Aşk...
Nedir?
Aşık olduğun kişiyle paylaştığın mutluluklar, sevinçler mi?
Ya acılar?
Paylaşmadığın acılar, sarmadığın yaralar..
Sevdiğin kişi kahkahalar atınca mutlu mu? Ya arkasında saklıdığı acılar hüzünler onları görebiliyor musunuz?
Aşk sadece mutluluğu paylaşmak değildir!
Aşk ;
Beraber ağlayabilmektir, beraber gülebilmektir.. Sadece yüzünde ki gülüşleri görebilmek değildir aşk, gözlerinde titreyen damlaları, ağlamamak için sertçe yutkunduğunu fark edebilmektir.
Sadece varlığında sevmek değildir aşk o kolay olanıdır,
Zor olanı , Yokluğunda da onu sevmek yaşatabilmektir...
Yarım kalmış herhayali gerçekleştirebilmektir,
Yarım kalan sevgiyi koruyabilmektir. Yorulmadan, bıkmadan ve vefasızlık etmeden.Ve ne olursa olsun bir 'ah' demeden...
Gündüze veda eden güneş giderken arkasında muazzam bir manzara seriyordu şehrin üzerine, ben ise her zaman aynı vakitte aynı balkonda elimde aldığım sıcak kahve ile bu güzelliği izliyor ve zamanın benden alıp götürdüklerini düşünüyordum.
Yüreğimin ve yüreğimde ki kor ateşlerin sahibi..
Zaman benden çalmıştı yüreğimi,çaldıklarını unutturmamış yerine kor ateşler koymuştu.
Zamansız bir acı olmuştu beklenmedik, bu hayatta hiç bir şey bana ait olmamıştı hiçbirseyim olmamıştı ta ki onunla tanışana kadar.
O sıcak elleri tutana kadar, içine baktıkça kaybolduğum o kara gözlere dalıp gidene kadar... Hiç birşeyim olmamıştı.
Ne soğuk duvarlar arasında yattığım eski püskü yatak yastık, ne de devletin kullandığım defteri kitabı ne de giysileri.
Evet o soğuk duvarların ait olduğu yer bir yetimhaneydi.
18 yıl yaşadığım yalnızlığı, o tamamlamış 2 kişilik bir kalabalık aile olmuştuk evlenmemiştik ama evlenmek için bir kağıt bir kalem bir de imza gereklimiydi ki?
Eksik olanımı bulmuştum..Geri kalan herşey önemini yitirmişti, Ve biz evlenmiştik şahitlerimizde bizdik.
Kimsenin bilmesine gerek yoktu biz biliyorduk ya başkalarının ne önemi vardı.
Allah bizi birbirimizin yüreklerine koymuştu,biz zaten Allah katında evliydik...
Onu benim yüreğime emanet eden benim yüreğimi ona emanet eden Allah emanetini almıştı benden.
Bir şeyi çok seversen Allah alırmış onu senden,
Çok sevdim...
Bu kara yazgının nedeni olarak kendimi gördüm hep, belki okadar sevmeseydim almazdı onu benden.
İsyan ettim hemde çok, nefret ettim kendimden onsuz bir hayatı yaşamak zorunda kaldığım için.
Unutmamıştım ama yaşamıyordum da ve alışamadım bile hergün her saat her saniye sevmeye ve acı çekmeye ağlamaya devam ettim.
Zaman geçti bizden ama ben geçemedim ondan içimde ki bu sevdadan..
Çalınan kapı sesi ile veda ettim güneşe güne, güneş çoktan vedasını etmiş ve çekilmişti karanlığa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH-İ ZAR
Любовные романы"Gittin ne kokun kaldı ne yüzün bir içimde ki sen kaldın biraz da hüzün..... " +18 içerikler mevcuttur !