-6.BÖLÜM- "Hayal kırıklığı"

1.1K 29 18
                                    

Bir haftadır okula gelmiyor,aramıyor.Mesajta atmıyor.Hiçbir mesajıma cevap varmiyor, evine gelince hizmetçisine 'Evde yok' dedittiriyor. Onunla konuşmama izin vermiyor. Sanki hayatımın en berbat kararını vermiş gibi hissediyorum.Ama bir yandan bu karar o kadar cazip geliyor ki.Ama bazı kararlar verirken illa birini kaybediyorum. Etrafımdakileri kaybetmekten yorulduğumdan artık ne yapağımı hiç bilmiyorum.Şuan yapmak isteğim tek şey Aksel'in sesini duymak.Beni affetmesini o kadar çok istiyorum ki. Onu o kadar çok özlüyorum ki.Tek bir 'Gel' deyişiyle 3503853 kilometre yol gideceğim gibime geliyor. Onu sevmek istemiyorum,bununla savaşıyorum.Bu yüzden Kerem'le çıkıyorum. Belki böylesi daha iyidir.Aksel'i uzun süre görmemem,onun sesini duymamam.Onu unutmam.

Saat 12:40..

Sabahın 4'ünden beri gözüme uyku girmiyor.Bu saate kadar birşeyle uğraşıp duruyorum.Evde gerçekten daraldım. Dışarı çıkıp biraz nefes almak istiyorum. Telefonumda tek bir mesaj bile yok.Kerem bile mesaj atmıyor. Arkadaşlarımla konuşmayı red ediyorum.Kaç haftadır doğru dürüst yemek yiyemiyorum. Resmen asosyalliğe bağladım. Hayatımdan nefret edecek kadar bunalıyorum artık.

Dolabımı açıp askıdan aldığım gibi koyu renk  kot pontolonumu giymeye başlıyorum.Ardından sandalyenin üstünde duran kırmızı gömleğimi direk üstüme geçirip kollarını kıvırıyorum ve düğmesine geçiriyorum.Saçlarımı düzleştirdikten sonra hafif bir makyaj yapıyorum. Masamın üstünde duran Kerem'in bana özür hediye olan ucunda büyük kelebek,ona tutunan küçük bir kelebekli kolyeyi alıp boynuma takıyorum.Son kez boy aynasına baktıktan sonra kulaklıklarımı yatağımın üstünden alıyorum ve odamdan çıkıyorum.Merdivenlerden hızlı hızlı inerken annemle babamı kanepede beraber televizyon izlerken görüyorum. 

"Nereye kızım?" diye soruyor babam hemen.

"Biraz daraldım babacım.Dışarı çıkıcam , gelirim bir iki saate."

"Kızım bugün pazar ailecek bir yerlere gidecektik?" tam babama gelmek istemediğimi onların ikisinin gitmesini söyleyecekken annem beni kurtarıyor.

"Cihan bırak kız tek başına hava alsın biraz hep ailesiyle hep aileysiyle." Babamda biraz düşündükten sonra annemle benim o kedi yavrusu bakışlarımıza dayanamıyor ve kabul ediyor.İkisinin yanağına da birer öpücük kondurduktan sonra askılıktan montumu alırken "Sizi seviyorum" diye bağırıyorum ve evden çıkıyorum.

Montumu  gitmeye çalışırken bahçedeki taşlardan yavaş yavaş yürüyorum ve sokak kapısını açıyorum.Açtığımdan itibaren Aksel'le göz göze geliyorum.Arabasına yaslanmış öylece dururken beni görüyor ve aniden irkiiliyor.Şuan Aksel'e sarılmamak için kendimi zor tutuyorum.Şaşırmış bir ifadeyle adını kekeliyorum.

"A-aksel?"

"Merhaba." diyerek bana yaklaşıyor.Bende dış kapıyı kapatıyorum . Onu azarlamak neden beni bu kadar merakta bıraktığı için ölesiye dövmek istiyorum ama yapabildiğim tek şey öylece ona bakmak oluyor.

"Nasılsın?"

"İyiyim,yokluğunda daha iyiydim.Ha bu arada. Nerlerdeydin?Yani umurumda olduğundan değil.Hatta aklıma bile gelmedin biliyor musun?"

"Kafamı dinlemem gerekiyordu.Şehir dışına çıktım."

"Hıı,öyle mi ne güzel." diyorum umursamaz bir tavırla.Aksel'de bana şaşkın şaşkın bakıyor.Tabi haklı,daha 1 hafta önce yanında olmak istiyorum diye çocuğa sarılıyorum,şimdi de ona kötü davranıyorum..

"Siinirin geçti mi bari." diye devam ediyorum.

"Hayır." diye ekliyor Aksel kafasını öne eğerek.

Tesadüf mü Kader mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin