15

2.6K 197 185
                                    

"Baba!" diye bağırdım hemen yanında bacaklarından tutup kaldırırken ama Denzel beni omuzlarımdan tutup kendine çekti.

"Mika,"

"Denzel, babam ölüyor!" dedim beni çektiği için sinirlenirken.
Tekrar babamın yanına gittim ve bacaklarından tutup kaldırdım.

"Mika!" diye bağırdı bana belki de ilk kez. "Ölmüş o!"
Sözlerinin gerçekliğiyle o an yüz yüze geldim.
O ölmüştü ve ben boş yere çabalıyordum.

-

"Kendi yapmadı." dedim ve bundan emindim, askerler evi arayıp tehlike içeren tüm eşyaları almıştı, ipleri bile ve bu yeni gözüken ip kesinlikle bizim evimizde yoktu.
Babamı o iplerden kurtarmış, gece boyu onun için mezar kazmıştık ve sabaha karşı onu gömmüştük.
Şu an tek emin olduğum şey bunu babamın yapmadığıydı.
Babam hem böyle bir şey yapmazdı, en yakın arkadaşını böyle bir ölümle kaybetmiş ailesine bıraktığı acı yüzünden onu kınamıştı ve ben şu an babamın bunu yapmadığından emindim.
Üstelik o korkak bir adamdı, yapamazdı.

"Toplamışlardı." dedi benim düşündüğümün aynısını düşünerek. "Evde hiç eşya bırakmamışlardı."

"Onlar öldürdü." dedim Denzel'e dönüp, hiç olmadığım kadar emindim hemde.

"Ben de öyle düşünüyorum." dediğinde gözüme köşedeki kağıt parçası takıldı.
Belki de önemsiz bir şeydi ama bakmak istiyordum.
Küçük masanın hemen kenarında sıkışmış kağıdı aldım ve üzerinde yazanı sesli bir şekilde okudum.
"Merhamet."

"O da ne?" Denzel koltuktan kalktı ve kağıdı elimden alıp bir kez de o okudu.
"Merhamet."

"Ona soracağım." dedim kağıdı onun elinden tekrar alıp.
"Babamı o öldürdüyse bende onu öldüreceğim."

"Mika, bu saçmalık olur. Eğer onu biraz tanıdıysam o-"

"Sen onu tanımıyorsun!" diye bağırdım omuzlarından itip neden sinirlenmiştim hiçbir fikrim yoktu.
"Onu burada ben hariç kimse tanımıyor!"

"Sen mi tanıyorsun?" dedi bana aynı şekilde. "Sen onun sadece vücudunu tanıyor ola-" cümlesini bitirmesine izin vermeden ona tokat atmıştım.

"Bir daha aynı kelimeleri kullanırsan,"
Devamını getiremeden evden çıktım.
Sinirden üşüyordum şimdi de, Denzel nasıl bana böyle bir şey derdi?
Beni en başından beri öyle mi görüyordu?
Ama beni sürtük olarak değerlendiremezdi çünkü ben sadece Harry ile beraber olmuştum.

"Mika gitme!" balkona çıkmış bana bağırırken ona sadece gözlerimi değdirip çektim.
Benim hakkımda böyle düşünüyor olması utanç vericiydi, tamam onunla istemeden birlikte olmuş olabilirdim ama hayatımda ondan başka kimse olmamıştı, o pis sözlerin bana karşı söylenmesine izin vermezdim.
Hem benim seviyorum dediğim, güvendiğim adam bunları söylüyorsa diğer insanlar neler söylerdi?

Vali'nin evine doğru daha hızla yürümeye başladım, bir an önce onu görüp sormak istiyordum.
Babamın ölmesini sen mi istedin?
Babamı sen mi öldürdün?
Ya da;
Neden babamı öldürdün?

Bu cümleler şimdi daha ağır geldiğinde gece boyu kırmızılıklarını koruyan gözlerimden yaşlar akmaya başladı ama gözlerimden akan yaşların daha fazlasının gelmesine izin vermeden sildim.
Şu an ağlamamalıydım, bunun ne yeri ne de zamanıydı.

Köşeyi dönüp hafifçe eğilerek ilerledim ve Valinin evinin hemen yanındaki bahçeye kimseye görünmeden atladım, ama bahçeyi koruyan taşların iki metreyi aşkın olduğunu hesaba katmamıştım.
Dolayısıyla bileğim burkulmuştu.

Şu anlık bunu önemsemedim ve taşlara onları görebileceğim yüksekliğe kadar tırmandım ama bileğimin şişeceğinden emindim.
Ayağımı bir taşa yasladım ve onlara diktim gözümü üstümdeki büyük çınar ağacı sanki beni kamufle ediyordu bunun rahatlığıyla onları incelerken gözüm dışarıya kurdukları büyük masaya takıldı.
Çavuş Cantrell kucağından ayırmadığı kızlarla birlikte içki içiyor, etraftakilerle şakalaşıyordu.
Masa normalde kullandıkları masadan çok daha büyüktü, önceki masada Harry ve birkaç rütbeli kişi olurken şimdi askerler bile masanın etrafındaydı hatta kızlar vardı.
İşleri onların kucağında gezmek olan kızlar..

Gözlerim aradığı kişiyi sonunda bulduğunda onda bir farklılık olduğunu gördüm, ilk defa sadece gömlekle dışarıya çıkmıştı, üstelik hava bu kadar soğukken.
Zaten bir o bu havada gömlekliydi bir de ben ince elbiseliydim.
Onun ilk defa böyle bir masanın etrafında içki içmediğini fark ettim.
Parmağındaki yüzüğü takıp takıp çıkarıyordu bir diğer yüzüğü ise masadaydı, bana sahte evlenme teklifi ettiğinde parmağıma takmak için ısrar ettiği o yüzük..
Ben onu izlerken başını diğer tarafa çevirdi ve bitişiğine oturan kıza bakıp ona kısa bir cevap verdi.
Kız elindeki içki bardağını masaya koydu ve Harry'nin çenesinden tutup kendini ona yaklaştırdı tam öpüşeceklerini sandığımda Harry başını iki yana salladı.
Buna nedense mutlu olmuştum.

Kız hala ona dokunmak niyetindeydi öyle ki gömleğinin açık düğmelerinden elini göğsüne soktu diğer eli ise bacağındaydı ama özel bölgesine çok yakındı elimdeki kağıt parçası avucumun arasındaydı, parçalanmış bile olabilirdi.
Harry alt dudağını ısırdı kız bunun üzerine gülümsediğinde Harry masanın üzerindeki yüzüğünü parmağına tekrar geçirdi ve masadan kalktı, kızın tepkisini merak ettiğim için Harry'e bakmayı kestim, kocaman benimkiler gibi mavi gözleri kırmızı dudakları vardı ve benimkine çok yakın kahverengi saçları. Çok güzeldi, onun yanında ben zaten yarışa iki-sıfır geriden başlamıştım ve şu an hiçbir şansım yoktu.
Hem Amerikandım hem de onun kadar güzel göğüslerim yoktu.
İçimden her ne kadar kıskansamda bunu dışa yansıtmadım.
Hoş yansıtsam da burada kimse fark etmezdi.

Kız ağzını oynatarak Çavuş Cantrell'e bir şey söyledi sanırım bu Harry'nin eve doğru ilerlemesiyle alakalıydı.
Çavuş Cantrell bir diğer kızı bacaklarının üzerinden itti ve ellerini birbirine çarparak bağırmaya başladı.
"İyi ki doğdun Styles!" askerlerde aynı ritimde buna devam ettiğinde Harry tam içeriye girecekken durdu ve yüzüne yerleştirdiği o gülüşle onun adını bağıran insanlara bir bir baktı.
Gamzeleri vardı ve ben daha önce hiç görmemişim, birbirleriyle uyumlu beyaz dişleri ve kısılmış yeşil gözleri sırasıyla mükemmeldi.

Ve bu gülüş içimde onunla yaptığım savaşı bitirecek cinstendi.

--

BU BÖLÜM ARA BÖLÜMDÜ ANLAMIŞSINIZDIR AMA OLMASI GEREKTİ SIKICIYSA KUSURA BAKMAYIN..

HARRY ÖYLE GÜZEL GÜLÜMSEDİ Kİ MIKA BABASININ ÖLÜMÜNÜ BİLE UNUTTU, ÖYLE NEFES KESİCİ BİR GÜLÜŞ HAYAL EDİN,

DENZEL GÖZÜMÜZDE BİTİYOR ŞEREFSİZ YA, KIZA ÖYLE ŞEY SÖYLENİR Mİ?

#HIKA

#MENZEL

Million ReasonsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin