SEN LEYLA'SIN 🕸️ 27

7.5K 535 100
                                    

Sen Leyla'sın Dualarımın Prensi serisinin 3. Kitabıdır.
Eğer Dualarımın Prensi Pinokyo Prens ve Ölü Güller'i okumamışsanız bu hikayenin devamının daha anlaşılır olabilmesi için bu bölümden önce onlara bakmanızı tavsiye ederim. Tabi tercih sizin. Sen Leyla'sın böyle de apayrı bir kitap oldu. Niye başta söylemedin diye sitem edip kendinizi de beni de strese sokmayın😕😕 Söylemediysek vardır bir bildiğimiz😏📇

Geçen bölümden sonra bu haftaki bölümle bir bağlantı kuramadım, gibi eleştiri yapmak isteyenler için hemen başta cevap vereyim; Leyla artık hatırladığı için hafızasını kaybetmeden önce olanları 3 bölümde anlatacağım.

Yazdığım hikayeler bir parça kafa yormayı gerektirecek tarzda. Aşırı derecede düz ve basit kurgular pek benim tarzım değil. Pinokyo prens ilk hikayemdi. Belki acemiceydi. Sen Leyla'sın da işleri biraz daha karıştırmak istedim. Buraya kadar okuduysanız artık çözümleme kısmını okumaya başlayabilirsiniz.

(Bir yazar kaprisi de dinledikten sonra😂😂😂)

Devam edecekler için iyi okumalar; 📖

🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞🌞

"İzin ver Türkiye'ye gideyim. Yanında iki gün fazla kalsam ne olacak. İki hafta sonra sen de Türkiye'ye geleceksin. Üç hafta sonra da düğünümüz olacak. Sonra ben hep senin yanında olacağım. Şimdi beni Cezayir'e kadar sürükleme."

"İki haftadan bahsediyorsun Gülfem. Seni göremeyeceğim koca iki hafta. İki gün sonra Türkiye'ye gitmek zorundasın. Ve ben de iki gün için Cezayir'e gitmek zorundayım. Zaten iki hafta boyunca görüşemeyeceğiz. Neden bu ayrılığa iki gün daha ekleyelim?"

"Gerçekten Cezayir'e gelmek istemiyorum. Eğer kuzeyde bir ülkeye gitseydin gelirdim belki ama Mayıs sıcağında bir Afrika ülkesi görmek istemiyorum."

"Anladım. Demek kuzeyde bir ülkeye gitsem benimle gelirdin. Gelme Gülfem! Bundan sonra benimle hiçbir yere gelme!"diyerek masadan kalkıp gittiğinde şaşkınlıkla kalakaldım. Beni restoranda bir masada öylece bırakıp gidecek miydi yani? Hem de böyle çocukça bir sebeple. Kendimi aşağılanmış hissetmiştim. Biletimi alıp hemen bu akşam Türkiye'ye gitmeliydim. Nasıl beni masada terk edip gidebilirdi?

Ellerini omuzlarıma koyduğunda bırakıp gitmediği için içim rahatlamıştı. "Ben lavabodan gelene kadar bir kez daha düşün."dediği zaman ona doğru dönmek istedim ama omuzlarımı daha sıkı tutup dönmeme izin vermedi. Kulağıma doğru eğildi. "İstersen senin için sultanlara yaraşır şekilde yelpazeciler tutabilirim. Sokaklara klimalar döşettirebilirim. Yollara buz döktürebilirim. Benimle Cezayir'e gel. İki gün sonra ben kendim Türkiye'ye götüreceğim seni." Ellerini omzumdan çektiği zaman gülerek ona doğru döndüm. O da gülüyordu.

"Tamam."dedim.

"Düşünecek misin?"

"Hayır. Seninle geleceğim."

*****

*****

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SEN LEYLA'SINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin