Prenses Değilim!

1.7K 105 22
                                    

kesilmemesi gereken bir yerde bitti üzgünüm :(

uyarı: smut... en kötü smut.. bottom louis :D 

HARRY:

Sabah ikimiz içinde keyifsiz başlasa da öyle devam ettirmedik. louis bana kendi elleriyle kahvaltı hazırlamak istediğinde önce itiraz etmiştim. mutfağımı mahvetmesine izin veremezdim ama o sevimli bakışlarına dayanamayıp kabul ettim. ve sadece bir iki kırık tabaktan sonra kahvaltı edebildik. bulaşıklarıda hallettikten sonra arka bahçede boris'le oynadıktan sonra duş almak istediğini söyledi. 

'' Benimle yıkanmak ister misin prenses?'' dedi kırıkdayarak. ah demek komik bir şey öyle mi tomlinson? pekala bunu sen istedin.

'' Evet isterim kocacığım.'' gülümseyip yanına gittim. gözlerinde garip bir parlama vardı. elini tutup banyoya çekiştirdiğim de üzerimizdeki tişörtler çoktan odanın bir köşesine savrulmuştu. banyoya girdiğimizde sırtını soğuk duvara yaslayıp dudaklarına yumuşak öpücükler bırakmaya başladım. sana prenses olmadığımı kanıtlayacağım sevgilim. 

'' sanırım biraz acelecisin sevgilim?'' dediğini duymazdan gelip dudaklarımı boynunda ki hassas yerin üzerinde gezdirmeye devam ettim. kollarımın altında titremeye başladı. 

'' sana prenses olmadığımı göstermek istiyorum'' dedim burnunu öpüp. kıvırcık saçlarımı alnımdan çekip alaycı bir şekilde güldü.

'' buna gerek yok, sen benim prensesimsin.'' geri çekilip meydan okurcasına tek kaşımı kaldırdım. 

'' denemek ister misin?'' cevap vermeyip dudaklarıma sert bir öpücük bıraktığında belinden tutup kucağıma aldım. kalp atışlarını göğsümde hissediyordum. onu ayrı kaldığımız süre boyunca çok özlemiştim. her an her saniye ona dokunmak istiyordum. tek elimle duşa kabini açıp içine girdik. dudaklarını çekmemesi beni daha çok tahrik ediyordu. küçük çizgi şeklinde ki dudaklarını öpmeyi seviyordum. 

'' harold.. ah, tanrım!' seslice inledi. sıcak suyu açtığımda irkilsede bana daha çok sokuldu. ona söylemeden orta parmağımı içine ittiğimde başını omzumdan kaldırıp gözlerime baktı. 

'' çok kötüsün!'' umursamaz bir şekilde omuz silktim ve ikinci parmağı ekledim. ensemdeki saçları çektiğinde zevkle inledim. 

'' hala aynı mı düşünüyorsun?'' 

''ıhımm.. harry..!'' sırtını duvara vurdum. 

'' Cevap ver! sence hala prenses miyim?'' gözlerinden akan yaşlarla bile çok çekiciydi. tanrım ben ona neden zarar veriyordum?!

'' emin değilim, seni hissetmek istiyorum!'' dediğinde parmaklarımı çekip içine girdim. başı omzuma düştüğünde hareket etmeye başladım. 

'' t-tanrım biraz yav-aaş!'' 

'' hoşuna gidiyor değil mi bebeğim? düşüncelerin değişti mi?'' başını aşağı yukarı salladı. ah. biliyordum.! bunu kanıtladığıma göre devam edebiliriz. tırnaklarını sırtıma batırdığında bende inledim. bu hissi seviyorum. 

'' harold daha hız-lı aah!'' dizlerim ikimizi taşayacak kadar güçlü değildi. duşa kabinden çıkıp onu yerde ki beyaz halının üzerine yatırdım. şu an çok fazla karşı koulmazdı. tanrım o benim! louis sadece benim!

''sevgilim sanırım g-geliyor-um'' dedi nefesleri arasında. son bir kez sertçe içine girdiğimde aynı anda gelmiştik. nefes nefese yan tarafa düştüm. bu çok iyi hissettirmişti. ve prenses olmadığımı kanıtlamıştım. 

'' Tanrım sözümü geri alıyorum harold. sen, gerçekten harikasın'' dudaklarına doğru eğildiğim de çalan kapı tüm sihirli anı bozmuştu. yerde ki baksırımı giyip banyodan çıktı. çocuklar olabilirdi. zil ısrarla çalmaya devam ederken homurdanarak kapıyı açtım. işte şimdi gerçekten bittik...

'' Anne?'' 

Bad Romance || Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin