Her tarafı yeşil ağaçlarla örtülmüş eve baktım. bir ay önce bu evde korkunç saatler geçirmiş, ardıdan louis'nin beni kurtarmasıyla özgürlüğüme kavuşmuştum. buraya yeniden gelmek işkence gibiydi. fakat başka bir seçeneğim yoktu. gerçekleri louis'ye anlatmalıydı. en azından onu asla aldatmayacağımı bilmeliydi benden boşansa bile canım şimdi ki kadar acımazdı. derin bir nefes alıp baheçeye girdiğimde evin havuzunda yüzdüğünü gördüm. başını sudan çıkardığında şaşkınca suratıma baktı ve hemen ardıdan beyaz dişlerini göstererek sırıtmaya başladı.
'' Sevgilim, geleceğini bilmiyordum.'' dedi havuzun merdivenlerini çıkarken. duruşumu dikleştirip ona fark ettirmeden belimdeki silahı çıkarıp ona doğrulttum. elindeki havluyu bırakıp bana döndüğünde kanı çekilmiş gibi bembeyaz olmuştu.
''h-harry? n-ne y-y-yapıyorsun?'' bu savunmasız halinden nedense zevk almıştım.
'' git üzerini giyin! louis ile konuşmaya gideceğiz!'' dediğimde yüzüme anlamsız şekilde bakması sinirlerimi bozmuştu.
'' louis mi? ama onunla ayrıldın sevg--' elimdeki silahın tetiğini çekince sertçe yutkundu.
'' onu aldatmadığımı söyleyeceksin! benim seni öpmediğini bilecek!''
'' bana karşılık verdiiğini biliyorum!'' bu gerizekalı sinirlerimi bozmaya başlamıştı. elimi indirmeden aramızdaki mesafeyi kapatıp silahın ucunu kalbine yaklaştırdım.
'' Seni öldürebilirim biliyorsun değil mi? gözümü bile kırpmam! ne tür bir pislik olduğunu kocama kendin. söyleyeceksin!''
'' Harry ben--'
'' yaşamak ve ölmek jack.. kararını bir dakika içinde ver!'' kolumdaki saate bakıp geri sayıma başladım. yeni havuzdan çıkmasına rağmen terlediğini görebiliyordum. tekrar korkuyla yutkundu.
'' 25, 24. 23, 22..-' saymaya devam edeceğim an pes edip omuzlarını düşürdü.
'' pekala söyleyeceğim. önce giyinmem gerek.'' dediğinde başımı sallayıp onayladım. o eve girerken peşinden de ben girdim. yatak odasına çıktığında ıslak baksırını bana garip bir şekilde gülümseyerek çıkardı. ondan kesinilke iğreniyorum!
'' acele et! bekleyecek kadar zamanım yok. bir an önce gidelim.'' gözlerini devirip hızla üzerini giydiğinde kolundan tutup odadan çıkardım.
'' kaçacak değilim harry. kolumu bırak!''
'' sana asla güvenmiyorum! çeneni kapat ve yürü!'' evden çıkıp beyaz mercedese binip bana yine gülümsedikten sonra arabayı çalıştırdı.
'' o adamın seni hala sevdiğini sanmıyorum hazz'' dediğinde silahı kafasına dayadım. sabrımı zorlayacak her şeyden uzak durmalıydı.
'' Seni ilgilendirmiyor! sen sadece gerçeği söyle yeterli.''
'' pekala, pekala. şu silahı indirir misin yola odaklanmam lazım.'' silahı başından çektiğimde rahat bir nefes vermişti ama bu defa omzuna bastırmıştım. bana sinirli bir bakış attığında otuz iki diş sırıttım. yaklaşık yarım saat sonra araba louis'nin evinin önünde durunca yutkundum. biraz sonra günler sonra ilk defa görecektim onu. jack'le arabadan inip eve doğru yürümeye başladık ve bu arada silahı sırtına bastırmıştım.
'' harry silahı indir!''
'' hayır'' dedim soğuk bir sesle kapıya geldiğimizde zili çaldım. eleanor'un tiz sesini duyduğumda bir an için vazgeçmeyi düşünmüşt-- kapı açıldığında onu iterek içeri girdik.
'' louis nerede?!'' annesi mutfaktan çıkarken louis arka bahçeden üstünü silkeleyerek içeri girdi. ve okyanusları benim gözlerimle birleşince gözlerinin dolduğunu farkettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Romance || Larry Stylinson
FanfictionLouis harry kadar cesur olup aşkları için savaşabilecek mi??