Multimedya : Eren :)
--------------
“Bu arada soramadım sana nasılsın?” dediğinde kalbim tekledi sanki.
“İyiyim,aynı yani.Sen?”
“İyiyim aslında bakarsan dün geceden itibaren çok daha iyiyim” Gülümsedim bu cevabına.
Mert radyoyu açtığında bir kanalda kaldı. Çalan müzik Türkçe’ydi ama ben daha önce duymamıştım. Hareketli bir şarkıydı. Sonra başka bir şarkı çalınca tanıdık bir ses duydum. Feridun Düzağaç. Şarkısıysa en sevdiklerimden Çok Aşık’tı. Sonra Mert’e baktım.Bir süre araba kullanırken onu izledim. Üstündekilere dikkat etmemiştim.Koyu lacivert kot pantolon,koyu yeşil ince ama uzun kollu bir üst ve spor ayakkabı.Onu bu şekilde ilk İzmir’deyken görmüştüm.O zaman da hoş gözükmüştü.Ama şimdi daha da hoş gözüktü nedense. Bir anda bana dönünce ne yapacağımı şaşırdım.Resmen dikizliyordum adamı.En sonunda;
“Klimayı açar mısın sıcak oldu” Yalan değil ateş bastı.
“Tabi” diyerek klimayı açtı.Neyse ki telefonum titredi de gelen mesaja baktım.
Gönderen:Deniz
“Eve geldiğinde sana bir şey göstereceğim.Ama sürpriz.” Hemen cevap yazdım.
Kime:Deniz
“İç çamaşırı mı aldın yoksa. Bak çok şaşırırım öyleyse.”
Gönderen:Deniz
“Bir de bana fesat dersin.Asıl sensin fesat.Spoiler veriyorum iç çamaşırı değil.Başka bir sürpriz.” Benmiymişim fesat hah ! Ona kısa bir mesaj çektikten sonra Mert’e döndüm.
“Ee söylemeyecek misin nereye gittiğimizi ?”
“Söylersem eğer sürprizin bir anlamı kalmaz. “ Öyle güzel bir gülüşü vardı ki eritiyordu. Sanki o güneş bense kardan adam. Tamam kardan kadın ve ben eriyordum. 5 dakika daha sessiz sessiz otururken telefonu çaldı. Bana dönüp ”Üzgünüm ama açmak zorundayım” dedi.
“Sorun değil,aç lütfen.”
“Efendim, bugün Pazar,evet farkındayım,ama bugün Pazar ve ben rahatsız edilmek istemiyorum,eve gelince konuşuruz şu an müsait değilim, tamam “ diyerek telefonu kapattı.Ve telefonunu cidden kapattı. Kendimden utandım o an. Adam benimle vakit geçirmek istiyor.Ki konuştuğu kişi evden biri ve eve gelince konuşuruz dedi.Rahatsız edilmemek için telefonunu kapattı ama ben 5 dakika öncesinde ne yapıyordum? Deniz’le bik bik mesajlaşıyordum. Çok ayıp oldu. En iyisi benim de telefonumu kapatmam diye düşünerek çaktırmadan kapattım.
----
“Burası harika” Yalnız getirdiği yer gerçekten harikaydı. Şehir dışına yakın bahçeli bir restorandı. Aslında restoran diyemezdiniz ya neyse.
“Beğenmene sevindim.” dediğinde bahçedeki bir masaya oturmuştuk bile. Adamın biri gelip ne istediğimizi sordu.
“Kahvaltı yapacağız ama ilk defa geliyoruz o yüzden siz bize ne tavsiye ederseniz onu yeriz.” İlk defa mı gelmişti o da. Adam birkaç bir şey daha söyledikten sonra gitti. O gidince de biz konuşmaya başladık.
“Burası harika.Cennet gibi.”
“Bence de cennet gibi” derken gözlerimin içine bakması beni titretmeye yetti.Ama tabi ben gülmekle yetindim. Sonra devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Rüyalar
RomanceSerinin 1.HİKAYESİ: Amerika'dan Türkiye'ye dönen yirmi üç yaşındaki güzel mimar Nil,hayatının tüm karmaşasını Amerika da bırakmıştır. Türkiye'ye geri dönüşünde ona en büyük desteği çocukluğunu,gençliğini geçirdiği can yoldaşı Deniz verse de, o da ol...