《FİNAL》Katil Kim? (Suçlu Avcısı)

Suçlu Avcısı

"Şirinevler'deki parkın orada bir ceset, aynı şekilde elleri pantolonun içine konmuş ve ihlal iple boğulmuş." Telsizden gelen anonsla birlikte sıkı bir küfür savurup direksiyonu ters yöne kırdı çalan sirenlerin eşliğinde. Yine onlardan önce davranmıştı işte, yine geç kalmışlardı. Hızla olay yerine sürerek arabasından inip cesedin yanına yaklaştı. Bu oydu, aylardır arayıp da izine ulaşamadıkları çocuk pornoları yayınlayan adam. Süheyl Kural.

Yanına polislerden biri gelip de "43 yaşında, erkek..." derken eliyle sözünü kesip  "Biliyorum.." dedi "Aylardır onun peşindeydik."

"Görünüşe göre yine alt edildiniz." dedi yanındaki amir, yine kelimesine baskı yaparak. Aylardır bu seri katil onlardan bir adım öndeydi. Kimin peşine düşerler onlardan önce davranıyordu her seferinde.

"Artık eminim, kesin içimizde bir köstebek var." derken arkadaşı girdi görüş alanına.

"Kesinlikle." deyip onu onaylarken, bir yandan da cesedi inceliyordu. Polisler işlerini bitirip de cesetle ile birlikte giderken iki ajan hâlâ ortamı inceliyordu.

"Kesinlikle bir şey kaçırıyoruz. "

"Kesinlikle. diye onayladı onu Tuana.  Gözden kaçırdıkları bir şey olmalıydı ama ne?

İki arkadaş saha görevinden evlerine döndüklerinde elinde dedektörle dinleme cihazı aramaya başladı Resa. Kesinlikle ama kesinlikle bu ya da buna benzer bir şey olmalıydı. Son görevi kimseye söylememişlerdi ve yine de o manyak onlardan bir adım öndeydi. Evin içinde bir şey bulamayınca evin alt katında bulunan atış poligonlarına yöneldi. Bu, kafasının dağılması için en iyi yöntemdi. Odada yanıp sönen kırmızı ışıklar ile birlikte ateşi keserek salonda duran düğmeye bastı. Ekranda kapıda elinde pizzalar ile birlikte bekleyen arkadaşını görüntüsü gelince kulaklık ve gözlükleri çıkartarak silahı masanın üzerine koydu. Odadan çıkarken kilitlenen kapı ve kapının üzerine tam oturan duvara bakıp gülümsedi. İşte şimdi her şey gayet normaldi. Kapıyı açıp gülümseyerek "Hoşgeldin." dedi. Arkadaşı da aynı şekilde gülümseyip pizzaları uzattı.

"Umarım evde kola vardır."

"Olmaz mı?" Mutfağa doğru girip küçük dolabından kolaları çıkartarak hepsini mutfakta ki masasına koydu. İkisi de aynı anda pizza kutuları açarken, "Dünkü notları da getirdim." deyip çantasından bir top fotokopi çıkardı arkadaşı. " Teşekkür ederim." derken notların çöpe gideceği için üzgündü. Okulda okuması tamamen işini örtbas etmek içindi ve orada yazanları ta 15 yaşında falan ezberlemişti büyük bir ihtimalle. Ki bilmese de sorun yoktu, en fazla kalırdı. O kadar da önemli değildi onun için.

"Bu arada okula yeni bir stajyer hoca geldi, bildiğin taş." deyip pizzasını ısırdı arkadaşı.

" Hey! yakışıklı diyorum." Elini gözünün önünde sallayınca bana ne der gibi omuz silkti.

"Cidden bazen düşünmüyor değilim kız mısın acaba diye Resa."

" Bana ne elin hocasından canım." deyip omuz silkti. Böyle saçma sapan konulara ayıracak vakti yoktu onun.

¤¤¤¤

Ertesi gün "Okulu fazla asıyorsun." diyen amirine bakıp gözlerini devirdi Resa.

"Sınav zamanları asla tökezlemiyorum ve bence önemli olan da bu."

"Bunu sınav zamanı geldiğinde göreceğiz. Ama yine de  arada bir uğra okula olmaz mı?" diyen amirine bakıp sırıttı.

"Arada uğrarım, canım sıkılınca. Söz." deyip göz kırptı. Bu yaşına kadar yeterince okumuştu zaten, artık kendini göstermenin vaktiydi. Gerçi 2 ay önce yakaladığı zehir tacizcisiyle herkesin takdirini kazanmıştı ama bu, seri katil olayınin canını sıkmasına engel değildi ne yazık ki. Nerede bir suçlu aranıyorsa katil onlardan önce davranıp buluyordu onu kesinlikle.

"Ne düşünüyorsun?" diyerek yanına yaklaştı arkadaşı.

" Nasıl oluyor da bizden önce suçlulara ulaştığını."

"Suç avcısının mı?"

" Ne?"

"Ona bu ismi takmış teşkilattakiler."

"Aman ne güzel! Bir ismi eksikti zaten katilimizin." deyip gözlerini devirdi Resa. "Bu durum çok can sıkıcı olmaya başladı."

" Farkındayım." deyip derin bir nefes çekti içine arkadaşı.

"Bizden birisi köstebeklik yapıyor olabilir dedik ama bu da bizden önce onları ulaşmasını açıklamıyor. "

"İz sürme de bizden daha iyi olduğu kesin." diyen Resa'yı kafası ile onaylayıp, "iz bırakmamakta da." dedi Tuana. "Onu yakalamamız sandığımızdan zor olacak. Tek bir ip ucu bile bırakmıyor.

" Bir şey olmalı ama ne?" diye mırıldandı Resa.

Tabii ki de bir şey vardı. Her zaman aynı yerde duran.

Ve onların asla fark etmediği...