Bir Kadın Ne Kadar Sevilebilirse Seviyorum Onu

8.8K 48 48
                                    


Tolga dan

Sete Hande yi bırakıp gittim.Son dönemlerde fazla sexs hayatından zaten kaloriler tek tek gitmişti.Orta salona geçip yönetmenle konuşup tanıştık.

Yağız:Gel Tolga cım partnerin Afra ile tanış.

Yeşil gözlü kızla tokalaştık ve oturduk.Oturduk oturmasına da sanırım Afra takıldı.Gözlerini üzerimden almıyordu,eğer böyle bakmaya devam ederse Hande ordan hissedip gelir ve gözlerini cidden oyardı...Yavaş yavaş anlamış olmalı ki rahatsız olduğumu başka şeylere odaklandı.Filmin adını sanını konusunu detayına kadar konuştuk.

Yağız:Tolga seninle ayrı konuşucaz,biliyorsun,Meriç rolüne hazırlanman zor olacak ama sen yaparsın.

güvenle gülümseyip oradan ayrıldım.Arabamın önüne geldim,aynı anda Afra da benimle geldi.

Afra:Tolga ya şey beni almaya gelemiyceklermiş,yanımdada nakit yok beni zahmet olmassa eve bırakır mısın yada o civarlara.

Niyetini anladım ama geri çeviremem nezaketen kabul ettim.Hemen yanıma çöreklendi.

Yolda konuştuk,sıra Hande ye geldi tabi.

Afra:Hande ile ilişkiniz varmış duyduğum kadarıyla.

başımı salladım.

Afra:Çok mu seviyorsun?

Tolga:Bir kadın ne kadar sevilebilirse seviyorum onu.

duyduğu cevapla içini çekti.

Afra:Bende sanmıştım ki,o kadar önemli ve ciddi bir şey değil.

Tolga:Bak Afra seninle sadece ve sadece partneriz...Amacını anlamadım sanma,gayette iyi anladım,ama eğer Hande de anlarsa inan bana o gözlerini yerinden çıkarır,inan bana yapar.

bunları demele sus pus oldu hemen,eve gidene kadar da konuşamadı.Arabadan sessiz bir şekilde indi ve ilerledi.Bende eve sürdüm.Hande nin meşgul olduğunu biliğimden arama ihtiyacı bulmadım.

Hande den

Saat 7 ye geliyordu ve kalan kısım en az 2 saat sürecekti belli.Yoldan geçen ve bizi görenler sürekli fotoğraf çekinmek istiyor sevgi yağmuruna boğuyorlardı.Bir sahne bitiyor haydiii bu sefer diğerine koş.Bu kadar yorulduğumu hatırlamıyordum.Tek yardımcım akşam Tolga yı görecek olmamdı...

Rolümü elimden gelenin en iyisiyle oynamaya çalıştım gün boyunca.

Yönetmen kestik dedi,ve böylelikle gün bitmişti.Saate baktığımda 10.32 yi gösteriyordu.Kendimi setin dışına attığımda gözüme gecenin karanlığında ilk çarpan mavilikler Tolga nın mavilikleriydi.Gülümseyerek kollarını 2 yana açıp beklemeye başladı.

yorgun adımlarla koşmaya çalışarak atladım boynuna.Bıraksalar onun kokusunda böyle sabahlardım.

Tolga:Nasıl başardığıno benimle paylaşmak ister misin?

Hande:Hı??

Tolga:Terliyken bile nasıl bu kadar güzel koktuğundan  bahsediyorum.

Hande:Meslek sırrı...

Tolga:Hmm öyle mi pekii bu meslek sırrını evde ipuçlarıyla öğretmek ister misin?

Hande:Şöyle tüm bedenime baştaaaaan aşağıııı masaj yaparsan neden olmasın:)

sarhoş gibi gülümsemeye başladığımda kendimi Tolga nın üstüne bıraktım oda arabaya oturtup eve sürdü.Yolda o arabayı sürerken bende telefonunu karıştırdım.Nede olsa stalkın her türlüsü hayat kurtarır.Biliyorum Tolga nın öyle bir şey yapmayacağını sadece can sıkıntısı.Mesajları sıkıntıyla okurken gözüme yabancı bir numara ilişti.

Hande:Aşkım kim bu?

Tolga:Bilmem.

Telefona 1-2 saniye bakıp yola geri döndü.Mesajı okumaya başladım.

"Merhaba Tolga cım,umarım yanlış anlamassın ama evde yalnızım ve sesler geliyor korkuyorum anlıyorsun değil mi müsaitsen bir kaç dakikalığına uğrar mısın?-Afra"

sesli okuduğumdan Tolga da duymuştu.

Hande:Bu sürtük nerden bulmuş senin numaranı sevgilim?"

imalı soruma karşılık şaşkınca bakıyordu.

Tolga:Gerçekten bilmiyorum,yönetmenden aldı galiba.Bi baksak mı?Kız tek başınaymış sonuçta.

Hande:Sen ne meraklı çıktın elalemin kızlarını kurtarmaya ya,bizene polis çağırsın başka yok mu erkek tanıdığı sanki?Elleme...

Tolga:Hayatım meraklı falan değilim ama insanlık namına demek ki yardım isteyecek biri yok.Sadece bir bakacağız sabahlayacak değiliz.

Hande:İyi peki ama sadece bakıp geleceğiz 5 dakikayı aşkın bir sohbet görmek veya duymak istemiyorum.Prenses konum da atmış...

Yol değiştirip adrese sürmeye başladı.17 dakikalık bir yolculuğun ardından Kraliçe Hazretleri nin evine ulaştık.Kapıyı açıp dışarı çıktım Tolga nın elini TUTARAK HEMDE SIMSIKI kapıya adımladık.2 kere zile basmanın ardından bana döndü.Ayak seslerini duyduğumda o sessizlikte dudaklarına yapıştım Tolga nın.Madem yürüyor ne yürümesi?Koşuyor benim Tolga ma ayağını kaydırırdık el birliği ile.

Kapı açıldığında biz hala çılgın 2 manyak gibi dillerimizi emiyorduk.Afra nın ise kolları sarılma pozisyonundaydı."HIZLI GELDİN BEBEĞİM DÜŞMEMEN ELDE DEĞİL..."

Nefesim tükenmese daha devam etmeye niyetim vardı ama göreceğini görmüştü sonuçta.Dilinden ayrılıp elini daha sıkı tuttum.Ve iğneleyici bir açıklama yaptım.

"Sen geç gelince bizde özlemiştik birbirimizi uzun sürdü biraz kusura bakma,nooldu eve hırsız girip kollarını felç mi bıraktı?"

böyle dememle kollarını indirip içeri davet etti.Anlaşılan bu saatte beni beklemiyordu...İçeri geçer geçmez biraz önce ateşli öpüşmemizi görmemiş gibi Tolga ya sarıldı ben hala elini tutuyordum tabi.

Afra:Tolga çok korktum...Çok korktum.

benim o koklamaya doyamadığım boynuna gömülmüştü."SEN KİM KÖPEK?"

Hande:Jetonun süresi doldu,hadi AŞKIM gidelim.

ona dönerek devam ettim.

Hande:E tabi majesteleri izin verirse.

dedim dudaklarımı büzerek.Tolga dan gülme homurtusu kaçmıştı bile ve Afra hala yüzsüzlükte talk show yapıyordu...

Afra:Şeyy bir de evi kontrol etsek.

Tolga elimi öpüp merdivenleri çıkmaya başladı.Afra da peşinden giderken tuttum.

Hande:Bana bak,eğer seni bir daha Tolga ma yazılırken görürsem elimden kurtulamassın.

Afra:Tapulu mu sana?

Hande:Evet ama tapulu alanları gösterme mi istemessin...Ben sana sayayım.Mesela o tapusunu kasıklarıma sonra şuralarıma derinlerime içime dilime dişime...Kısacası şu süngere giriyorsa her yere bıraktı,benim gibi.Anlıyorsun değil mi.Uzak dur benim olandan uzak dur mutluluğumdan...Hem senin uyku vaktin gelmedi mi ya?Hadi canım haddeee sütünü yudumlayıp uyu artık....



Güneşin Karanlığı//Hantol +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin