11.BÖLÜM (GİZEMLİ ERKEK)

18.6K 610 8
                                    




          

Ferhat uyandığında başı Gülce'nin dizlerindeydi. Kafasını kaldırdı Gülce'ye baktı Gülce de uyuyordu. Hemen toparlandı her zaman ki gibi başı yine çatlıyordu. Hemen dünü düşünmeye başladı ama ağrıdan gram bir şey hatırlamıyordu. Kalkıp yüzünü yıkamaya gitti, Ferhat  banyodayken Gülce'de uyandı. İçinde tarif edemediği bir huzur vardı içten içe mutluydu sanki. Ferhat'ın dün söyledikleri geldi aklına tebessüm etti istemdışı. Ayağa kalkmaya çalıştı heryeri tutulmuştu, Ferhat için üniversiteden vazgeçer miydi? Onca emek onca sabır o kadar çok istiyordu ki okumayı. Ama bir yandan Ferhat'ın dünkü hali geliyordu aklına içi acıyordu onun ''gitme'' diyişi aklında yankılanıyordu. Ferhat banyodan çıktı suratı beş karıştı.

''İyi misin?''

''Başım çatlıyor dün fazla kaçırdım sanırım.'' Gülce ona isterse üniversiteye gitmeyeceğini söylemek istedi.

''Eğer istiyorsan ben üniversiteye gitmeyebilirim.'' Ferhat şaşırdı sonra umursamaz tavrını takındı.

''Bunun benimle ne ilgisi var Gülce, senin hayatın git oku güzel güzel.''

''İstiyor musun gitmemi?'' Gülce hayal kırıklığına uğradı eğer bir ses olarak ifade olsaydı kaburgalarının kırılışının sesiyle eş değerdi.

''Gülce başım gerçekten çok ağrıyor inan seninle uğraşamayacağım.''

Gülce sinirlendi hızla ceketini alıp ayakkabılarını giydi. Tam kapıyı açıp dışarı çıkacakken; ''Sen böyle ölüp gideceksin Ferhat. Hatta sen ölmüşsün fakat kimse gömmemiş, yaşayan ölü gibi sürünüp gideceksin. Bu duygusuzluğun senin en büyük cezan olsun.'' Kapıyı hızla çarpıp gitti.

Eve giderken ağlamasını tutuyordu çenelerine ağrı girmişti artık, eve geldiğinde kapıyı açtığı gibi sesini saldı. Kendini hep böyle hissediyordu, birden umutlanıyor sonra Ferhat onu aptal yerine koyuyordu. Kendisinden utanıyordu sırf Ferhat için geleceğini kurtarmak için eline geçen ikinci şansı tekrar yakacaktı. Saçlarını toplayıp gözlerini sildi. Sema'yı aradı. Sema gittiğinden beri sadece iki kez telefonlaşmışlardı, aramıyordu Gülce 'nin de telefonlarına cevap vermiyordu. Sürekli tutunduğu dalın kırıldığını hissediyordu.  Dayanacaktı sabredip üniversiteye gittikte sonra her şey farklı olacaktı. Sadece sabretmesi gerektiğini biliyordu.

Gülce tüm yaz boyunca çalıştı, üniversitede rahat yaşamak için para biriktirdi. Ara ara Sema'nın telefonu açmayacağını bilse de arıyordu. Sema onun tek dayanağıydı ondan umudun kesmek istemiyordu.  Yaz yavaş yavaş bitiyor Gülce de heyecanlanıyordu. Ferhat'ı o yaz hiç görmemişti. Ferhat onun ilk aşkı olarak kalacaktı, bunun adının aşk olup olmadığına da pek emin değildi.

Hiçbir şeyi kafaya takmak istemiyordu sadece üniversiteye odaklanmak dersleriyle ilgilenmek istiyordu. Sonbahar yaklaştı Gülce kaydını yaptırırken Sema'yla olacağını umuyordu hep ama Sema'dan hala ses soluk yoktu. Gülce'nin elleri terliyordu, bacaklarını tutup titremelerini engellemek istiyordu. Kendisine hiç özgüveni yoktu hem korkuyor hem heyecanlanıyordu.  Bu duyguların yanı sıra çok mutluydu istediği bölümü okuyup hayatını kurtaracaktı. Gülce kaydını yaptırdıktan sonra etrafı gezmek istedi okul ortamına uzun süre o kadar uzaktı ki. En son 13 yaşında okul görmüştü, etrafı sindire sindire izliyor keyif alıyordu. Olmak isteği yerdeydi. Etrafındaki herkes ikişer üçer gruplu halde takılıyor geziyordu. Gülce gibi tek gezen pek yoktu bunu ilk sınıf oluşuna verdi. Hiçbir şey artık onu üzemeyecek kıramayacaktı.

Ertesi gün Gülce erkenden heyecanla kalktı ilk günüydü o yüzden daha güzel gözükmek istiyordu, yeni açtığı sayfalar daha süslü olsun istiyordu. Saçlarını lüle lüle yapıp kirpiklerine rimel sürdü başka bir şey yapmadı abartı olmasını istemiyordu. Üzerine zümrüt yeşili boğazlı bir kazak giydi, gözleri kazağın yardımıyla yeşil yeşil yanmaya başladı. Hazırlandıktan sonra evden çıktı tam o sıra kapıda Ferhat'ı gördü irkildi.

Gülce #Wattsy2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin