"Kahvaltı zamanı." dedi üzerimdeki pijamayı yukarıya doğru kaldırıp göbeğime öpücük kondururken, ama bu ıslak öpücükleri beni huylandırıyordu.
"Moria ne zaman geldi?" dedim gözlerimi ovuştururken, fazla yorulmuş olmalıydım ki onun geldiğini bile fark etmemiştim.
"Gelmedi." dedi tek kaşını kaldırıp, beni bunun için boş yere uyandırmıştı aptal.
"O zaman tekrar uyuyalım." dedim ve ellerini kendime doğru çektim ama öpücüklere tekrar başlamıştı ve ben göbeğimden çok huylanırdım, gittikçe aşağı inmesi ise beni resmen altında kıvrandıracaktı.
"Ama ben acıktım."
"Harry-"
"Tadına bakmak istiyorum." dedi ciddi bir şekilde, tadımdan kastı o aşağı taraflarsa bunu kabul etmezdim.
Onu üzerimden atmaya çalıştığımda pijamamı hafifçe aşağı indirdi ama bacaklarımı kaldırdım ve ayağımı omzuna bastırarak ondan birkaç saniyeliğine de olsa kurtuldum.
"İstemiyorum." dedim tekrardan, hatta ses tonumu bile ayarlamıştım."Eğleneceksin." dedi ve yatakta bana doğru tırmandı, sanırım korkuyordum.
Hemde hiç korkmadığım kadar korkuyordum."Olmaz." dediğimde biraz daha tırmandı yüzü benim hizamdaydı ve pembe dudakları dudaklarıma uzanmıştı.
Dudaklarımız birleştiğinde bacak aramı açtı ve daha rahat bir pozisyona geçip beni öpmeye devam etti.
Dudaklarımızı nefes almak için ayırdığında birkaç saniye birbirimizin gözlerine baktık, bu kadar güzel bir adamı hak etmiyordum ben.Üzerimdeki bordo pijamayı göğüslerime kadar açtı, ıslak öpücükleri göğüslerimdeydi şimdi de.
"Harry." dedim kısık bir sesle, amacı beni uyuşturmaksa çoktan uyuşmuştum.
Öpücükleri göbeğime indiğinde hiçbir şey diyemedim.
"Biliyor musun?" dedi öpücükleri arasından. "Yerinde olmak isteyen o kadar çok kadın var ki..""Öyle mi?" dedim saçlarını karıştırıp, yerimde olmak isteyen kadınlar kolaylıkla yerimi alabilirdi, çünkü onu bana bağlayacak herhangi bir sebebim yoktu.
Pijamamı tekrar indirdi ardından iç çamaşırımı da aşağı indirdiğinde kalp atışlarım sanki kulağımdaymış gibiydi, heyecanlıydım."Öyle."
Bacaklarımın arasını elleriyle biraz daha açtığında önlem olsun diye dişlerimi dudağıma geçirdim, dilini hissettiğimde ise dişlerim pek işe yaramış gibi değildi.-
Ben Moria'nın yanında öylece otururken onun dediklerini dinlemiyor, içeride ahizeye doğru bağıran Harry'yi dinliyordum.
"Siktiğimin Amerikanları!"
"Tanrım," dedi daha sonra Moria, o susmadığı için içerideki konuşmayı duyamıyordum.
Üst katta Harry bana ilk defa o şeyi yaptığında Moria odaya dalmıştı, tam anlamıyla dalmıştı hem de.
Clay Cantrell'ın adını söyler söylemez Harry aşağıya fırlamıştı ve yaklaşık yirmi dakikadır aynı kişiyle konuşma yapıyordu, aslında konuşma değildi bu çünkü tek yaptığı bize küfür etmekti."Siz çocuklar çok kötü birer günahkarlarsınız." Moria'nın sözleri bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyordu ama sürekli aynı şeyleri söylemesi ona en sonunda kendimi cevap verme zorundalığında hissettirmişti.
"Eşin ve sen," dediğimde yaptığı yemeği bırakıp cümlemi bile bitirmeden bana döndü.
"Tabii ki yaptık!" dediğinde gülmüştüm, hemen karşımdaki masaya oturdu ve devam etti."Gördüğüm her Amerikanı sikeceğim!" Harry'nin bağırması üzerine gözlerimi sıkıca kapattım.
Göreceği ilk Amerikan şu anlık ben oluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Million Reasons
FanfictionYaşam, riske girenlere, neredeyse ölümün kenarında yaşayanlara gelir.