4.BÖLÜM

350 21 0
                                    

Acılar ruhumu daraltırken, oturup çocuk gibi ağlıyordum. Yüreğim de ki acı beni bugun boğmuş nefessiz bırakmıştı.
Bu nasıl bir kaderdi?
Allahını bana lütfumuydu yoksa cezası mı..Çektiğim acılar yetmemişmiydi.

Odamdaki koltukta açmıştım gözlerimi anılar beynime üşüştüğünde kalkacak dermanım kalmamıştı, Kimdi o adam?

Yüreğimin sızısına neden okadar benziyordu, o gözler beni karanlık bir kuyuya atmıştı ve hala ordan çıkmamıştım.

Gözyaşlarım dur durak bilmezken, yerimden kalktım burda durmak istemiyordum o gözlerle karşılaşmak istemiyordum şuan ne kimseyle konuşacak dermanım vardı ne de ayakta kalacak gücüm. Eve gidip uyumak istiyordum uyursam geçerdi değil mi?

Ceketimi üzerime geçirip çantamı elime aldım, kapıyı açıp çıkarken kafamı yerden kaldıramıyordum.
Bu perişan halimi görmelerini istemiyordum.

Beni gören sevda hemen yerinden kalkıp yanıma geldi,

"Firgun hanım iyimisiniz bizi çok korkuttunuz"
Kafamı kaldırmak istemesem de kaldırmak zorunda kaldım.
"Sevda Babam toplantı da mı?"
Şuan büyük ihtimalle toplantıdaydı ve ben kimseye yakalanmadan çıkmak istiyordum.

Yüzümün halini gören sevdanın gözleri büyüdü, hemen kafamı çevirip boş koridora baktım boş  bakışlar ile.

"Evet efendim, siz bayılınca odaya getirdiler doktor gelip baktı önemli bir şeyinizin olmadığını dinlemeniz gerektiğini söyledi.Ömer beyde toplantıya devam edebileceklerini söyledi siz uyanınca bildirmemi de söyledi."

"Gerek yok sevda ben iyiyim Babama biraz hava almaya çıktığımı söyle merak etmesin beni."

Daha fazla orda durmayıp ilerledim gergin adımlar ile asansör toplantı salonunun biraz berisinde yer alıyordu hemen burdan uzaklaşmak istiyordum.

Kafamı yere eğip yürümeye başladım, asansöre çok yaklaşmışım çok,kapının açılma sesi geldiğinde adamlarımı daha da hızlandırıp asansörün önüne gelip düğmeye bastım, lanet ki şans benden yana değildi.

"Firgun kızım nereye gidiyorsun ne zaman kalktın ayağa?"

Ömer babanın sesi ile dönmek zorunda kaldım gözlerimi Ömer babaya diktim arkasında o adamın olduğunu hissediyorum ama gözlerimi zorlayarak bakmamaya çalıştım,

"Baba ben biraz hava alacağım sen zaten ilgilenmişsin misafirlerle"

Gözlerim daha fazla dayanamayıp baktım yine o gözlere, zifiri karanlık gözlerde saf bir acı vardı kendi gözlerimin yansımasınımı görüyordum bilmiyordum.

Oda dikkatle bana bakıyordu neydi gözlerinde gördüğüm özlem, sanki karşımda yürek sızım vardı Affan'ım..

Hem o olmadığını biliyor hemde o keşke o olsaydı diye dua ediyordum içimden.

"Tamam kızım eve geç kalma akşam olur mu, misafirlerimiz var"

Ömer babanın sesi ile gözlerimi çektim zira yine gözlerim dolmuştu ve boğazımda ki yumru gelip yerine oturmuştu. Söylediklerini anlayamıyordum böyle bir durum yine herşey bulanık görüyor, az duyuyorum.

Kafamı sallayıp gelmiş olan asansöre attım kendimi kapılar kapanırken bir kez daha baktım dayanamayıp, Ömer baba gitmiş sadece o kalmış bana bakıyordu.
Gözlerimi dolmuştu ben mi yanlış görüyordum?

AH-İ ZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin