ÖLÜMCÜL MERDİVEN

424 152 2
                                    

  Tünelin dışında olmalarına rağmen birkaç adım atmaktan alıkoyamadılar kendilerini. Seçilmişlerin karşısında oldukça tehlikeli ve bir o kadar da şaşırtıcı bir manzara gözler önüne serilmişti. Boğaza düğüm atacak, kaygıya kilit vuracak bir tehlikeydi yeni oyun alanları. Demin ki tuzaklarda olduğu gibi Seçilmişlerin önünde yine kocaman bir boşluk bulunuyordu. Fakat bu devasa boşluk, çok daha korkutucuydu. Sıradan değil, diğerlerine benzemez, dipsiz karanlık boşluğun atası gibiydi bu görüntü...


    Esrarengiz duvarlardan dairesel bir şekilde yukarıya doğru uzayıp giden bir merdiven mevcuttu. Spiral biçimine bürünmüş bu grinin koyu renklerinde ki taş merdiven, ucağı bucağı bitmek bilmeyen bir yükseliş içinde tepeye doğru itinayla uzanıyordu. En az diğer tuzaklar kadar riskli ve tehlikeli görünüyordu bu ölümcül merdiven. Basit gibi görünsede diğerlerinden çok daha kasvetliydi aslında.

Çünkü yukarı safta bulunan alan hakikaten oldukça yüksekteydi ve bunu gözle görebilmeye imkan yoktu. Oraya ulaşabilmeleri için de merdivenlerde epey bir süre sabırla ilerlemek zorundaydılar. Ayrıca merdivenlerin taş basamakları oldukça küçüktü. En fazla bir kişinin sığabileceği büyüklükteydi. Bu da işin can alıcı unsurlarından biriydi. O yüzden Seçilmişler merdivenlerden çıkarken yan yana değil, tek sıra halinde ilerlemek mecburiyetindeydiler. Merdivenlerin haricinde geriye kalan büyük boşluk ise fazlasıyla dikkatlari üzerine çekiyordu.

LUPUS: Evet şimdi ne yapıyoruz?

ANYELA: Yapmamız gereken şey gayet açık. Merdivenleri kullanarak yukarıya çıkmalıyız. En azından etrafta başka bir tuzak yok. Gerçi bu ölümcül merdivenin başka tuzaklara ihtiyacı da yok.

NORM: Bu koca delik giderek çok daha tehlikeli olmaya başlıyor. Ayrıca dibinin görünmemesi beni oldukça rahatsız ediyor.

RAZZA: Aslında bu boşluk beni de huzursuz ediyor. Hem bu simsiyah karanlığın ardında ki sırrı fazlasıyla merak ediyorum. Ne var acaba?

  Razza sözünü bitirmesiyle, yavaş adımlarla boşluğa doğru yaklaştı. Daha sonra sağ elini usulca havaya kaldırıp avucunun içini boşluğa doğru tuttu. Elinin ortasında oluşan titreşimli kızıl kıvılcımlar harekete geçmek üzereydi. Sanırım Razza yapacağı büyü ile karanlık deliği aydınlatacaktı. Tam bunu yapmak için hazırlanıyordu ki Bedahşan söze karıştı.

BEDAHŞAN: Razza yapma!

Razza avuçları arasında mevcut büyüyle, gözlerini Bedahşan'a çevirdi.

BEDAHŞAN: Aşağıda ne olduğunu bilmiyoruz, kötü bir fikir olabilir.

Razza bir an düşünceye dalarak avuçlarında ki sihiri söndürdü. Bedahşan'ın bu fikrini haklı bulmuştu. Burası tehlikelerle dolu bir kaleydi. Bu yüzden olmadık anda başlarına bir dert açılması hiç de hoş olmazdı.

RAZZA: Haklısın... O halde başımıza bir bela açılmadan yolumuza devam etsek iyi olur.

BEDAHŞAN: Gidelim.

  Seçilmişler dikkatli bir şekilde merdivenlerden yukarıya doğru tek sıra halinde ilerlemeye başladılar. Elleriyle duvarlardan destek alıp, tutanarak çıkmak az da olsa güven duygusu aşılıyordu. Lakin takılmaya, tökezlemeye neden olacak hatalar yaşamları ile hayatları arasında ince bir çizgi çekmişti. Haliyle temkinli ilerleyişleri hat safadaydı. Seçilmişlerin merdivenlerde ilerleyiş sırası ise şu şekildeydi. En önde Bedahşan ardında Lupus, Razza, Norm ve son olarak Anyela olmak üzere bu şekilde dizilmişlerdi.

Seçilmişlerin taş basamaklar üstünde merdivenlerde ilerleyişiyle oldukça yol kat edilmişti. Şimdi çok daha yüksek bir konumdaydılar. Bu uzun ilerleyişleriyle de sona doğru artık çok yaklaşmışlardı. Merdiven basamaklarının bitiminde ise Seçilmişleri büyükçe düz bir zemin karşılıyordu. Seçilmişler zeminin bulunduğu tünelden ilerleyerek yollarına devam edeceklerdi. Ama bir sorun daha toplamıştı bakışları üzerine.

BEDAHŞAN KADEHİ KAYIP NEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin