-11-

1.9K 148 10
                                    

#DÜZENLENDİ#

Şuan ne kadar rahat gözükmeye çalışsam da çok korkuyorum. Cidden ölecek miyim  şimdi ?

- 'Beni unuttun yine ben ne güne duruyorum , belki beni alır ama senin ölmemen için elimden geleni yapacağım. '

- "Saol tılsım da o nasıl olacak ?? Güçlerimi aldığı an öleceğim. Sende kendine en iyi ve yakın bulduğun kişiye git . Bu güçleri en iyi taşıyabilecek biri olsun ama. "

- ' Güneş öyle bir şey olursa ben kendimi kollarım merak etme ama sana bir şey olmayacağı için böyle bir şeye de gerek kalmayacak .'

Ne yaptığımı soruyorsanız Sinan kolumdan çekip sürüklüyor başka bir odaya ama ben tılsımla -içimden konuşarak- vedalaşıyorum. Gerçi tılsımla dışımdan konuşamıyorum yani ben konuşsam bile o içimden cevap veriyor .

Bir dakika ben niye gücümü kullanmıyorum hiç denemedim ama belki işe yarar.

Tılsım :

- 'Boşuna heveslenme ben kaç gündür uğraşıyorum ama bu evin duvarları pinokinos otu ile İnşa edilmiş'

- "Pinokinos otu mu o ne ? Daha açık olur musun?"

Tılsım :

-" Bu ot güçlerini kullanmanı engeller. Yani anlayacağın adam fazla zeki ama benim kadar değil orası ayrı."

Tam tılsımla konuşmaya devam edecektim koridorların sonuna geldik ama burada kapı yok nasıl diyordum kendi kendime cevabımı aldım.

Şöyleki adam duvarın sol tarafına elini koydu ve bir asansör oluştu ve ben ve Sinan da bu asansörün içindeyiz.

Asansörün kapısı açıldığında kapkaranlık bir odaya girdik. Sinan ışığı açtı ve burasının bir laboratuvar olduğunu anladım. Her yerde bilgisayar ve 3-4 de doktor giyimli adamlar var. Fakat burada kimsenin sesi çıkmıyor.Tam ağzını açıp Sinan' a soracaktım ki Sinan işaret parmağı ile ağzımı kapattı.

Sonra tekrar kolumu tutarak beni kırmızı kapılı bir odaya getirdi. Şimdi farkediyorum siyahtan farklı tek yer burası yani laboratuvar  sanırım her ne kadar karanlıkta otursam da azıcık ışık ile benim kaldığım odanın  benim  açık renklerin bir araya gelmiş hali olduğunu fark etmiştim .

Sinan :

- "İçeride konuşmak yasak çünkü özgür ruhlar yani özel güçleri olanların her bir hücresi ufak bir çıtırtı da kendini imha ediyor . Sadece burada konuşulur ."

Anladım dercesine kafamı salladım.

Odayı incelemeye başladığımda karşılıklı kırmızı deri koltuklar büyük bir masa ve en köşeden bu odayla alakası olmayan bir makine gördüm .

Böyle duşa kabin gibi gri büyük bir makine. Fakat şimdi anlıyorum beni ölüme sürükleyecek makine bu.

Sinan :

-" Hazır mısın öğlen oldu ve benim  daha çok işim var."

- "Hazırım "

Tam makineye gidiyordum ki biri laboratuvarı bastı. Evet! bildiğin bastı . Bir dakika bu Ayaz.

Ayaz gelir gelmez Sinan 'a kafa attı sonra bir kaç yumrukla etkisiz hale gelmesini sağladı . Koşarak Ayaz'a sarıldım. Hemen ellerini belime koydu ve sonra yapmacık bir öksürük sesi ile birbirimizden ayrıldık .

Akademi müdürümüz -Emel hoca- konuşmaya başladı .

- "Sonunda seni bulduk , gel buraya bakalım "

Emel hocaya da sarıldım. Şimdi farkediyorum ( yalnız ben herşeyi çok geç farketmeye başladım ) Resmen bizim grubun hepsi gelmiş.

Koşarak Efe geldi ve sarıldı bana ,bende hemen sarıldım.

Diğerleriyle de sarıldıktan sonra Emel Hoca gitmemiz gerektiğini söyledi​. Sonra akademinin görevlilerinden bir kaç kişi gelip Sinan'ın ve diğerlerini kaldırdı.

Anlaşılan kötü ruh gözlemevine sevk edilecekler. ( Kötü ruh gözlemevi : özgür ruhların güçlerini kötüye kullanmak isteyenler için kurulmuş cezaevi gibi bir şey bende bir ara derste öğrenmiştim)

Resmen 20 kişi gelmişler ya . Yine -yine- yeni farkediyorum resmen bu bina yerin altındaymış laboratuvar ise yerin 15 kat altında . Resmen yerin altında kalmışım onca süre . Elif'e sordum beni nasıl buldunuz diye o daha   sonra anlatacağını söyledi .

Sonunda Sinan denen pislik heriften kurtuldum.

-"Kurtulduk tılsım "

- 'Kurtulduk Güneş '

Bu aralar çok uzun yazamıyorum kusura bakmayın 😊

ÖZGÜR RUHLAR AKADEMİSİ ( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin