KUTLAMALAR

241 50 8
                                    

    Koruyucular okulunda beklenilen an sonunda gelip çatmıştı. Düzenlenmiş olan kutlamalar etrafa neşe saçarmışçasına coşkuyu yükseltiyordu. Koruyucuların heyecan içinde ki hoşnut halleri mutluluk timsali gibiydi. Akşam üzeri, dolunay yusyuvarlak ışık saçan görüntüsüyle göğün en tepesinde yer alırken, Koruyucular salonda büyük bir kalabalık meydana getirmeye başlamıştı bile.

Erkeklerin geneli kutlamalara frak giysilerini andıran kıyafetlerle katılmıştı. Bu kıyafetlerin çoğu da farklı desenlere ve renklere de sahipti haliyle. Bayanlar ise kimisi abiye tarzında, kimisi de tuvalet elbiselerine benzeyen süslü kıyafetleriyle Üstün Salondaydı.

  Üstün Salon göz alıcı görüntüsüyle şaheserliğini ortaya koymuştu. Şatafatlı yapısı, görkemli donanımı ortama sansasyonellik katıyordu. Üstün Salonda kendi aralarında koyu bir sohbete dalanlar, eğlenceli dakikalar yaşayanlar, kendini müziğin ritmine bırakanlar ve partnerleriyle henüz Üstün Salona yeni giriş yapmak üzere olanlarda mevcuttu.

Bunlardan bazıları da Seçilmişlerdi. Norm ve Lupus partnerleriyle birlikte salona beraberce giriş yaptılar. Şık ve karizmatik görünüşleriyle Üstün Salonda adımlıyorlardı. Bu akşam kendilerine eşlik edecek bayanlar ise bir bakıma tanıdık sayılırdı.

Kayıp Nehir'in yerini öğrenmek üzere Seçilmişlerle Büyük Salonda oturmuş Anyela'yı beklerken, tanışmak için yanlarına gitmiş oldukları kızlardı. Hatta sonunda küçük de olsa Razza'nın öfkesine maruz kalmışlardı.

Razza ise hoş görünümlü, sempatik bir Koruyucunun kendisine partnerlik teklifinde bulunmasıyla, kutlamaya o genç ile iştirak ediyordu. Norm ve Lupus dan çok kısa bir süre sonra da partneriyle birlikte onlarda Üstün Salonda ilerlemeye başlamışlardı. Razza alımlı ve çekici görüntüsüyle dikkatleri üzerinde topluyordu.

  Bedahşan ve Anyela birlikteliklerini üstü kapalı da olsa ilan etmişlerdi zaten. Kısa bir müddet sonra onlarda Üstün Salona giriş yaptılar. Diğerleri gibi kol kola girmiş bir vaziyette ilerleyişlerini de sürdürdüler.

Anyela'nın etkileyici güzelliği gözler önündeydi. Çarpıcılığı bir an kal getirebilirdi. Gerçekten de masal gibiydi. Bedahşan ise her zaman ki gibi... Yakışıklılığından kuşku yoktu. Neredeyse hiçbir kızın karşı koyamayacağı bir tatlılığa sahipti. Bazen beğenilmekten öteye gidip, hayranlık uyandırdığı bile oluyordu.

  Seçilmişler bir masada buluşup selamlaştılar. Henüz diğer Seçilmişlerle tanışmamış olan, Seçilmişlerin kavalyeleri de bu sayede tanışmış oldular. Üstün Salonda tüm eğitmenlerde toplanmıştı. Bay, bayan olmak üzere her biri prestijli bir görünüm arz ediyordu. Üstelik hallerinden oldukça memnun, keyiflice zaman geçiriyorlardı. Bu sırada Bedahşan ve Anyela kendi aralarında bir konuşmaya daldılar.

ANYELA: Buraya daha önce gelmiş miydin?

BEDAHŞAN: Üstün salona mı?

Anyela hafifçe başını sallayarak onay verdi.

BEDAHŞAN: Hayır... Ama Doğuda ki Koruyucular Okulundayken burayı duymuştum, bu da ilk oldu. Peki ya sen?

ANYELA: Ben daha önce birkaç kez geldim. Biliyor musun, aslında Üstün Salon farklı amaçlarla da kullanılmış bir salon.

BEDAHŞAN: Ne gibi?

ANYELA: Daha önce bir kütüphaneymiş, uzun yıllarda öyle kullanılmış. Sonra bir ölüm evine dönüşmüş, çünkü Kara Büyücüler bu salonda ölümüne savaşırlarmış. Bir ara da büyük toplantı salonu olarak hizmet vermiş. Son olarak da kutlamalar.

BEDAHŞAN: Geçmişi baya uzun yıllara dayanıyormuş. Ancak son olarak böyle kalması iyi olmuş.

ANYELA: Evet, şu kalabalığa bakınca bencede olması gereken olmuş... Salon gerçekten de çok kalabalık.

BEDAHŞAN KADEHİ KAYIP NEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin