Doğum günü-2 (Seni Özledim)

11.2K 523 6
                                    

O an kimseyi düşünmeden boynuna doladım kollarımı. O da beni sıkı sıkı sarmalayınca daha çok sıktım boynunu. Başımı boynundan kaldırıp ona bakmamla beraber dudaklarını hissetmem bir olmuştu. 5 gün. Koca 5 gün boyunca ona sarılmamış, öpmemiş,hissetmemiştim. Şu an kendimi daha mutlu hissedemezdim. Geri çekilince “Seni özledim “ diye fısıldadı. Ben de karşılık olarak onu öpünce arkamızdan bir öksürük sesi geldi. Geri çekilip arkamı döndüğümde Tuğçe’ye kızgın bir bakış attım.O da aynı bakışı bana attı. Eren’leri kapının önünde diktiğimi görünce o öksürüğün sebebi belli olmuştu işte.

Mert “Şaşırmış gibisin” dediğinde Eren’e söylediğini anladım. Eren de üstündeki şaşkınlığı atmaya çalışarak “Biraz.İmzalar yarın atılacak diye biliyordum.Seni yarın bekliyorduk” dedi.

“Sürpriz yapmak istedim” dediğinde onlarda pek bir şey demeden hareketlenip arabalarına doğru ilerlediler. Arkalarından bakarken Ece bayağı bir sarhoş olunca Eren’in onu zapt etmekte zorlandığını gördüm.İstemsizce güldüm.Hatırlamıyorum ama eminim ben de Mert’i böyle uğraştırmışımdır.

“Evet Mert de geldiğine göre biz gidebiliriz.Hadi Tuğçe,montunu al.Şule’yi biz evine bırakırız” dediğinde kaşlarımı çatarak  Deniz’e baktım. “Tuğçe neden sana geliyor?” Bana sen saf mısın bakışları atmıştı ama safım ki anlamamıştım. Mert’i içeri soktuktan sonra Şule ve Tuğçe beni öperek arabaya ilerlediler. Gitmenize gerek yok laflarımı dinlememişlerdi. Son anda Deniz’in kolundan tutup kendime çevirdim. “Niye Tuğçe’yi götürüyorsun, bizi rahatsız etmezdi çocuk değilki o” dediğimde kıkırdadı. “Ama siz onu rahatsız ederdiniz” deyip kapıyı kapadı. Gözlerim fal taşı gibi açılmış kapıda duruyordum.Tamam toparla kendini kızım. Düşünme şimdi onu. Mert salondan bana seslenince onun yanına gittim. Koltukta oturmuş eliyle koltuğa oturmamı  işaret ediyordu. Yanına oturarak ona sarıldım.

“Çok kötüsün madem gelecektin niye bana söylemedin. ” dedim ondan ayrılarak. Ama o buna sadece birkaç saniye izin verdikten sonra tekrar beni kollarının arasına aldı. “Sürpriz yapmak istemiştim ve şimdi yanındayım” dediğinde az önceki kızgınlığım gitmişti bile.

“İmzalar ne oldu peki?”

“Atıldı.Ama atılmama olayını ben uydurdum. Öteki türlü geleceğimi bilir sürprizde yapamazdım” dediğinde yanağını öptüm. Bir anda ayaklanınca “Ne oldu?” diye sordum. “Hediye zamanı” diyerek bahçeye çıktı. Tam ayaklanmıştım ki sesini duydum. “Otur ve gözlerini kapa ben diyene kadar da açma” deyince dediklerini yaptım. Yanıma yaklaştığını anlayınca birden heyecanlandım. Ne aldığını çok merak ediyordum. “Ellerini aç” dediğinde ellerimi açtım. Ellerimin üstünde sıcak ve tüylü bir şey hissedince de ister istemez gözlerimi açtım. Ellerimde minicik bir köpek vardı! Köpek minicik hem de!

Gülerek “Mert bu ne,ne yaptın sen” dedikten sonra bakışlarımı Mert’e çevirdim. O da aynı gülümsemeyle bana bakıyordu. “Küçükken hep köpek istediğini ama Tuğçe’nin durumu yüzünden annenin izin vermediğini söylemiştin bir kere. Sana ne alacağımı çok düşündüm en sonunda bu seni daha mutlu eder dedim” dediğinde “Çok teşekkür ederim” dedim gözlerim dolu dolu. Bir geceye iki kere göz dolması olmazdı. Hemen kendimi toparlayarak elimdeki miniğe baktım. Çok tatlııı.

“Henüz bir aylık,erkek.En rahat Terrier bakabilirsin diye düşündüm.Bana kalsa benim ki gibi kurt köpeği alırdım ama bakabilecek misin bilemedim.”

Renkli RüyalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin