"YARADILIŞ"

91 32 24
                                    

"Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: 'Dünyada neler gördünüz? ' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki..."
- Sabahattin Ali

10 BÖLÜM

Islak saçlarımı taramaya başladım. Yemeğimi yedikten sonra duşa girmiş rahatlamıştım. 1 haftanın yorgunluğu vardı üzerimde,kirlenmiştim.
Yavaş yavaş taradım saçlarımı arkam kapıya dönük boy aynasının karşısında saçlarımı tarıyordum. Kapı açıldı. Kimin geldiğini biliyordum ama gözlerimi açmadım.
Ruhum kelepçeye vurulmuş bir korkuyla atıyordu. Ensemde ateşin nefesini hissettim belki de benim kuruntumdu Ama inatla açmadım gözlerimi, devam ettim saçlarımı taramaya.

Ateşin elleri, saçımı taradığım elle buluştu. Nefesimi tuttum. Ateşin bir eli belimde diğer eli ise saçımdaydı. İçimde ki kelebek kafesini zorluyor, çıkmak istiyordu. Ateşin eli saçlarımda gezindi, usul usul taramaya başladı. Gözlerimi açtım. Gözlerim aynada ateşle buluştu.

" Hasta olucaksın. " gülümsedim.

" Sen bana bakarsın. " dedim beklentiyle, neyi beklediğimi bilmiyordum ama bekliyordum işte.

" Sanmıyorum " ciddiyetini hiç bozmadan beni yatağa oturtturdu.
" Saçlarını kurutalım. " bu çocuk dengesizdi. Somurttum.
Beni mutlu edip bir yandan da mutsuz edebiliyordu. Bu dengesizliği sinir bozucuydu.
Kurutma makinasını fişe takıp çalıştırdı. Saçlarımı yaklaştırdı, ellerini saçlarıma geçirip kurutmaya başladı. İşi bittikten sonra kurutma makinası fişten çıkardı.

"İşim var beni bekleme. Sen de evde uslu uslu otur. "
Kafa salladım. Ama uslu durabileceğimi sanmıyordum. Ateş odadan çıktıktan sonra düşünmeye başladım.
Ateşi takip etsem ne olurdu?
İçimde ki yaramaz kız beni daha çok tetikliyor , gitmem için türlü türlü şeyler söylüyordu.
Telefonumu alıp odadan çıktım. Ateş evde yoktu. Ayakkabılarımı giyinip evden çıktım. Kenara saklandım arabasına biniyordu.

Hay şansıma!

Hemen taksi durdurdum.

" Nereye gidiyoruz abla? "
Abla lafına kızsamda şuan da bu yaşını başını almış adamla uğraşamiyacaktım.

" Şu öndeki arabayı takip edin " dedim mesafemi koruyarak.
" Oo macera en sevdiğim be abla. "
Galiba bütün deliler beni buluyordu bu hayatta.
Ateş değişik değişik yollara gitmişti. En sonun da durunca derin bir nefes aldım. Belki de böyle çocukca bir şey yapmamalıydım. Ama artık gelmiştim ve merakım takip etmemi söylüyordu.
Adama parayı uzatıp indim arabadan.

Ateş, bara gelmişti.
Siyah bordo yazıyı okudum.
' İSKELE BAR'
İçim titredi. Korkmuşmuydum? Belki.
Üstümü başımı düzeltip içeriye girdim.
Ağır içki kokusu ve duman bütün bedenimi esir almıştı. Gözlerimle etrafı taradım. Dans etmekten kıyafetleri üstüne yapışmış bedenler, bir kenarda yiyişenler, kendini pazarlamaya çalışan kadınları saymıyorum bile.
Burası iğrençti.
Gözlerim bir umutla Ateşi aradı. Kalabalıktan kimseyi göremiyordum birde üstüne buranın loş ışığı eklenince ateşi bulma ihtimalim daha da çok düşmüştü.

"Küçük ceylan" arkamda bir nefes hissettim. Ama bu seferki nefes Ateşin nefesi değildi, arkama baktım. Siyah saçlı mavi gözlü çoğu kızı kendine aşık edebilecek yakışıklılıktaki kişiye baktım. 23 yaşlarında gösteriyordu.

"Senin burda ne işin var küçük aileni mi kaybettin? "

Ailem dedim içimden ah! Ne kadar komik şimdi de benle dalga geçiyordu.
Sinirlendim.

" Ne o yoksa sende mi aileni kaybettin? " adam kaşlarını kaldırdı bu cevabı beklemediği belliydi, sırıttı.
Ellerini saçlarıma geçirdi. İttirdim. Adam daha kaldıra bilecekmiş gibi kaşlarını biraz daha kaldırdı. Sırıtması genişledi, eğleniyor gibiydi.

Umudun Pençesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin