"

"Yedim Aksel. "

"İnanmalı mıyım?"

Tesadüf mü Kader mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin