Renkli Rüyalar

Sonuç

Bu olanları Deniz’e söylesem ilk uçakla İzmir’e gelir ve toplantı odasındaki sırtlanları döverdi. Ah tabi Mert’e de teşekkür ederim derdi. Güya beni savunduğu için. Hıhı derdim ben de ona.

Odaya girip üstümü çıkarırken bunları düşünüyordum. Telefonum çalınca açmakla açmamak arasında kaldım ve açmadım. Patron bozuntusu arıyordu. Kesin beni uyuz edecekti, o zaman açmanın ne gereği vardı ki ?

Üstümü çıkardıktan sonra duşa girdim. Parmaklarım büzüşene kadar tam 1 saat duşta kaldım. Ne yapayım suyu seviyorum. Çıktığımda pişman oldum çünkü hava inanılmaz sıcaktı. Tam bornozumun önünü açıp üstümü değiştirecektim ki kapım çalındı. Oda servisini de çağırmamıştım.Kimdi ki? Kapıyı açtığımda karşımda bana bakan şaşkın bir yüz gördüm.

“Ne oldu Mert Bey?” dedim şaşırıp kaşlarımı çatarak. Dalgınca bana baktı ama hemen toparlanıp “Ben sizi aradım ama açmadınız. Tam bir saattir arıyorum açmayınca bir şey oldu sandım.”  Ah ne kadar düşünceli ama.

“Gördüğünüz üzere duştaydım ve şimdi çıktım. Siz beni neden aradınız” 

“Akşam 8 uçağına binip İstanbul’a gitmemiz gerekiyor. Şirketten aradılar da.”

“Pekala teşekkürler” deyip kapıyı suratına kapattım. Evet yaptım. Davet imasını unutmadım ben daha.

Üstümü değiştirdikten sonra saçlarımı tepeden topuz yapıp aşağı indim. Otelin bahçesi çok güzeldi. Portakal suyumu içip etrafıma bakınırken karşı masama oturan Mert ve yanındaki kızıl kadını gördüm. Bir dakika kadın mı ?

Evvvet kadın var kızlar. Ama beyimizden büyük olduğu her haliyle belli.Tabi büyük dediysem çok da değil en fazla 5 yaş büyüktür. Boynunu mu öpüyor o ? Otelin bahçesindeyiz  arkadaşım gidin odanıza. Ortalık yer de yapılacak iş değil bu. Bir dakika,aa hatta arabana götür kızı Mert.

Kafamı çevirip etrafımdaki insanlara bakındım. Ne diye düşünüyorsam sanki onları. Ama gözüm yine onlara kaydı. Merak ediyorum kendinden büyük kadın da ne buluyordu? Bu kadar mı midesizdi yani. Bakışları benimle buluşunca kafamı çevirmemin büyük bir hata olacağını anlayıp çevirmedim. Aksine ona bakıp kibarca güldüm.

Ama o ne yaptı yüzünü garip bir şekle sokarak kafasını çevirdi. Öküz herif seni. Daha da selam vermem, konuşmam ben bununla. Kesinlikle çocuk.Büyüyememiş çocuk. Abisiyse tam bir beyefendi. Olgundu ayrıca. Ama onunda o Burcu denilen kadın da ne bulduğunu anlayamamıştım. Abi-kardeş kadınlar konusunda yanlış tercihler yapıyordu sonuç olarak.

Önüme konan, türlü yemeği gibi içinde her türden olan çiçeklere bakınca şaşırdım.Bunu kim göndermişti ki şimdi. “Efendim bu size geldi” deyip gitti yanımdan garson kız.

Notu açarken göz ucumla da Mert'i kontrol ettim. Gözlerini hafiften kısmış çiçeklere bakıyordu.Dikkatimi elimdekine verdim. Notta aynen şu yazıyordu.

“Bugün ki kaba davranışımdan ötürü özür dilerim.Sizi sekretere benzetmek büyük bir kabalıktı. Belirtmek isterim ki siz sekreter olamayacak kadar güzel ve akıllı bir kadınsınız Nil Hanım. Tekrar özür dilerim.

Ali DERYAGİL “

Adam özür dilemek istemiş ama daha da batmış.Siz sekreter olamayacak kadar güzel ve akıllısınız ne demek yani. Sekreterler çirkin ve salak mı ? Onun gözünde salak oldukları kesin ama sekreteriyle neler yapabileceği aklıma gelince iğrendim bir anda. Pislik herif. Bir de biz bu adamla iş yapıyorduk. Çiçekleri masada bırakarak kalktım.