Resa gece çalınan kapıyla birlikte, silahını eline alarak kapıyı açtı.
"Afşar?"
Yarı baygın haldeki Afşar, "Artık içeri alsan diyorum." deyince şaşkınlıkla içeri aldı onu.
"Ne oldu sana böyle?"
"Bilmiyorum. Hatırlamıyorum."
"Çocukları arayayım."
Resa telefonu eline alırken, Afşar, Resa'nın elini tutup "Hayır." dedi. "Öncelikle ikimizin çözmesi gereken bir mesele var."
Afşar koltuktan kalkıp da Resa'nın dudaklarına yapışırken, anında karşılık alınca gülümsedi. Tanıdığı Resa buydu işte.
Elleriyle yüzünü kavrarken, geri çekilip "Seni seviyorum." dedi. "Hem de her şeyden çok."
***
Yataktan kalkıp, ne yaptım ben, diye düşünen Resa bir süre Afşar'a baktı. Pişman mıydı? O hisse dair zerre bir şey bulamadı içinde.
Ona doğru eğilirken, sırtındaki yazı çarptı gözüne. Adres miydi o? Hem de suçlu avcısının el yazısı ile yazılmış bir adres.
Adresi aceleyle bir kağıda yazıp sessizce odadan çıktı.
Elindeki adrese bakıp birkaç dakika düşündü Resa. Bu bir tuzak olabilidi. Hatta kesinlikle bu bir tuzaktı. Ama yine de bu fırsat eline bir daha asla geçmezdi. Onu artık durdurması gerekiyordu, ya da ölmesi...
Tüm silahlarını çizmesinin içine koyarken, çabuk olabilmek için silahın birini de beline yerleştirdi. Saçlarını da topladıktan sonra hazırdı. İşte şimdi aylardır aradığı seri katille buluşabilirdi.
Teşkilattan kimseye haber vermemesinin nedeni bir kez daha dalga konusu olmak istememesiydi. Yeterince maskaraları olmuştu zaten. O, yenilgiye alışık değildi.
Adresteki yere gelince oldukça eski bir evin önünde olduğunu gördü. Motorundan inip de eve doğru yürüyerek önündeki demir kapıyı itti, gıcırdamalar eşliğinde. Eve girince toz içinde olan etraftan dolayı öksürdü ve o sırada sol tarafında duran sandalye, eldivenler, bant ve birçok işkence aleti takıldı gözüne. İşte aylardır aradıkları yer burasıydı, yılanın ini.
"Neredesin?" diye bağırınca tek duyduğu ses, kendi sesinin yankısı oldu.
Bir kaç adım daha atıp da, beni görmeye hazır mısın, yazan kağıdın olduğu kapıyı görünce belindeki silahı çekip emniyetini açtı.Kapıyı açınca karşılaştığı manzaraya baktı birkaç saniye.
"Ayna mı cidden mi?" deyip sinirle güldü. "Dalga mı geçiyorsun sen benimle?"
İçeri girip aynaların her birinin üzerinde olan yazıları okudu. Hepsi birbirinin aynısıydı ve yazı stili de oldukça tanıdıktı.
1...2...3... söylemesi çok güç,
4...5...6... beni yakalayamadı,
8... 9... 10... bu son.Sanki biri bu tekerlemeden ritm uydurur gibi beyninin içinde söylemeye başlarken, en büyük aynanın önüne geldi. Aynanın üzerine yapışık olan resimleri eline alırken, onun üzerindeki tekerleme takıldı gözüne. birbirinin aynı olan... Bir dakika bu aynı değildi, hayır hayır...
1... 2... 3... söylemesi çok güç,
4...5...6... beni yakaladı,
8... 9... 10.. bu son.Beyninin içindeki ses aynı melodi ile tekerlemeyi söylemeye devam ederken, yazının kendi yazısı ile ne kadar çok benzediğini fark etti. Kafasını iki yana sallayıp küçük bir kızın olduğu fotoğraflara çevirdi kafasını. Kimdi bu? Kurbanlarından biri mi, yoksa uğrunda onca insanı öldürdüğü kız mı? Kimdi?
"Bu.." deyip resmi elinden attı birden. "Ama bu benim. Nasıl?" Tekerleme olan kağıdı da elini elinden atarken, "Bu benim yazım." dedi. "Kimsin sen? Neden oyun oynuyorsun benimle?"
Aynadaki aksinin arkasından biri belirince silahını arkaya doğru tuttu. Ama hayır, arkada kimse yoktu. Tekrar aynaya doğru dönünce kendisini gördü. Ve kendi omuzuna dokunup sessizce gülen aksini.
"Kimim ben?" dedi gülerek. "Biz kimiz Resa? Hatırla..."
Resa yere çökerken, aksi dimdik ayakta duruyordu.
"Hatırla... Saçlardan damlayan suları neden bu kadar çok seviyorsun? Hatırla... Her gece uyumadan önce neden tüm evin ışıklarını yakıyorsun? Hatırla... Bir adam bir kadına bağırınca neden deliye dönüyorsun? Hatırla."
Elini tekrar omzuna koyup aynadan gülümsedi ona. "Beni hatırla Resa."
Kafasına avcunun içiyle vurarak "Hayır." dedi. "Hayır. Hayır. Hayır. Sen ben değilsin, olamazsın."
"Hatırla Resa. Anneni hatırla. Onun babanı nasıl öldürdüğünü hatırla. 7 yaşındaki o küçük çocuğun sessizce ağlamalarını hatırla. Yetimhanedeki günlerini hatırla. Bu kez izin vermeyeceğim, beni unutmana izin vermeyeceğim Resa."
1... 2... 3... söylemesi çok güç
4...5...6... beni yakaladı
8... 9... 10.. bu sonTekerleme, kendi küçüklük sesinden ritmik bir sekilde beyninin içinde dönüp dururken, önündeki aynaya vurup onu parçalara ayırarak, çığlık atmaya başladı.
"Hatırlıyordu. Annesini, babasını, kavgalarını, o şarkıyı, babasının başından akan kanları, annesinin polisler tarafından götürüldüğünü, her şeyi hatırlıyordu."
Birinin omzuna dokunmasıyla birlikte kafasını kaldırıp kan çanağına dönen gözleriyle ona baktı.
Afşar da aynı Resa gibi yanına çökerken, "Seni seviyorum." dedi. "Her ne olursa olsun."
Resmen final yazdım beya. Bi daha korku yazmicim, korkuom kendimden😄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
《FİNAL》Katil Kim? (Suçlu Avcısı)
Mystery / Thriller1, 2, 3... söylemesi çok güç... 4, 5, 6... beni yakalayamadı... 8, 9, 10... bu son.... #### 3,2,1,0 Oyun bitti, sıkıysa yakala.. #### Kapak yapımı; @soranoldumubeni