'' Arkadaşlar dün yazamadım yeni bölümü halsiz ve yorgundum, şuan şirkette anca yazabildim zar zor. Yazım hatalarım varsa eğer şimdiden özür dilerim. İyi okumalar :) ''
''Hastanedeyim.Hastane kokuyor. Yine mi beceremedim? Ne güçlü kalmayı ne ölmebilmeyi.Bilincimin yerine gelmesini istemiyorum. Göz kapaklarımı kaldırdığım da Ferhat'ı görmek istiyorum.Ferhat burada olsun.''
Gülce kendine gelmişti fakat, gözlerini açmaya korkuyordu. Odada kimlerin olduğunu merak ediyordu o yüzden açmak istemiyordu. Cihan'ın suratıyla karşılaşmaktan korkuyordu. Bir müddet gözlerini hiç açmadı.
''Ben çay almaya gidiyorum, istiyor musun?''
''Hayır.''
Gülce Cihan'ın olduğunu anladı gözlerini artık hiç açmayacaktı. Diğeri de Berivan'dı. Kapının örtülmesini bekleyene kadar gözlerini açmadı. Cihan'ın gitmesiyle gözlerini açtı.
''Hii Gülce!'' Gülce umursamadı.
''Bizi çok korkuttun, Dicle görmeseydi seni ölecektin.Vücudun zaten güçsüzmüş ve o kadar kan kaybettin. Kıyısından dönüyordun kafayı mı yedin sen!?''
''O eve dönersem yine olacağı bu.''
''Cihan kıyameti kopardı hastanede 3 gündür. Hepimize kızıp bağırdı yıktı döktü evi, oda korktu.''
''Beni bırakmadığı sürece ölümüm kalacak o evde. Dayanamıyorum artık.''
''Biliyorum, bu yüzden sen uyurken iki gün boyuncu düşündüm. Bugün buradan gideceğiz.'' Gülce birden doğrulmaya çalıştı ama beceremedi afalladı.
''Vücudun bitmiş halde Gülce. Miden bomboş önce bir şeyler ye.''
''Hayır istemiyorum hadi gidelim hemen.''
''Öyle birden olmaz plan yaptım ben, ama önce yemeğini ye.'' Gülce aç hissediyordu, bu haberle daha çok mutlu olmuş umut ışığı yakmıştı kendine. Hemşirenin getirdiği yemekleri yedi. O yerken Cihan odaya girdi. Kapıda Berivan onu tuttu sessizce; ''Sakın üstüne gitme'' dedi.
Cihan Gülce'ye yaklaştı Gülce suratına hiç bakmadı. Yemeğine devam ediyordu.
''Sorunun neydi senin?'' dedi sakince. Oda yorgun düşmüştü yüzünden belli oluyordu. Kızmaya mecali kalmamış gibi konuşuyordu.
''Kendine ne diye zarar veriyorsun?'' Cihan Gülce'den bir cevap bekliyordu.
''Otur kendin düşün.'' Dedi Gülce.
''Gülce kızdırma beni, ölüyordun ulan!'' sesini yükseltti bu sefer. Gülce Cihan'a bağırmaktansa onun damarına basmayı seviyordu. Ve bunu çok iyi yapıyordu.
''Sevdiğim adama kavuşamıyorsam, uğruna ölürüm daha iyi.'' Cihan burnundan soludu. Bir şey diyecek gibi oldu ama demedi hızla odadan çıktı. Berivan Cihan'ın arkasından kapıyı örttü.
Gülce kucağında ki tepsiyi masaya bıraktı.
''Hadi anlat bak yedim.'' Gülce bir an önce buradan çıkıp gitmek istiyordu.
''Bak şimdi, Faruk iki gündür burada değil bir tek Cihan var. Yani Cihan'ı atlatmak daha kolay. Ve şuan senin bu durumundan dolayı mutsuz. Onun duygularını kullanmış gibi olacağız ama ne yapalım. Hak ediyor. Sen gidip Cihan'a birazcık nazik ve duygusal bir şekilde de itiraz edemesin. Ben dersem Faruk'u gönderir yine. Diyeceksin ki, evden bana şu eşyalarımı getir. Cihan'ı ikna edecek şekilde demelisin ki eve giden Cihan olsun. Cihan gittiği gibi bende seni evine götüreceğim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülce #Wattsy2017
General Fiction'' Kim bu abi babacığım?'' diye meraklı gözlerle baktığı adamın birden karısı olmuştu Gülce , daha ip atladığı vakit ona görücü gelmiş, Gülce'yi isteyip sözü bile kesilmişti. Bir hafta sonra ise Ferhat abi diye seslendiği adamla nikahı kıyılmıştı...