"Evet, yer altında şu anlık küçük ama yakında büyüyecek bir delik açtık, bazılarımızın evinin altından orayı giriyoruz, aslında orada toplantılar yapıp bu olaylardan kurtulmak adına bir ayaklanma başlatacağız."
"Bu çok zor." dedim ellerimizi kenetleyip.
"Değil." dedi ellerimizi kaldırıp öpücük kondururken.
"Seni bile bulabilmişken hiçbir şey zor değil."
Kollarımı sıkıcı boynuna doladığımda o da belime ellerini sardı.
"Ne yapıyordun sen bu saatte?"Ondan ayrılmadan bir şey bulmaya çalıştığımda o an aklıma bir şey gelmedi ve gerçeği söylemek istedim.
"Komutanın yanına gidiyordum."
Sözlerim üzerine belimdeki ellerini gevşetti ve avuç içini ağzıma bastırdı.
Bunu neden yaptığını düşünürken yakında adım sesleri işitmemle karşı çıkmadan bekledim."Kim olduğunu görmediniz yani?" Harry'nin sesini duymamla gözlerim kocaman açıldı ve vücudum uyuştu.
O buradaydı."Hayır, bir anda kayboldu Komutanım."
"O zaman bunu umursamadınız?" diye soru soran bir sesle konuştuğunda askerlerin kalp atışlarını az kalsın buradan duyacaktım.
"Hayır Efendim-"
"Hiçbir şey birden kaybolmaz!" adım seslerini tekrardan duyduğumda onlarda benim kalp atışımı duyabilirdi.
Denzel'le birbirimize yapışmış bedenlerimizi görmesi kıyamet gibi bir şey olurdu.
"Kim olduğu hakkında bir fikriniz var mı?" sakin bir ses tonuna geçtiğinde ellerimin titrediğini hissettim."Kadındı." dediğinde Denzel korkumu anlamış olacak ki diğer eliyle ellerimi tuttu.
"Bunun gibi bir şeyle tekrardan karşılaşırsam," araya biraz sessizlik girdiğinde bu en çok beni korkutmuştu.
"Bir Amerikan'dan sizi öldürmesini isterim.""Bir daha olmayacak." dedi güçsüz bir ses.
"Şimdi herkes görev yerine dönsün, ben birkaç evi gezeceğim." dediğinde işinin doğrudan bizim eve gitmek olduğunu anladım, bizim eve bu yoldan giderse bu uzun sürerdi ama benim ondan önce evde olmam gerekiyordu.
Ortalık sessizleştiğinde Denzel dudaklarımın üzerinden elini çekti.
"Gitmemiz lazım." dedim titrek bir sesle.
"Bizim evimize gidiyor.""Nasıl yani?"
"Beni kısa yoldan eve götür Denzel." dediğimde diğer taraftaki kapıyı açtı ve önce kendisi indi ardından bende indiğimde dikkatli ve koşar adımlarla eve doğru ilerledik.
Arka taraf olduğu için bizi göremezlerdi, Bay Fagilee'nin bahçesinden koşarken onun bu gözü gibi baktığı domateslerin şimdiki hali beni üzmüştü."Koş!" diye bağırdı Denzel ellerimizi ayırmadan.
İleride gördüğüm evimiz üzerine rahat bir nefes aldım ama koşmayı bırakmadım.
Bu kısa yol çok iyi olmuştu, aksi takdirde Harry beni öldürmekten çekinmezdi.
Henüz sabahın ilk saatleri olması daha da iyi oluyordu.
Evin küçük bahçesine girdiğimizde Denzel'in omuzlarından tuttum."Benim odaya girmem lazım, çok teşekkür ederim."
onu bırakıp odamın camına doğru ilerleyecekken beni elimden tuttu ve kendine çevirdi.
Ona şaşkınca bakakaldığımda dudaklarımın üzerine küçük bir öpücük kondurdu."Yakında sizi ondan kurtaracağım, ama ben bunu yapana kadar yalvarırım size dokunmasına izin vermeyin lütfen."
Dudağıma tekrar öpücük kondurduğunda şaşkınlığım yüzünden öylece kalmıştım.Daha sonra aklıma Harry'nin gelmek üzere olabileceği geldi ve hemen penceremi açıp içeriye girdim.
Daha sonra Denzel'in eski kıyfetlerinin arasında dinç bedenini ve mükemmel bir şekilde gülen yüzünü gördüm, ona gülümseyip pencereyi kapattım.
Yatağıma baktığımda Gina'nın hala uyuyor olması beni rahatlatmıştı.
Mantomu hemen yere atıp yatağa girdim ve uyuyor taklidi yaptım.
Bunu o gelene kadar devam ettirecektim, ama aklımda hep Denzel ve o güzel dudakları olacaktı.-
Yarım saat olmuştu ama kimse gelmemişti, Harry bizi unutmuştu.
Bugünde gelmezse ne yemeğimiz kalırdı ne suyumuz.Gina alnına yapışmış terli saçlarını ittiğinde hala uyumaya devam ettiğini gördüm.
Ardından kapının yüksek sesle çalındığını duydum, bunu duymamla gözlerimi sıkıca kapattım ama Gina nefes nefese uyanmıştı."Uyu." dedim elimle ağzını kapatıp.
"O gelince uyanmış gibi yap." korkuyla bakan gözlerini kapatıp başını aynı anda olumlu bir şekilde salladığında bende aynısını yaptım ve ona daha sıkı sarıldım.
Kapının açılma sesi geldiğinde onun yüksek sesiyle bende tedirgin olmuştum.
"Hala uyuyorsunuz!" diye bağırdı içeriden ve sesi hiçte sakin gelmiyordu."E-evet Efendim." dedi babam o en nefret ettim güçsüz sesiyle, karşı çıkmıyordu.
Ardından botlarının sesini benim odama yaklaştığını anladım ve tam olarak uyuyor taklidi yaptım.
Kapıyı tekmesi ile açtığını hissettim ardından oluşan sessizlikte odayı incelediğini anladım.
Bir kaç saniye içinde de saçımdan tutup beni kaldırması üzerine şaşkınlığımı gizleyemedim.
Onun saçımdan tutmasıyla inlediğimde gözleri elbisemin derin göğüs kısmından dolayı hafifçe dışarı çıkmış göğüslerime kaydı."Efendim!" diye bağırdım korkuyla, dışarı çıktığımı anlamış mıydı?
Beni yatakten çektiğinde ellerimle ellerini tuttum ama o bırakmadı."Neden yapıyorsunuz?" diye bağırdığımda Gina ağlamaya başlamıştı.
Ardından beni bıraktı, tam karşımda duruyordu ve bu bende de ağlama isteği doğuruyordu.
Babam ise arka planda sadece izliyordu, sadece.Dişlerini birbirine bastırdığında korkuyla kollarımı göğsüme sardım.
Önüme gelen saçlarımı hızla geriye itti ama bunu yaparken hiçte kibar değildi.
Yüzüme iğrenirce baktıktan sonra tokat atmasıyla dengemi sağlayamayıp yatağa tutundum.
Bunun sebebini bilsem her şey daha iyi olacaktı."Birkaç parça kıyafet al." dediğinde annemin de geldiğini gördüm.
Ellerini ağzına kapatmış bana bakıyordu.Benden güçsüz insanların bana acımasını istemezken onun söyledikleriyle kendimi o an öldürmek istedim.
"Senin başkalarının da altına girmene izin vermeyeceğim."
-
DENZEL NASIL BİRİ SİZCE?
BİR DE HARRY ANLADI MI BUNUN ORADA ODUĞUNU YOKSA AKLINA ESTİ GELDİ Mİ?
#HIKA
#MENZEL
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Million Reasons
FanfictionYaşam, riske girenlere, neredeyse ölümün kenarında yaşayanlara gelir.