Arabaya bindiğimizde az önce ne olduğunu düşünmeye başladım. Elimi tutması çok hoştu birbirimize hissettiklerimizde çok güzeldi. Ama ortada bir sorun vardı.Eren. Bana aşık olması kafamı karıştırmıyordu.Aksine ona üzülmüştüm.Burcu’yla nişanlıydı,evleneceklerdi ama aklının ben de olması iyi değildi. Mert’le birbirimize açılmamız tam zamanında diye düşündüm.
“Bir sorun mu var” diye sorduğunda
“Hayır,onu nereden çıkardın?” dedim en içten gülümsememle.
“Düşünceli görünüyorsun.Abimin önünde elini tuttuğum için mi böylesin” Hım. Gülen suratım asıldı. İçine doğmuş diye düşündüm.
“Hayır.Aksine bu çok hoşuma gitti.Yakın zamanda bir ilişkimiz olduğunu öğreneceklerdi zaten.Benim için bir sıkıntı yok.Olamaz da.” Onu inandırmak için söylemedim çünkü zaten öyleydi. Her ne kadar Eren’e üzülsem de onun yüzünden ilişkimde sorun çıkarmayacaktım.
“Ben öyle sandım üzgünüm”
“Üzülme”
Birkaç defa kırmızı ışığa yakalanmış,trafikte sıkışmış ve çok vakit kaybetmiştik.Ve yine bir kırmızı ışıkta takılı kalmıştık. “Bence geri dönelim.Başka bir gün gideriz.Bu trafik açılmayacak.” dediğimde başını salladı.
“İstanbul’un trafiğinden nefret ediyorum. “ O böyle deyince küçük bir kahkaha attım. Bana bakıp o da güldü. Peki niye yaklaşıyor.? Seni öpmek için tabi ki saf.Sende yaklaş. İçimdeki şeytan bunları deyince ben de ona yaklaştım. Yaklaştı,yaklaştım,yaklaştı..
Ama evren bizim yaklaşmamızı istemiyordu ki arkadan korna sesleri yükseldi. Hoşnutsuzca bir homurtu çıkarak benden uzaklaştı. Kafamı kaldırınca yeşil ışığın yandığını gördüm. Zamanlaması da harika cidden!
Mert radyo tuşuna basınca çok sevdiğim bir şarkı çalıyordu. Roy Orbison-Oh Pretty Woman. Biraz şarkının sesini yükseltip şarkıyı mırıldanmaya başladım. Sonra 3.bir ses daha duydum. Mert de söylüyordu. Sesi cidden çok güzeldi.
Pretty woman,say you’ll saty with me
‘Cause I need you,I’ll treat you right
Come with me baby ,be mine tonight.
Şarkı bitince biz de sustuk.
“Çok güzel bir sesin var. Ve eğitimli duruyor. “ dediğimde yüzü asıldı.
“İngiltere’deyken müzik grubumuz vardı. Ama okul bitince dağıldı.” Pekala.Burası girmek istemediği bölgeydi sanırım.Ses tonu bunu anlamamı sağlamıştı. “Anladım” diyerek konuyu kapattım.
Nihayet sıkıcı trafikten kurtulmuştuk. Ama ben çok açtım.Bir an önce yemek yemeliydim.Çantama baktığımda çikolatayı görünce çok sevindim. Ama onu burada yiyemezdim. Zaten gidemediğimiz için üzgündü bunu da görürse iyi olmazdı.
“Dur dur.Mert durdur arabayı sağa çek” dedim bir anda. Ani bir frenle arabayı durdurunca iyi ki emniyet kemeri takmışız dedim içimden.
“Ne oldu iyi misin ?” dediğinde gülerek dışarı da ki köfteciyi gösterdim. “Balık yiyemiyoruz ama köfte yiyebilirz hadi” derken arabadan indim. Şaşırmış, bana bakıyordu. “Haydi gelmiyor musun yoksa” diyerek çantamı aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Rüyalar
RomanceSerinin 1.HİKAYESİ: Amerika'dan Türkiye'ye dönen yirmi üç yaşındaki güzel mimar Nil,hayatının tüm karmaşasını Amerika da bırakmıştır. Türkiye'ye geri dönüşünde ona en büyük desteği çocukluğunu,gençliğini geçirdiği can yoldaşı Deniz verse de, o da ol...