Krizler

9K 507 7
                                        

**"Bu bölümde biraz Mertin ağzından anlattım. Keyifli okumalar." :)

İki dakika,üç dakika,beş dakika.. Ve kafa yoramadığım daha kaç dakika geçti bilmiyorum. Mesajı birkaç kere okudum. Belki de bir hata oldu yanlış geldi diye düşündüm ama hata değildi. Mesajda bahsettiği Mertti.

Abla?” Gözlerimi mesajdan ayırıp başını kapıdan içeri uzatan Tuğçeye baktım. Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyorum ama Tuğçenin endişelenmesine yetmişti ki hızla içeri girdi. Yanıma oturduğunda “İyi misin” diye sordu.

Başımı sallamakla yetindim. Ama o buna yetmedi.

“Mert abiyle bir şey mi oldu? Giderken gülüyordu aslında” Mert. Buruk bir şekilde güldüm. Bana beklentiyle bakan Tuğçeye bakarak gülümsedim.

“Hayır bir sorun yok.İyiyim,iyiyiz” dedim ama son cümlem ağır yalan kokuyordu.

“Tamam o zaman,hadi aşağı gel de kahvaltı yapalım.” Ona gülümseyip yüzümü yıkamak için banyoya girdim.

----------

“Hey kime diyorum?” Tuğçenin sesiyle kendime geldim.

“Sen beni dinlemiyor musun?” Ne yalan söyleyeyim dinlemiyorum. Aklım mesajda. Mert de kaldı.

“Dalmışım kusura bakma. Sen ne diyordun?”

“Liseden nefret ediyorum diyordum. Okul züppe ve aptal dolu. Güya harika bir kolej müthiş başarıları var ama o başarılar hangi altın çocuklardan çıkmış inan hiç bilmiyorum”

Tuğçenin dedikleri beni güldürmeye yetmişti.

“Aklıma gelen ilk okul o oldu. Üzgünüm. Sık dişini birkaç ay kaldı bitmesine.”

Gözlerini devirerek “Evet tam 7 ay” dediğinde minik bir kahkaha attım.

Otoparktayım ama üst kata çıkacak halim yok. Bu halimi dün gece o soğukta yüzmemize mi yoksa sabah aldığım mesaja mı bağlamalıyım bilmiyorum. Birkaç adım atıp kendimde yürüme gücü bulunca asansöre bindim.

Başımı asansör duvarına yasladığımda aynaya baktım. Yüzüm solgun görünüyordu. Halbuki o kadar allık sürmüştüm canlansın diye. “Hih” bu sesi titreyen telefonumdan korktuğum için çıkardım. Ne ara titreşime aldım onu bile bilmiyorum.

Ekranda yazan isme baktım. Mert. Şimdi açıp bir şey yokmuş gibi mi yapmalıyım yoksa hemen söylemelimiyim bilmiyorum. En son böyle mesajlar geldiğinde ona haber vermedim diye çok kızmıştı ama bana yardım etmişti. Şimdiyse bu mesaj öncekilerden daha can sıkıcı ve tehdit variydi. Ama içimden bir ses ısrarla da söyleme diyordu. Söy-le-me.

Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

“Hey”

“Hey,sesin güzel geliyor sanırım notumu bulmuşsun” İnandırıcı olduğuma göre devam ettirebilirim.

“Evet.”

“Neredesin şirkete geldin mi?”

“Asansördeyim. “ Birkaç saniye durdu. Ne düşünüyor?

“Nil sen iyi misin?” dediğinde asansörün kapısı açıldı. Çıkıp kendi odama doğru ilerledim. Egenin gülen suratı beni görünce düştü ya da belki de ben öyle sandım. Bilmiyorum aklım bulanık.

Renkli RüyalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin