4.BÖLÜM (ÇARESİZ KABUL)

24K 704 22
                                    

          

Ertesi sabah Gülce uyandığında keyifliydi, uykusunu almış güzelce yorgunluğunu atmıştı yatakta gerilip dururken birden nerede olduğunu fark etti. Az evvelki tüm keyif neşesi birden kaçıverdi.

Hemen toparlandı üzerini değiştirdi. Kapının kilidini açtı fakat eli kapı kolunda açmaya yeltenemiyordu. Ne göreceğinden korkuyordu yada ne ile karşılacağından. En sonunda kapının kolunu burup aralıktan baktı. Kimseyi göremedi gerçi yatak odası salona uzaktı birileri varsada göremezdi ama sesler geliyordu. Gülce ağır adımlarla ilermeye başladı salonun içerisine kapı girişinden gizli bir bakış attı. İçeride Nalan hanım ve Ferhat vardı. Nalan hanım bir şeylere söyleniyordu. Büyük ihtimal Ferhat'ın salonda yatma sebebineydi. Gülce hiç olanlarla ilgilenemedi çok sıkışmıştı lavobaya gitmesi gerekiyordu tam arkasını dönüp gideceği sıra kaynanası Nalan hanım kinayeli şekilde Gülce hanım diye seslendi. Gülce gram umursamadı Nalan hanımı, koşarak lavaboya gitti. Ferhat annesine ''Bakın bu sizin eseriniz'' dercesine iğneleyici bir bakış attı.

Gülce aynada uzun süre yüzünü yıkamaya çalıştı dün gece makyajını silmeden yatmıştı. Aynağa baktığında bi yandan hoşuna gitmişti suratı, ilk defa kendini makyaj yapmış olgun bir kız gibi görüyordu. Bundan sonra acaba hep yapsam mı diye düşündü. Sonra yüzünü sildikten sonraki halini görüp gülümsedi. Gülce hiçbirşeyi  o kadar çok ciddiye alamıyordu yaşının gereği olsa gerek. Ona evcilik oynuymuş gibi geliyordu.Bundan sonra ne olacağını ne düşünüyor nede hala birşeyler kafasında idrak etmişti. Tüm düşüncelerini eliyle dağıtır gibi kafasını sallayı yüzünü yıkadıktan sonra içeri girdi. Nalan hanım göz ucunu Gülce'ye batıra batıra birşeyler ima etmeye çalışıyordu. Gülce'nin gözünde teyze olan bu kadını pekte umursamıyordu ne demek istediğinide anlamıyordu o yüzden hiç ilgilenmedi. Nalan hanım;

'' Gülce ilk geceden eşini odada yatırmak ne kadar da ayıp!'' Gülce utanmıştı dün gece aklına geldi birden düğün gecesini hatırlayınca hüzünlendi bir yandan.

'' Ama ben tanımadığım biriyle yatamam ki.''

Nalan hanım dudak ucuyla gözlerini devirerek ''bu kızla işimiz var yandık'' diye söylendi.

''Bak kahvaltıda hazırlamışsın saat olmuş 11 hala uyuyorsun böyle şeyler yapılmaz gelin hanım, erkenden kalkıp kocana kahvaltı hazırlayacaksın''

'' Ben mi?''

''Evet sen, bundan sonra erkenden kalkıp kahvaltı hazırlayacaksın, akşam yemek yapıp önüne koyacaksın tamam mı?''

''Ben yemek yapmasını bilmiyorum.'' Diyip ayaklarını sallamaya başladı sıkılmıştı bu konuşmadan şuan dışarı çıkıp oynamak istiyordu.

''Öğrenirsin öğrenirsin bizde öğrendik zamanında'' Gülce, Nalan hanımın lafı bitmeden ayağa kalkıp dış kapıya yöneldi, Ferhat arkasını dönüp '' Nereye gidiyorsun?''

''Dışarı çıkıcam belki arkadaş edinirim birileriyle çok sıkıldım.'' Nalan hanım büyük bir iç geçirdi, Ferhat annesine iyi oluyor diye hiçbirşey söylemedi. Nalan hanımın sabrı taşmıştı ayağa kalkıp Gülce'yi tuttu.

''Gülce belki yaşın küçük olabilir ama bu öğrenmemen anlamına gelmiyor, sen artık ev hanımısın annen gibi tıpkı siz artık Ferhatla karı kocasınız. Az çok annen ve baban nasıllar evde bilirsin bundan sonra sende kendi evinin hanımısın. Çocuk değilsin artık evlendin.Ona göre hareket et ve gerçekten artık sabrım taşıyor.İnan bende oğlumun senin gibi sabi sübyanla evlenmesini istemedim, ki madem mecbur kaldık sen benimle ben seninle iyi geçinmek zorundayız. Anlaşıldı mı?'' diye imalı şekilde kolunu sıktı. Gülce ürkmüştü bir şey diyemeden oturdu. Nalan hanım '' ben gidiyorum artık Ferhatcığıma iyi bak Gülce, son konuşmamız da aklından çıkmasın'' diyip dışarı çıktı. Ferhat'ın hiçbirşey umurunda değildi birazdan duş alıp kendini dışarı atacaktı arkadaşlarıyla gezip akşama alem yapacaktı zaten Gülce'yi eş olarak görmüyordu küçük kız daha hiçbirşey bilmiyordu kalkıp da Ferhat' a kısıtlamalar koyamazdı eski hayatına devam edip bekarmış gibi yaşayacaktı , o yüzden Ferhat rahat takılıyordu. Gülce mutfağa gidip kaynanasının dediklerini düşündü, annesiyle babasını düşündü evliliği düşündü yavaş yavaş oturtmaya ve kabullenmeye çalışıyordu. İçeri geçip ''şey ben kahvaltı hazırlıyım mı sana?'' diye sordu Ferhata nasıl sesleneceğini bilmiyordu abi demenin yanlış olduğunu biliyordu fakat Ferhat da diyemiyordu.

''Yok kalsın dışarıda yerim ben, sen ye çıkcam birazdan zaten'' Gülce hiç aldırmadı işine gelmişti zaten kendisi için hazırlamaya başladı. Köyde yetiştiği için az çok biliyordu ve eli de yatkındı sabah annesi ahırdayken kendi kahvaltısını kendi hazırlar kahvaltını yapınca okul için hazırlanırdı. Annesi  saçlarını ördükten sonra okula giderdi. Anıları aklında canlanınca iştahı kaçtı, pencerenin önüne geçti bir süre dışarı seyretti. Bütün gün bu evde ne yapacaktı ortalığı topladı televizyon başına geçti, televizyon izlerken uykuya dalmış uykusunda düğün gecesi ettiği feryatları görmüştü. Uykusunda mırıldanıyordu birden uyandı, hava karamış odanın içi kapkaranlıktı sadece televizyon ışığı vardı kalkıp ışığı açtı, kocaman evde tek başındaydı korkmaya başladı. Ferhatda evde yoktu, bir yandan korkuyor bir yandan Ferhat'ın gelmesini bekliyordu. Saat gece 11e kadar küçük Gülce korkarak Ferhat'ı bekledi, zil çaldı kapıya koştu hemen açmadı ''kimsiniz ?'' diye seslendi Ferhat ın olduğunu anlayınca büyük bir mutlulukla açtı az kala Ferhat'a sarılıyordu, sonradan durdurdu kendini. Ferhat neye uğradığını şaşırdı.

'' Beni baban mı sandın?'' Gülce utandı.

''Hayır''

''Niye hevesle açıp sarılacak gibi oldun?''

''Tüm gün evde korktum çünkü.'' Ferhat o sıra anlık bir vicdan azabı duydu. ''Anladım'' dercesine bir bakış attı.Üstünü değiştirip koltuğa uzandı. Gülce Ferhat'ın yanında uzanamıyor koltukta öylece televizyon izleyen Ferhatı seyrediyordu. Saat 12 olmuştu Gülce'nin midesi bomboştu, karnında büzülmeler oluyor ve çok aç hissediyordu. Eliyle midesini tuttu. Ferhat; ''bir şey mi oldu?''

''Yok hayır uykum var sadece.''diyip odasına kaçtı. O sıra kaynanasının söyledikleri geldi aklına Ferhat'a yemek yapmalı mıydı yada bu gece onunla mı uyumalıydı. Ne yemek yapmasını biliyordu nede Ferhat'la uyumaya cesareti vardı. Ferhata gidip sorsa mıydı, asla soramazdı utanırdı ne diye soracaktı zaten, ama babası annesiyle yatıyordu.Gülce'nin tüm bu düşüncelerini midesinden gelen gurultu bozdu. Kendini yatağa attı bir yandan midesini tutuyordu.Yarın kahvaltı hazırlamayı düşündü o yüzden erken yatmalıydı. Arkadaşları okula giderken o kocasına kahvaltı hazırlayacaktı. Boyun eğmeseydi ne yapacaktı evden mi kaçacaktı, intihar mı edecekti. Katlanmak onun tek çaresiydi.Alışmak, ve bir erkeğe eş olmak...

Gülce #Wattsy2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin