Gülce eve geldiğinde çok neşeliydi kızlarla alışveriş yapıp gezmişlerdi, ilk defa hayatının tadını çıkarmış gibi hissetti. İlk defa yorgunluğunun sebebi eğlenmesiydi. Kendine kıyafetler almıştı, kafede oturup sohbet etmişlerdi normal kızların yaptığı şeyleri yapmıştı. Koltuğa uzandı geçirdiği günü düşündü yüzünde tebessüm vardı sonra Ferhat'ın sabahki hali aklına geldi kötü hissetti şimdi ne yapıyor acaba diye iç geçirdi. Kendini üzmemeye and içmişti o yüzden hiçbir şeyi fazla düşünmeyecekti.
Sabah yine aynı enerjisiyle uyandı fakat daha erken kalktı dün aldığı kıyafetleri tek tek denedi. Sonunda birini beğendi ve giyindi. Aynaya bakıp kendini beğeniyordu iltifatlar bile ediyordu.
Hazırlanıp çıktı okula yaklaştığında gözleri Gizem'le Zehra'yı aradı o sıra gözüne dünkü çocuk takıldı kapının girişine dayanmış Gülce'yi izliyordu. Gülce artık kasten izlediğini düşünüyordu ve onu rahatsız etmesini istemiyordu. Bir hışımla çocuğun yanına gitti, ''Bakışlarından rahatsız oluyorum bir daha beni izlemeni istemiyorum. Mümkünse hiç karşılaşmayalım.'' Çocuğun kirpikleri kalın ve uzundu kirli sakal bırakmış esmer bir siması vardı. Gülce'nin tepkinse kahkaha attı,
''Bu ne çirkeflik küçükhanım?''
''Küçükhanım mı? Anlamadım?''
''Kendini çok beğeniyorsun sanırım.''
''Kendimi beğendiğim filan yok gerçekten bakışlarından rahatsız oluyorum.''
''Gözlerimin baktığı yöne karışabileceğini sanmıyorum.'' Gülce çocuğun ukala sohbetinden daha çok sinirleniyordu dişlerini sıktı arkasından Gizem'le Zehra seslendi.
''Siz ne yapıyorsunuz burada?'' diye şaşkın bi o kadar imalı şekilde sordu Zehra. Gülce ikisinin kolunu tutup okulun içine doğru sürekledi.
''Beni sürekli izliyor rahatsız oluyordum bende kızdım.''
''Cihan'a mı?'' diye güldü Gizem.
''Herneyse işte ona.'' Gülce hala sinirliydi.
''Bence sinirlensen bile belli etme öyle gördüğümüz entel erkeklere benzemiyor.''
''Olsun olmasın.''
''O çocuğun bir kız dövebileceğine bile inanıyorum'' dedi Zehra.
''Doğulu o çocuk Gülce, öyle pek bir sapıklığını görmedik ama kendini mafya dizisinde sanıyor.''
Gülce muhabbetten iyice sıkıldı, konuyu kapatıp kızlarla vedalaştı dersine geçti.
Ders çıkışı kızları okul bahçesinde buldu yanlarına oturdu. İkiside sırıtıyordu.
''Bizim ağır abimiz bak sana ne yollamış?'' diyip iyice gülüşmeye başladılar. Gizem'in elinde gül vardı.
''Ya gerçekten gül yollamış inanmıyorum.'' Diyerek Gizem iyice kahkaya atmaya başladı.
Gülce hem şok olmuş hemde beynine kan sıçramıştı gülü alıp çocuğun suratına doğru atmak istiyordu.
Kızların gülüşmesi onu ayrı sinir ediyordu. Elini sıktı sonra gülü alıp kopardı attı.
''Gülce'cim neden atıyorsun Cihan bey o kadar yollamış.'' Gizem'le Zehra hala dalgaya vuruyordu.
''Şu konuyu artık kapatır mısınız yoksa ben gidiyorum.'' Kızlar sustular ama gülmemek için kendilerini tutuyorlardı. O sıra Cihan önlerinden geçti. Gülce tam kalkıp kızacaktı ki muhatap olmamayı tercih etti sessiz kalırsa konunun uzamayacağını düşündü. Zehra Gülce'yi akşam sinema için davet etti ama Gülce keyifli olmadığı kabul etmedi ders çalışacağını bahane etti. Kendini hemen eve atmak istiyordu bugün yeterince gergin geçmişti. Eve doğru yürümeye başladı arkasında siyah bir arabanın sürekli peşinden geldiğini hissetti sürekli yol sapaklarına giriyordu. Hangi sapağa girsede araba arkasından geliyordu. Gülce korkmaya başladı hızlı adımlarla eve doğru ilerliyordu. Ferhat'ın evi daha yakın kalıyordu oraya gitmeye karar verdi üstelik belki Ferhat'a yolda rastlardı, Gülce ilerledikçe arabada ilerliyordu eve yaklaştığı gibi koşarak binaya girdi merdivenleri hızlı hızlı çıktı ve girdi. Nefes nefeseydi, bacakları uyuşmuştu korkudan. Kapının önünde dizlerinin üstüne çöktü. Ferhat hızla kapıya gitti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülce #Wattsy2017
General Fiction'' Kim bu abi babacığım?'' diye meraklı gözlerle baktığı adamın birden karısı olmuştu Gülce , daha ip atladığı vakit ona görücü gelmiş, Gülce'yi isteyip sözü bile kesilmişti. Bir hafta sonra ise Ferhat abi diye seslendiği adamla nikahı kıyılmıştı...