"Hey, duydun mu ? Harry styles dün gece intihar etmiş!" Tanrım ne!? Hayır kesinlikle yanlış duymuş olmalıyım. Harry mi? Hayır. Olamaz. Hala onun hakında konuşan kızların yanına gidip hangi hastanede olduğunu öğrendim ve hızla arabama binip hastaneye sürmeye başladım, benim yüzümden! Hepsi benim suçum dün ona bu şeklide çıkışmamalıydım. Onun çok kırılgan olduğunu biliyordum. Sert ve kötü çocuk imajının altında aslında çok farklı bir harry vardı. Hastaneye gelir gelmez arabayı bir yere park edip içeri doğru koşmaya başladım. Tanrım onu kaybetmek istemiyorum. O.. Ben o olmadan yaşayamam. Danışmadan Harry'nin hangi odada olduğunu öğrenip asansöre bindim. Neden? Bunu neden yaptın, beni sensiz bırakmayı nasıl düşünebildin? Asansörden çıktığımda koridorda annesini gördüm. Yanında ise şişman bir adam vardı. Hızlı adımlarla yanlarına gittiğimde Harry'nin annesi ile gözgöze geldik.
"Bay tomlinson siz.."
"Harry'nin durumu nasıl ?"
"Dün geceden beri uyanmadı. Doktor fazla kan kaybettiğini söyledi, bu kadar çok uyuması normalmiş."
"Anladım." ben onu görmek istiyordum. Yeşil zümrütleri benim sevimsiz mavi gözlerime baksın istiyordum. Boğuk çıkan sesini duymaya ihtiyacım vardı. düşüncelerim Harry'nin odasından çıkan hemşireyle bozuldu.
"Bay styles kendine geldi, sizi görmek istiyor." Annesi ve yanındaki adam içeri girdiğinde sessizce beklemeye başladım. Onun beni görmek istemeyeceğini biliyordum, yinede onun sağlıklı olduğunu kendim görmeliyim. On dakika sonra dışarı çıktıklarında içeri girip giremeyecğimi sordum.
"Tabii ki girebilirsiniz." Annesi içten şeklide gülümsediğinde derin bir nefes alarak içeri girdim. O böyle bir yerde olmayı haketmiyordu. Tanrım tüm suç benim.
"Harry?" Yeşil gözlerini yüzüme çevirdiğinde geriye doğru sendeledim. Gözleri kıpkırmızıydı ve altıları morarmıştı.
"Ne işin var burada!."
"Seni merak ettim, küç-' harry" ah. az daha ona küçüğüm diyecektim!
"Beni merak etmene gerek yok, bak ölmedim, benden kurtulamadın."
"Böyle konuşma lütfen" sinirden yumruklarını sıkıyordu. Burnundan derin nefesler alıyordu.
"Ne konuşmamı istiyorsun? Ne söyleyeyim?.. Duymak istediğin, neden burada olduğum ise, Benim gibi ibne olmayan birine aşığım! Yakında evlenecek, o her zaman onunla uyuyup uyanacak, benim görmekten bıkmayacağım yüzünü, duymaktan sıkılmayacağım sesini, lanet kadının teki Hergün görecek, duyacak.. Ben benim olmayan için savaşmaktan vazgeçtim. Çünkü ben bir ucube ve lanet olası bir ibneyim. Onu haketmiyorum." Şu an kendimi öldürmek, türlü işkenceler çektirmek istiyorum.
"Beni d-dinle harry hiçbirşeyi bilmiyorsun..-'
"Bak, hiçbirşey bilmek istemiyorum. Lütfen louis git buradan.." 'Hadi louis onu bir kere olsun öp' içimden gelen ani adrenalin ile hızla yanına gidip üzerine eğildim.
"Harry.."
"Lütfen gidin.. Sizi görmek istemiyorum.. Bay tomlinson!" Öpücüğün canı cehenneme. Önce kırdığım kalbi tamir etmem lazım.
"Pekala.. Dediğin gibi olsun." Ona arkamı dönüp kapıyı açtım, ve ona bakmadan dışarı çıktım. Onun kalbini geri kazanmam lazım. Evet küçük aşkım. Bize bir şans vereceğim...
###
Çok hastayım ne yazdığıma bakmadım aklıma gelen ne varsa yazdım :( saçma olduysa özür dilerim ama telafi edeceğim.. Sizi seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Romance || Larry Stylinson
FanfictionLouis harry kadar cesur olup aşkları için savaşabilecek mi??