Renkli Rüyalar

Kıskançlık

Multimedya : Gamze :D

---------

Gamze gülerek “Ee ne düşünüyorsun?” diye devam ettiğinde kendime ne düşünüyorsun diye sordum.

-----------

“Öncelikle birbirimize siz ve biz diye hitap edelim.Burası bir iş yeri.Ayrıca dışarıda da olsak sizinle en ufak bir samimiyetim olmadığından yine resmiyet içerisinde konuşmak isterim. Ayrıca şirkete hoşgeldiniz” dediğimde hepsi şaşırarak bana bakıyordu. Sert konuştum.Fazla sert hatta.Ama iyi yaptım. Birbirimizden zerre haz etmiyorduk ve burası bir iş yeriydi sen ve benli konuşamazdık. Aynı şekilde Mert’le de konuşamazdı.

“Haklısınız Nil Hanım” derken gerginliği havayı kurutacak cinstendi Gamzenin. Burcuya da baktığımda o da sus pus olmuş bakışlarını Gamzeye sabitlemişti.Gözleriyle sakin ol dercesine ona bakıyordu.

“Sert olunca daha seksi olduğunu söylemiş miydim” kulağıma fısıldanan sözlerin sahibine baktığımda Mert tam yanımda duruyor bana sırıtıyordu.Ne ara gelmişti ki. Ona cevap verecekken Hakan Bey bir şeyler söyleyip Gamzeleri yanımızdan aldı. Ben de Mert’e dönüp “ Acıktım. Yemek yemeye gidelim” dedim. Ama dudakları arsızca kıvrılınca kalbim sıkıştı. Elimden tutup odasına sürüklerken hiçbir şeyi düşünemez olmuştum.

Beni içeri sokup kapıyı kitledikten sonra odasındaki koltuğa oturduk. Bana baktı.Uzun uzun sadece baktı. Gözlerimi kısarak “Mert” dedim sorarcasına. “Seni izlemek huzur veriyor.Ve konuş lütfen. Sesin içimde bir yere dokunuyor. Bana her şeyi unutturuyorsun.”

Dedikleri o kadar güzel şeylerdeki utanmasam bir daha söyle bir daha söyle diye tekrarlattırırdım. Ama cevap veremedim.Sadece ben de ona baktım uzun uzun. Gülerek “Bunun adı Aşk” dediğinde o romantik anın içine etmek ister gibi beynim Behllüüül,Aşk-ı  Memnu diye haykırdı. Ama Mert’in o diziyi izlediğini sanmıyorum. İçinden gelerek söylediği kesin.

Ona yaklaşarak yüzünü avcumunun içine aldım. “Aşk” dediğimde avcumu öpüp bana sarıldı. “Seni seviyorum” diye kulağıma fısıldadı. Ben de “Seni Seviyorum” diyerek daha sıkı sarıldım ona. Karnımdan gelen gurultular yüzünden geri çekilmek zorunda kalmıştık. Gülerek “Hadi seni doyuralım” deyip ayağı kalkarak elini bana uzattı.

Odasından çıktığımızda gözlerim tüm şirkette dolandı. Her an bir yerden Gamze ve Burcu ikilisi çıkabilirdi. Şu an onları görmek istemiyordum. Mert’le beraber asansöre binince direk ona döndüm.

“Gamze’nin burada işe başladığını biliyorsun sen de” diyerek ondan cevap vermesini bekledim. Başını sallayınca devam ederek ” O zaman babanın ona bizim yardımcı olmamızı istediğini de biliyorsun” dedim. “Evet biliyorum” dediğinde sesindeki eğlenceli tınıyı duymuştu kulaklarım. Gözlerimi devirdim. “Güzel. Bundan sonra ikimiz ona yardımcı olabiliriz. Beraber ama. Ben onunla yalnız kalmak istemiyorum” dediğimde küçük kahkahası asansörü doldurmuştu.  Kapı açılınca elimi tutarak arabaya doğru ilerledik.

“Yine neye gülüyorsun” dedim bıkkınlıkla. Bana dönüp “ Sen şuna ikinizi yalnız bırakmak istemiyorum desene. Onunla yalnız kalmak istemiyorum derken aslında beni onunla yalnız bırakmak istemediğini anlayabilecek kadar zekiyim küçük hanım.O yüzden bana direk ikimizi yalnız bırakmayacağını söylesen de olur” dediğinde elini hızla bıraktım.

“Ne zamandır ikiniz diye kavram var?” dedim. Bana yaklaşarak -ki ben arabasının kapısına dayanmıştım-  “Benim yanımdayken sinirlenme çok güzel oluyorsun ve ben kendimi zor tutuyorum” dediğinde “Aa öyle mi. O zaman kendine dur diyeceksin canım. Çünkü beni sinir ediyorsun” dedim. “Konuş,konuş.Konuşta seninle arka koltukta güzel dakikalar geçirelim” dediğinde arsızca sırıtıyordu.